Translation of "Değildir" in Chinese

0.015 sec.

Examples of using "Değildir" in a sentence and their chinese translations:

- Özgürlük bedava değildir.
- Özgürlük bedelsiz değildir.

自由是有代价的。

Dorothy ofiste değildir.

Dorothy 不在辦工室。

Söylenti doğru değildir.

傳聞不是正確的。

O, aptal değildir.

- 他不是傻子。
- 他没疯。

O sosyal değildir.

他太不合群。

O, dindar değildir.

他不信教。

O, burada değildir.

他不在。

Hayat konveks değildir.

人生不是凸的。

At beyaz değildir.

这匹马不是白色的。

Peynir sarı değildir.

奶酪不是黄色的。

Bu benim değildir.

这个不是我的.

O, Hokkaido'lu değildir.

他不是來自北海道。

Tom aptal değildir.

汤姆不傻。

- Tüm yabancılar kötü değildir.
- Tüm uzaylılar kötü değildir.

不是所有外星人都坏。

- İsa, Tanrı değildir.
- Hz. İsa, (haşa) ilah değildir.

耶稣不是神。

- Doğada hiçbir şey lüzumsuz değildir.
- Doğada hiçbir şey kullanışsız değildir.
- Doğada hiçbir şey yararsız değildir.

自然中没有什么是无用的。

İstasyon buradan uzak değildir.

火车站离这里不远。

İngilizce konuşmak zor değildir.

說英語不難。

İngilizce öğrenmek kolay değildir.

要精通英語不容易。

İngilizcede ustalaşmak kolay değildir.

要精通英語是不容易的。

Onun yöntemleri bilimsel değildir.

他的方法不科学。

O, aslında müdür değildir.

事实上他并不是主管。

Mükemmellik yeterince iyi değildir.

完美還不夠好。

Onun gelmesi olası değildir.

她大概不会来了。

Matematikte çok iyi değildir.

他不是很擅長數學。

O bir Amerikalı değildir.

他不是美国人。

Tom iyi birisi değildir.

湯姆不是好人。

Ağabeyi kadar zeki değildir.

他不像他的兄长那样聪明。

İngilizce konuşmak kolay değildir.

說英語是不容易的。

Meşhur olmak kalıtsal değildir.

知識不是遺傳的。

O, çalışmak zorunda değildir.

他不需要工作。

İngilizce ana dilim değildir.

英语不是我的母语。

İngilizce öğrenmek zor değildir.

英文並不難學。

Para her şey değildir.

钱不是万能的。

Hiç kimse hatasız değildir.

沒有人是完美的。

Bu balık zehirli değildir.

这条鱼没有毒。

Ummak bir strateji değildir.

希望不是一种策略。

Kilt bir etek değildir.

苏格兰短褶裙不是裙子。

Görünüm her şey değildir.

外表并不是全部。

Bu soru kolay değildir.

这个问题不简单。

Bu mesaj mantıklı değildir.

這個消息沒有道理。

Bu elmas gerçek değildir.

这颗钻石不是真的。

O, bir kaplan değildir.

那不是老虎。

Hayat toz pembe değildir.

人生不是甜的包子。

O hiç tebiyeli değildir.

他一點禮貌也沒有。

Dağlar mutlaka yeşil değildir.

山不一定是綠色的。

O benim tipim değildir.

他不是我喜歡的類型。

Tom bir aptal değildir.

- 湯姆不是傻瓜。
- 汤姆不是傻瓜。

Burada durmak mümkün değildir.

在这停留,这不可能。

Fadıl'ı bulmak zor değildir.

找到法迪勒并不难。

Aşk asla yanlış değildir.

爱从不是错的。

- Kyoto Osaka kadar büyük değildir.
- Kyoto, Osaka kadar büyük değildir.

京都不如大阪大。

- Japonya doğal kaynakları bakımından zengin değildir.
- Japonya doğal kaynaklarca zengin değildir.

日本並不擁有豐富的自然資源。

Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir.

翻译就像一个女人。她漂亮就会不忠诚;她忠诚就肯定不会漂亮。

- Asit yağmuru bir doğa olayı değildir.
- Asit yağmuru doğal bir fenomen değildir.
- Asit yağmuru doğal bir olay değildir.

酸雨不是自然现象。

Kömür her zaman siyah değildir.

煤并不一定都是黑的。

İngilizce bizim için kolay değildir.

英语对我们来说不容易。

O senden daha aptal değildir.

- 你们俩都不傻。
- 他不比你傻。

Yabancı dilleri konuşmak kolay değildir.

講外語是不容易的。

Almanca kolay bir dil değildir.

德语不是一门容易的语言。

Bu amaca ulaşmak mümkün değildir.

那個目標是無法達成的。

O roman çocuklar için değildir.

那本小說不適合兒童。

O kayıtlar halka açık değildir.

這些記錄不對公眾開放。

Şu anda ev meşgul değildir.

房子现在没被占住。

Yasa her zaman adil değildir.

法律並不總是公平的。

O iyi bir aşçı değildir.

她不是一個好廚師。

O, bir lise öğrencisi değildir.

他不是個高中生。

O, isimleri hatırlamada iyi değildir.

他不善于记人名。

Almanca, İzlandaca kadar zor değildir.

德语没有冰岛语难。

O zengin, ama mutlu değildir.

虽然他很有钱,但他不幸福。

O, standard İngilizce telaffuzu değildir.

這不是標準的英式讀法。

O, ağabeyi kadar zeki değildir.

他不像他的兄长那样聪明。

Bu kitaplardan hiçbiri faydalı değildir.

- 這些書都沒有用。
- 這些書裡沒有一本是有用的。

O, bir ehliyete sahip değildir.

她没有驾照。

Bu önemsiz bir konu değildir.

这不是鸡毛蒜皮的小事。

Herkesin işi kimsenin işi değildir.

- 全体负责就是无责。
- 法不责众。

O, göründüğü kadar genç değildir.

他看上去显老。

Güneş olmadan, hayat mümkün değildir.

沒有太陽就沒有生命。

Burada yaşayan herkes zengin değildir.

並不是每個住在這裡的人都是富有的。

- Aşk mevcut değildir.
- Aşk yoktur.

愛不存在。

O her zaman mutlu değildir.

她不總是高興。

Hiçbir güvenlik sistemi güvenli değildir.

沒有防傻的安全系統。

Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.

- 汤姆不习惯光着脚漫步。
- 汤姆不习惯赤脚漫步。

Bankalar cumartesi günleri açık değildir.

周六银行不开门。

Tom seçilmiş bir memur değildir.

湯姆不是選出來的官員。

Hokkaido'da her zaman soğuk değildir.

北海道並不總是寒冷。

- Hiçbir şey sevgi kadar değerli değildir.
- Hiçbir şey aşk kadar değerli değildir.

沒有什麼東西是跟愛一樣珍貴的。

Hiçbir şey sağlıktan daha önemli değildir.

没有什么比健康更重要的了。

Yabancı bir dil öğrenmek kolay değildir.

学会一门外语不容易。

Peter babası gibi bir şey değildir.

彼得一點也不像他父親。

Sigara içmek sağlık için faydalı değildir.

吸烟对身体有害。

Bir muhafazakar her zaman gerici değildir.

保守分子不一定是反动分子。

Pazar günleri her zaman evde değildir.

他星期日並不總是在家。

İngilizce, onu öğrenmesi için kolay değildir.

英語對他來說是不容易學的。

Onun evi bu mağazadan uzak değildir.

他家离这间商店不远。

Her ülke U.N.'a ait değildir.

不是所有国家都加入了联合国。