Translation of "Trende" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Trende" in a sentence and their japanese translations:

Trende cebimi soydurdum.

電車でポケットの中にあるものをすられた。

Ben trende soyuldum.

電車の中ですりにやられちゃったんだ。

Şemsiyemi trende bıraktım.

- 電車に傘を忘れた。
- 電車のなかに傘を忘れてきた。
- 電車に傘を忘れてしまった。

Sen trende miydin?

- 電車に乗ってた?
- 列車に乗ってた?

Tom trende uyuyakaldı.

トムは電車で居眠りした。

O, şemsiyesini trende bıraktı.

彼女は電車の中にかさを置き忘れた。

Dün trende cüzdanımı çaldırdım.

- 私は昨日汽車の中で財布を盗まれた。
- 昨日電車で財布を盗られた。

Trende sigara içmek yasaklanmıştır.

列車内で喫煙は禁じられている。

Tenis raketimi trende bıraktım.

電車にテニスラケットを忘れてきた。

Neredeyse şemsiyemi trende unutuyordum.

電車に傘を忘れるところだった。

Trende birisi ayağıma bastı.

電車の中で誰かに足を踏まれた。

Şemsiyemi neredeyse trende bırakıyordum.

電車に傘を忘れるところだった。

Onları trende bırakmış olabilirim.

私は電車の中に置き忘れたのかもしれない。

Kalabalık trende boğulacağımı düşündüm.

満員電車の中は息が詰まりそうだった。

Birçok yolcu son trende uyuyordu.

終電の多くの乗客は眠っていた。

Onu trende ilk başta tanımadım.

- 列車の中で、最初のうちは彼だと分からなかった。
- 電車の中で、初めのうち、彼だと分からなかった。

Trende ayrılmış koltuklar var mıdır?

予約席はありますか。

O, trende ayakta durmak zorundaydı.

彼女は列車の中で立っていなければならなかった。

Onların hangi trende olacaklarını bilmiyorduk.

彼らがどの列車に乗っているかわからない。

Arada bir şemsiyesini trende bırakır.

彼は時々傘を電車の中に置き忘れる。

Trende şemsiyeni bırakmak senin dikkatsizliğindi.

電車にかさを置き忘れるなんてあなたは不注意だった。

Şemsiyemi her zaman trende bırakıyorum.

僕はしょっちゅう電車の中に傘を忘れてしまう。

Trende eski bir arkadaşıma rastladım.

私は偶然電車の中で旧友に出会った。

Trende okuyacak bir kitap istiyorum.

私は電車の中で読む本がほしい。

İngilizler trende nadiren yabancılarla konuşurlar.

英国人は列車の中では見知らぬ人に話しかけることはめったにない。

O, bir sonraki trende olabilir.

彼は次の列車に乗っているかもしれない。

Sandra trende bana koltuğunu önerdi.

サンドラは、列車の中で私に席を譲ろうと申し出た。

Bu trende yer ayırtmak istiyorum.

この列車の座席を予約したいのですが。

Onu bir zamanlar trende gördüm.

いつかかれに電車の中であったことがある。

Çantamı trende bıraktığımı fark ettim.

私は列車の中に鞄を忘れたことをふと思い出した。

Trende on iki saat geçirdim.

電車で12時間過ごした。

Trende beşten az yolcu yoktu.

車中には、少なくとも5人の乗客がいました。

- Bu sabah trende tesadüfen onunla karşılaştım.
- Bu sabah trende ona tesadüf ettim.

- 今朝車中で思いがけず彼にあった。
- 今朝車中で偶然彼に会った。

Bir bilet olmadan trende seyahat etmemelisin.

切符なしで電車に乗ってはいけません。

Evvelsi gün tesadüfen trende ona rastladım.

一昨日、偶然電車の中で彼女と出会った。

Avrupa'da seyahat ederken, bir trende soyuldum.

ヨーロッパを旅行している間に列車の中ですりにあった。

O sık sık trende şemsiyesini bırakır.

彼はよく電車の中に傘を忘れる。

Bir trende şans eseri onunla tanıştım.

電車の中で偶然彼女に会った。

Ben her zaman şemsiyemi trende bırakırım.

僕はしょっちゅう電車の中に傘を忘れてしまう。

Bu sabah trende tesadüfen onunla karşılaştım.

- 今朝車中で思いがけず彼にあった。
- 今朝車中で偶然彼に会った。

Trende okumak için bir şey istiyorum.

- 私は何か電車で読むものが欲しい。
- 電車の中で読むものが欲しいんだよ。

Trende okumak için bir kitap istiyorum.

私は電車の中で読む本がほしい。

- O, trende yaşlı bir adama yer verdi.
- O, trende yaşlı bir adam için yer açtı.

彼は電車で老人のために席を空けた。

Trende, kazada yaralanmış olan birkaç yolcu vardı.

その事故でその電車の乗客数人が負傷した。

"Olamaz! Şemsiyemi trende unuttum." "Ne sersem şeysin!"

「しまった!傘を電車に忘れた」「あわてん坊ね」

Evime giderken trende uyuyakaldım ve istasyonumu geçtim.

帰宅の途中電車の中で居眠りをして、乗り越してしまった。

Trende erkek kardeşim cebinden bir şey çaldırdı.

私の兄は電車の中でスリにあった。

Geçenlerde, trende çekici olgun bir kadın gördüm.

この前、電車の中で魅力的な熟女を見た。

Dün trende bir yabancı benimle İngilizce konuştu.

きのう外国の人が電車の中で私に英語で話しかけてきました。

Mary ve benim aynı trende olmamız, tamamen bir tesadüftü.

メアリーと私が同じ汽車に乗り合わせたのは全くの偶然だった。

Onun o kadar acelesi vardı ki şemsiyesini trende unuttu.

彼女はとても慌てていたので電車に傘を置き忘れてしまった。

- Gemide kaç kişi var?
- Uçakta kaç kişi var?
- Trende kaç kişi var?

乗客は何人ですか。

Bir zamanlar Tom'un ayağı trende yüksek topuklu giyen bir kadın tarafından ezildi.

トムは電車でハイヒールの女性に足を踏まれたことがある。

Londra'da polisler her zaman trende ya da metroda bir bomba bulma konusunda endişeli.

ロンドンの警察はいつも電車や地下鉄の爆弾を探し出すのに躍起となっている。