Translation of "Uykuya" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Uykuya" in a sentence and their japanese translations:

Bebek uykuya daldı.

その赤ちゃんは眠った。

Çalışıyorken, uykuya daldı.

彼は勉強中に寝入ってしまった。

- Uyuyakaldım.
- Uykuya gittim.

私は眠り込んだ。

Uykuya ihtiyacın var.

睡眠をとったほうがいい。

Uykuya ihtiyacım var.

睡眠をとったほうがよさそうだ。

Tom uykuya daldı.

トムは眠りに落ちた。

uykuya ihtiyacınız olduğunu biliyoruz,

学習前に睡眠を取る必要があります

Bebek derhal uykuya daldı.

赤ん坊はすぐに眠った。

Masamda çalışırken uykuya daldım.

机にむかって勉強しているうちに寝てしまった。

Uykuya dalmak elimde değildi.

- つい眠ってしまった。
- わたしは眠気を我慢できなかった。

Şair ölümü uykuya benzetti.

その詩人は死を眠りにたとえた。

Radyo açıkken uykuya daldı.

彼は、ラジオをつけっぱなしにして、寝てしまった。

O hemen uykuya daldı.

彼はすぐに眠ってしまった。

Sonunda bebek uykuya daldı.

とうとうその赤ん坊は眠りについた。

O, yatakta uykuya yattı.

彼はベッドに横たわって眠っていた。

Tom'un uykuya olduğunu düşündüm.

トムは眠っていると思った。

Uykuya karşı mücadele ettim.

私は眠気と戦った。

Çocuğu uykuya dalmış buldum.

私が行ってみると、その少年はぐっすり眠っていた。

Tom kanepede uykuya daldı.

- トムはソファで眠りに落ちました。
- トムはソファーで眠ってしまった。

Ders sırasında uykuya daldım.

私は授業中に寝てしまった。

TV izlerken, ben uykuya daldım.

テレビを見ていて眠ってしまった。

O, derin bir uykuya daldı.

彼女は深い眠りについた。

Çocukların çok uykuya ihtiyacı vardır.

子供たちは多くの睡眠が必要である。

Ben bir kazakla uykuya daldım.

私はセーターを着たまま眠り込んだ。

Bebek uykuya dalmış gibi görünüyordu.

その赤ちゃんはぐっすり眠っているようだった。

Telefon çaldığında henüz uykuya dalmıştım.

私が寝入るか寝入らぬかのうちに、電話が鳴った。

Kısa bir uykuya ihtiyacım var.

少し眠らないと。

Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.

赤ちゃんは母親の腕の中でぐっすり眠っていた。

Bir kitap okuyorken uykuya daldı.

本を読んでいるうちに、彼は眠ってしまった。

Tom derin bir uykuya daldı.

トムは深い眠りに落ちた。

Araba sürerken uykuya dalmaktan korktum.

私は運転中に居眠りするのではないかと心配だった。

Yatağa gider gitmez uykuya daldı.

彼は床につくや否や、眠ってしまった。

Çocukların çok uykuya ihtiyaçları vardır.

子供たちは多くの睡眠が必要である。

Kaç saat uykuya ihtiyacın var?

あなたはどれくらいの睡眠時間が必要ですか。

Biz çocuğu uykuya dalmış bulduk.

私たちが行ってみると、その少年はぐっすりと眠っていた。

Tom televizyon izlerken uykuya daldı.

トムはテレビを見てるうちに眠ってしまった。

Çocukların daha çok uykuya ihtiyacı vardır.

子供たちは多くの睡眠が必要である。

Televizyon izlerken, ben kolayca uykuya dalarım.

テレビを見ているとすぐ眠くなる。

Yarın sabah uykuya dalıp geç kalma.

あしたの朝は寝過ごさないようにしなさい。

O çocuk kısa sürede uykuya daldı.

- その子供は、まもなく寝入ってしまった。
- その子供は、すぐに眠ってしまった。
- その子供は、やがて眠り落ちた。

Babam eve gelmeden önce uykuya daldım.

