Translation of "çalışması" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "çalışması" in a sentence and their italian translations:

Onların çalışması gerek.

- Devono studiare.
- Loro devono studiare.
- Hanno bisogno di studiare.
- Loro hanno bisogno di studiare.

Onun çalışması şimdi tam.

- Il suo lavoro è completo ora.
- Il suo lavoro è completo adesso.

İnşaat çalışması sona eriyor.

I lavori di costruzione stanno volgendo al termine.

Tom'un bugün çalışması gerekmiyor.

Tom non deve lavorare oggi.

Bir 2010 yılı çalışması ise

Uno studio del 2010 ha mostrato

Öğrencilerin daha fazla çalışması gerekiyor.

Gli studenti devono studiare di più.

Tom'un pazar günleri çalışması gerekmiyor.

Tom non deve lavorare la domenica.

George çalışması hakkında ciddi değildir.

George non è serio riguardo al suo studio.

Tom'la birlikte çalışması çok kolaydır.

È molto facile lavorare con Tom.

Tom'un şu anda çalışması gerekiyor.

Tom dovrebbe star lavorando adesso.

Tom kilden bir vazo çalışması yaptı.

Tom lavorava la creta per fare un vaso.

Ruh gitti ama onun çalışması kalır.

L'anima è andata, ma la sua opera rimane.

Tom'a daha çok çalışması gerektiğini söyledim.

Ho detto a Tom che dovrebbe studiare più duramente.

Fadıl'ın biraz Arapça öğrenmeye çalışması gerekir.

- Fadil dovrebbe provare a imparare un po' di arabo.
- Fadil dovrebbe cercare di imparare un po' di arabo.

Her insanın ödemesi çalışması ile orantılı olacaktır.

La paga di ogni uomo sarà proporzionata al suo lavoro.

Tom'a benimle çalışması için bir şans verdim.

- Ho dato a Tom un'occasione di lavorare per me.
- Diedi a Tom un'occasione di lavorare per me.

- Öğrenciler çok çalışmalılar.
- Öğrencilerin çok çalışması gerekiyor.

- Gli studenti dovrebbero studiare sodo.
- Gli studenti dovrebbero studiare duramente.

Yineliyorum bunun çalışması için bellek, düzenleme modunda olmalıydı.

E di nuovo: la memoria deve essere in modalità Modifica per poter funzionare.

O, daha çok çalışması için oğlunu teşvik etti.

- Ha incoraggiato suo figlio a studiare più duramente.
- Lui ha incoraggiato suo figlio a studiare più duramente.
- Incoraggiò suo figlio a studiare più duramente.
- Lui incoraggiò suo figlio a studiare più duramente.

Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.

- Il discorso dell'insegnante stimola Mary a studiare di più.
- Il discorso del professore stimola Mary a studiare di più.
- Il discorso della professoressa stimola Mary a studiare di più.

Tom bu dersi geçmeyi umuyorsa daha çok çalışması gerekli.

Tom deve studiare di più se spera di superare questo corso.

Kimileri bunun reklam çalışması olduğunu, kimileri de hediye olduğunu söyledi.

alcuni dissero che era pubblicità, altri un regalo.

Hastanelerin daha az yatakla çalışması için herhangi bir teşvik yok.

Non c'è incentivo per minor occupazione.