Translation of "çalışırken" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "çalışırken" in a sentence and their japanese translations:

Çalışırken sigara içmemelisin.

- 仕事中は喫煙してはいけない。
- 仕事中はタバコを吸ってはならない。

Motoru çalışırken bırak.

- エンジンをかけたままにしておきなさい。
- エンジンはかけたままにしといて。

Kütüphaneyi bulmaya çalışırken kayboldum.

図書館を見つけようとしたが道に迷ってしまった。

Masamda çalışırken uykuya daldım.

机にむかって勉強しているうちに寝てしまった。

Mücevher çalmaya çalışırken yakalandı.

彼女は宝石を盗もうとして捕まった。

Onu bahçede çalışırken buldum.

彼はちょうど庭掃除をしていました。

O, çalışırken onunla konuşma.

勉強をしている間は彼に話しかけてはいけない。

O, çalışırken şarkı söyledi.

彼は歌いながら仕事をした。

Çalışırken beni rahatsız etmeyin.

- 勉強中に邪魔をしないでくれ。
- 私の勉強の邪魔をしないでくれ。

O motoru çalışırken bıraktı.

彼はエンジンをかけっぱなしにしておいた。

Ben çalışırken dikkatimi dağıtmayın.

勉強中に邪魔をしないでくれ。

- Tom ders çalışırken müzik dinlemeyi sever.
- Tom çalışırken müzik dinlemeyi sever.

トムは音楽を聞きながら勉強するのが好きだ。

Ve genelde, medeniyeti bulmaya çalışırken,

文明を見つけたいなら

Onu gizlice kaçmaya çalışırken yakaladım.

- 私は彼が忍び出しようとするのをつかまえた。
- 彼がこっそり抜け出そうとするところを捕まえたんだ。

Çalışırken sigara içmeye izin verilmez.

勤務中の喫煙は禁止されている。

Gürültü o çalışırken dikkatini dağıttı.

彼は騒音で気が散って勉強できなかった。

O çalışırken bir kaza yaptı.

彼は仕事中に事故にあった。

Onu odasından çıkmaya çalışırken yakaladık.

私たちは彼が部屋から出ようとしているところを見つけた。

O, çalışırken her zaman mırıldanır.

彼はいつも仕事をしながらハミングする。

Çalışırken çizgi roman okumayı bırakın.

仕事中に漫画の本を読むのはやめること。

Tom dışarıda çalışırken iPodunu dinliyordu.

トムはトレーニングをしながらiPodを聞いていた。

Onlar başkalarını kurtarmaya çalışırken öldüler.

彼らは他の人たちを助けようとして命を落とした。

Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.

トムはメアリーを助けようとして命を落とした。

Onlar diğerlerini kurtarmaya çalışırken öldüler.

彼らは他の人たちを助けようとして命を落とした。

Çalışırken çok sabıra gerek duyarız.

勉強するときは大変な忍耐を必要とする。

İngilizce öğrenmeye çalışırken çok çalışıyorum.

頑張って、英語を勉強しているところです。

Çalışırken mırıldanan birini tanıyor musun?

あなたの知り合いで仕事中に鼻歌を歌う人はいますか?

Hayatımızın ilk dağında, kariyeri yakalamaya çalışırken

人生で初めての山で キャリアの上昇を目指していたとき

Böylece bir yarışma için anatomiye çalışırken

解剖学をコンテンストに向けて 勉強していた時

Bir çocuğu kurtarmaya çalışırken neredeyse boğuluyordum.

少年を助けようとしていて私は危うく溺れるところだった。

Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.

その会社にてこ入れするために数百万ドルが使われた。

Onu odadan dışarı çıkmaya çalışırken yakaladım.

私は彼が部屋から出て行こうとしているところを捕まえた。

Tom Mary'yi çalışırken rahatsız etmek istemedi.

メアリーが勉強をしている間、トムは彼女の邪魔をしたくなかった。

- Onu yolculuğa çıkmaktan vazgeçirmeye çalışırken zor bir zaman geçirdim.
- Onu yolculuktan vazgeçirmeye çalışırken epey zorlandım.

彼を説得して旅行を中止させるのに苦労しました。

Mary mutfakta çalışırken genellikle bir melodi mırıldanır.

メアリーは台所で働きながら、よく鼻歌を歌う。

O bir kolyeyi çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.

彼女はネックレスを盗もうとして現行犯でつかまった。

Bir dalgıcın büyük bir midyeden inci almaya çalışırken

ダイバーが 貝から 真珠を取ろうとして

Tom o ders çalışırken Mary'nin sözünü kesmek istemedi.

メアリーが勉強をしている間、トムは彼女の邪魔をしたくなかった。

Ertesi yıl, Eylau'da, Davout'un birliği , Rus kanadını döndürmeye çalışırken

翌年のアイラウでは、ダヴーの軍団が再び中心的な役割を果たし、

Sükut altındır ama bir yabancı dil öğrenmeye çalışırken değil.

沈黙は金なり、しかし外国語を覚えようとするときにはそうではない。

Siz bir şeyi kanıtlamaya çalışırken, bu onun doğru olduğunu bilmenize yardım eder.

何かを証明しようとする場合、それが真実であるという確信を持つことは何らかの手助けになる。

Bir süpermarkette yarı zamanlı çalışırken, oysa diğerleri değilken bazı müşterileri çok kibar buldum.

スーパーでアルバイトしてみて、客の中にも丁寧な人と、そうでない人がいることがわかった。

- Onun yolculuğu iptal etmesini ikna etmeye çalışarak zor bir zaman geçirdim.
- Onu yolculuktan vazgeçirmeye çalışırken epey zorlandım.

彼を説得して旅行を中止させるのに苦労しました。

- Ben kayboldum ve otele geri dönüş yolumu bulmada zor bir zaman geçirdim.
- Kaybolup da otele geri dönmeye çalışırken epey zorlandım.

私は道に迷ってホテルにたどり着くのに苦労した。