- 僕はお父さんが帰ってくる前に眠ってしまった。
- 父が帰宅する前に眠ってしまった。

Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum.

なんだか目が冴えちゃって、眠れなくなっちゃった。

Tom gözlerini kapattı ve uykuya daldı.

- トムは目を閉じて眠りについた。
- トムは目をつむって眠りについた。

Babam eve dönmeden önce uykuya daldım.

僕はお父さんが帰ってくる前に眠ってしまった。

Çim üzerine uzandı ve uykuya daldı.

彼は草の上に横たわって寝てしまった。

Muhtemelen beklemekten yoruldu ve uykuya daldı.

待ちくたびれて寝てしまったのだろう。

Çocuk kısa sürede yatakta uykuya daldı.

- 子供はすぐにベッドで寝入ってしまった。
- 子供はすぐにベッドで寝てしまった。

Tom TV'de Olimpiyatları izlerken uykuya daldı.

トムはテレビでオリンピックを見ながら眠ってしまった。

Fareler uykuya dalarken beyinlerini dinlemeye devam ettiler

ラットが眠りに落ちるときも この音を聞き続けたんです

- Bebek beşikte uykuya daldı.
- Bebek beşikte uyuyakaldı.

- その赤ん坊は揺りかごの中ですぐ寝てしまった。
- 赤ん坊はゆりかごの中で眠ってしまった。

Babam TV izlerken sık sık uykuya dalar.

父はテレビを見ているときによく寝てしまう。

Peri masalı bittiğinde, çocuk çoktan uykuya dalmıştı.

おとぎ話が終わるか終わらないかのうちに子供が寝てしまった。

Çok yorgun olduğu için, kısa sürede uykuya daldı.

とても疲れていたので私はすぐに眠り込んだ。

O, çok yorgun olduğu için hızla uykuya daldı.

彼はとても疲れていたので、ぐっすりと眠り込んだ。

Hâlâ biraz daha uykuya ihtiyacın var, değil mi?

まだ寝足りないでしょ?

- O istemeden uykuya daldı.
- Farkında olmadan uyumaya başladı.

彼はついうとうととした。

O yüzden doğa uykuya karşı bir güvenlik önlemi oluşturmadı

それゆえ セーフティーネットがなく

Senden bizi zamanında uyandırmanı bekliyoruz bu yüzden uykuya dalma.

間に合うように起こしてくれるのを頼りにしているから、眠らないでね。

Ne kadar yaşlanırsanız, uykuya o kadar az ihtiyaç duyarsınız.

年を取れば取るほど、眠る必要がなくなる。

Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.

昨夜ベッドで本を読んでたら、電気をつけたまま寝てしまった。

O, araba sürerken uykuya daldı ve kazaya sebep oldu.

彼は居眠り運転して事故を起こした。

Ne zamam yatağıma uzanıp bir kitap okusam, uykuya dalarım.

ベッドに寝そべって本を読んでいると、どうしても寝てしまう。

Gösteri o kadar sıkıcıydı ki Ann ve ben uykuya daldık.

映画はとても退屈だったのでアンと私は眠ってしまった。

Biraz kestirmek için uzandım ve iki saatlik bir uykuya daldım.

ちょっと横になって、2時間も寝てしまった。

Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.

禎子は、眠ってしまわないうちにと、急いでその紙を折ろうとした。

Akşam yemeğinden sonra, ben her zaman kendimi uykuya dalmakta bulurum.

夕食後、私はいつも眠りそうになるんです。

- Direksiyon başında uyuyakalıp kaza yaptı.
- Direksiyon başında uykuya daldı ve kaza yaptı.

彼は居眠り運転をしていて事故を起こした。

Tom bir yerde kısa insanların uzun insanlardan daha fazla uykuya ihtiyacı olduğunu okudu.

- トムさんは背の低い人は背の高い人より長く睡眠をとらなければならないとどこかの読み物で読みました。
- 背の低い人は背の高い人より多くの睡眠が必要であると、トムはどこかで読んだ。