Translation of "Bulmaya" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Bulmaya" in a sentence and their japanese translations:

Onu bulmaya çalışın.

見つけてごらん。

Tom'u bulmaya git.

トムを探してきて。

Kütüphaneyi bulmaya çalışırken kayboldum.

図書館を見つけようとしたが道に迷ってしまった。

Onlar kızı bulmaya çalıştılar.

彼らはその少女を捜した。

Kayanın çevresindeki kısmı bulmaya çalışıyorum.

岩に巻いてた部分を見る

Ve genelde, medeniyeti bulmaya çalışırken,

文明を見つけたいなら

Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.

古い工場を探していました

Bilimci doğa yasalarını bulmaya çalıştı.

その科学者は自然の法則を発見しようとした。

Söylenti hakkındaki gerçeği bulmaya çalıştı.

彼女は噂の真相を調べてみようとした。

Onun telefon numarasını bulmaya çalıştım.

私は彼女の電話番号を探し出そうとした。

Yardım edebilecek birini bulmaya git.

誰か手伝える人を探してきて。

Tom'u bulmaya çalışmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

我々は、トムを探す出すことを決してやめたりはしません。

Yeni bir iş bulmaya çalışıyorum.

新しい仕事を探してるんだ。

Bu gece bir akrep bulmaya çalışacağım.

夜に探したいのはサソリだ

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

科学者たちはこれらの質問に対する答えを見つけ始めた。

Son iki saattir seni bulmaya çalışıyorum.

この2時間ずっとあなたに連絡を取ろうとしていたんです。

Kalabalıkta onu bulmaya çalışmanın faydası yok.

群衆の中に彼を捜そうとしても無駄だ。

Anne babası dönmediğinden... ...o, onları bulmaya gidiyor.

‎両親は まだ戻らない ‎捜しに行くことにした

Şimdi şu enkazı bulmaya çalışmaya devam edeceğiz.

戻って飛行機の 残がいを捜そう

O, onun neye karşı olduğunu bulmaya çalıştı.

彼は自分の前にどんな障害が立ちふさがっているのか知ろうと努めた。

Bu gitara sahip olan kişiyi bulmaya çalışıyorum.

このギターの持ち主を探しています。

Daha iyi bir çözüm bulmaya karar verdim.

私はもっと良い解決策を提案すると決心した。

Bir çözüm bulmaya çalışarak beynine eziyet ediyordu.

彼は解決策を見つけようと頭を悩ました。

Geri dönüp medeniyeti farklı yollardan bulmaya çalışalım mı?

文明を見つける― 他の道を探しに戻る?

Burada inecek yer bulmaya çalışmak heyecan verici olacak.

どこか着地できる場所を 探してみよう

Onun gerçek sebebi bulmaya çalışmasının hiçbir faydası yok.

彼が本当の理由を見つけようとしたって無駄だ。

Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.

明るくなる よしヘビを見つけよう

Bana biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.

明るくなる よしヘビを見つけよう

Sadece o yöne gitmenin en iyi yolunu bulmaya çalışıyoruz.

あっちに向かういい方法を 考えよう

Tom'a ulaşmak için bir yol bulmaya çalışıyorum ama bulamıyorum.

なんとかしてトムと連絡を取ろうとしているんだけど、つかまらないんだ。

Nereden geldiğini bulmaya çalıştıklarında ise olası bir kaynak buldular:

その発生源を辿ったところ 有力な場所が見つかった

O kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorum ama bulmaya çalışacağım.

私にはあの単語がどんな意味かわからないが、考えてみよう。

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

‎動物たちは夜の街を ‎生き残るすべを模索する ねむらない街

Ama şunu yapabiliriz, bu göreve devam edip zehri canlı olarak bulmaya çalışmak için

でも任務は続けられる 生き物の毒液を 捜してみるんだ

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

大工場が街の中や周辺に作られると、人々が仕事を求めてやってきて、まもなく産業地域が出来始める。