Translation of "Ordu" in German

0.007 sec.

Examples of using "Ordu" in a sentence and their german translations:

Ordu acımasızca yenildi.

Das Heer wurde vernichtend geschlagen.

Ordu isyanı bastırdı.

- Die Armee unterdrückte den Aufstand.
- Die Armee schlug den Aufstand nieder.

Ordu düşmanın üzerine ilerledi.

Die Armee rückte auf den Feind vor.

Ordu yanlış yönde ilerliyordu.

Die Armee ging in der falschen Richtung vor.

Yumruğumda bir ordu hissediyorum.

Ich fühle eine Armee in meiner Faust.

Ordu habersizce saldırıya uğradı.

Die Armee wurde unerwartet angegriffen.

Ordu kasabayı düşmana bıraktı.

Die Armee überließ die Stadt dem Feind.

Bu ordu düşmanı nasıl yenebilir?

Wie kann diese Armee den Feind besiegen?

Ordu komşu ülkeye baskınlar yaptı.

Die Armee fiel in das benachbarte Land ein.

Ordu kaleyi birkaç gün kuşattı.

Das Heer belagerte viele Tage lang die Burg.

Ordu onu istifa etmeye zorladı.

Die Armee zwang ihn zum Rücktritt.

Tom bir emekli ordu albayı.

Tom ist Oberst a. D.

Kent, büyük bir ordu tarafından savunuldu.

Die Stadt wurde von einer großen Armee verteidigt.

Ordu birkaç saat içinde başkaldırıyı çökertti.

Das Militär schlug den Aufstand binnen weniger Stunden nieder.

Ordu, terörle mücadele operasyonuna devam ediyor.

Die Armee setzt ihre Antiterroroperation fort.

Ordu, uluslararası havaalanı üzerindeki kontrolünü kaybetti.

Die Armee hat die Kontrolle über den internationalen Flughafen verloren.

O, Kızıl Ordu Fraksiyonu'nun bir üyesiydi.

Sie war Mitglied in der Roten Armee Fraktion.

Ordu, madencileri uzaklaştırmak için asker gönderdi.

Die Armee schickte Soldaten, um die Bergleute wegzuschaffen.

Ordu altı hafta sonra Tuna'yı tekrar geçtiğinde,

Als die Armee sechs Wochen später erneut die Donau überquerte, befand sich

Ney, ordu için bir kahramandan daha fazlasıydı.

Ney war mehr als ein Held der Armee.

Kim bu insanlardan bir ordu organize edecekti?

Wer war dafür zuständig, diese Männer zu einer Armee zu vereinigen?

Bunlardan 10 adet ürettik. Küçük bir ordu denilebilir.

Wir bauten 10 davon. Ein kleiner Schwarm.

Ordu, devlet içinde bir devlettir, çağımızın kötülüklerinden biridir.

Die Armee ist ein Staat im Staat, sie ist eines der Übel unserer Zeit.

Ancak dehası, iyi bildiği gibi, ordu komutanlığı için değil

Aber sein Genie galt der Arbeit und Verwaltung des Personals,

Costco'daki bir ordu kışlası için yeterince tuvalet kağıdı alıyoruz.

Wir kaufen im Supermarkt genug Klopapier für eine ganze Kaserne.

Avrupa’da şimdiye kadar görülen en büyük ordu olan yarım milyon

Es erforderte die Koordinierung der Bewegung von einer halben Million

Düşmanları kısmen Berthier'in esinlenmesiyle kendi ordu genelkurmaylarını yeniden biçimlendirmişlerdi. misal.

Feinde ihren eigenen Generalstab der Armee reformiert, teilweise inspiriert von Berthiers Beispiel.

Bir ordu komutanı olarak sınırları korkunç bir şekilde açığa çıktı.

seine Grenzen als Armeekommandant schrecklich entlarvt.

Yanı sıra ordu yönetiminin her yönü; verimli hareket ve tedarik sağlamak;

sowie jeder Aspekt der Armeeverwaltung; Gewährleistung einer effizienten Bewegung und Versorgung;

Mareşal Lannes'in ölümü, Napolyon ve ordu için büyük bir darbe oldu.

Der Tod von Marschall Lannes war ein schwerer Schlag für Napoleon und die Armee.

Ordu cesur adamlarla dolu, ancak Michel Ney gerçekten cesurların en cesurudur. "

Die Armee ist voller mutiger Männer, aber Michel Ney ist wirklich der tapferste der tapferen. “

865 yılında Ragnarssons bir 'Büyük Ordu' ile İngiltere'ye ayak bastı, Doğu

865 landeten die Ragnarssons mit einer "Großen Armee" in England, tobten in

Yine de 1811'de toplanmaya başladı. Avrupa'nın gördüğü en büyük ordu…

Dennoch begann er in 1811 die größte Armee aufzustellen, die Europa je gesehen hatte.

. Ve Davout, Napolyon'un son seferi için yeni bir ordu oluşturmak için mucizeler yarattı.

loyalen Administrator erfordern . Und Davout wirkte Wunder, um eine neue Armee für Napoleons letzten Feldzug aufzubauen.