Translation of "Yaptı" in Arabic

0.017 sec.

Examples of using "Yaptı" in a sentence and their arabic translations:

Bu mısır pramitlerini kim yaptı niye yaptı

من صنع عجائب الذرة هذه ولماذا؟

- Kardan adamı kim yaptı.
- Kardanadamı kim yaptı.

من صنع رجل الثلج ذاك؟

Nietzsche'den alıntı yaptı:

قام باقتباس مقولة لنيتشه:

Bir devrim yaptı

صنع ثورة

Haber sunuculuğu yaptı

الأخبار المستضافة

İşi kolaylıkla yaptı.

قامت بالعمل بسهولة.

O, vazifesini yaptı.

أنجزت مهمتها.

Tom ne yaptı?

ماذا صنع توم؟

Uçak kaza yaptı.

تحطمت الطائرة.

Tomarla para yaptı.

لقد صَنَعَ حِفنةً من المال.

Sami onu yaptı.

قام سامي بذلك.

Sami misilleme yaptı.

ردّ سامي الهجوم.

Sami çekin yaptı.

سجّل سامي وصوله.

Peki Başsavcı ne yaptı?

ماذا فعل المحامي العام؟

Farklı imparatorluklar ne yaptı?

أرادت إمبراطوريات كثيرة،

Ve sezaryen doğum yaptı

وأنجبت بعملية قيصرية

Seni şehir sakinleri yaptı

لقد جعلك من سكان المدن

Trump Twitter'dan açıklama yaptı.

أدلى ترامب ببيان على تويتر.

Ve G-Mial'i yaptı.

وجعل G-Mial.

Bu resimleri kim yaptı?

من رسم هذه اللوحات؟

Bu planı kim yaptı?

من وضع هذه الخطة؟

Bu resmi kim yaptı?

من رسم هذه اللوحة؟

Hizmetçi benim yatağımı yaptı.

رتبت الخادمة سريري.

Köleler işin çoğunu yaptı.

قام العبيد بمعظم الأعمال.

O, sınavda iyi yaptı.

أبلى في الامتحان بلاءً حسنا.

O bunu kızıma yaptı.

لقد فعل هذا لابنتي.

O niçin onu yaptı?

لماذا بحق السماء قام بهذا؟

Fadıl, polisle işbirliği yaptı.

تعاون فاضل مع الشرطة.

Sami Leyla'ya şantaj yaptı.

ابتزّ سامي ليلى.

Sami, Mısır'a yatırım yaptı.

استثمر سامي في مصر.

Onu muhtemelen Sami yaptı.

من المحتمل أنّ سامي نجح في الأمر.

- Mary annesinin haberi olmadan kek yaptı.
- Mary annesinden habersiz kek yaptı.

ماري أعدت كعكة دون علم أمها.

- Sami endişe verici bir keşif yaptı.
- Sami ürkütücü bir keşif yaptı.

اكتشف سامي شيئا مقلقا.

Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?

ولكن ماذا فعل معظم القرّاء؟

Oldukça büyüleyici bir keşif yaptı.

باكتشاف مبهر للغاية،

İnsanlar bu deneyi gerçekten yaptı.

قام الناس بهذه التجربة حقيقة.

Bunu nasıl yaptı bir bakalım

دعونا نرى كيف فعل ذلك

Macintosh adında bir bilgisayar yaptı

صنع جهاز كمبيوتر يسمى Macintosh

, savaşın ilk büyük savaşını yaptı .

وهزم فرقة بروسية بقيادة الأمير لويس فرديناند.

Ve onu Aragon Valisi yaptı.

وجعله حاكمًا لأراغون.

Ama bir dizi hata yaptı.

لكنه ارتكب سلسلة من الأخطاء الفادحة.

Google bu şirketleriyle anlaşma yaptı.

عقدت Google اتفاقيات مع هذه الشركات.

Hemşire bana bir iğne yaptı.

أعطتني الممرضة حقنة.

Elbisesi için terziye ödeme yaptı.

دفعت للخياطة ثمن فستانها.

O, ona söylenilmiş olanı yaptı.

فعل ما أُمِرَ به.

Uçak güvenli bir iniş yaptı.

هبطت الطائرة بسلام.

Annem bana bir çanta yaptı.

صنعت لي أمي حقيبة.

Tom aynı hatayı tekrar yaptı.

- قام توم بنفس الخطأ مرة أخرى.
- كرر توم الخطأ نفسه.

Tom yanlış bir şey yaptı.

ارتكب توم خطأ" ما.

Tom büyük bir hata yaptı.

ارتكب توم خطأ شنيعا.

Tom onu kendi tarzında yaptı.

توم فعل ذلك بطريقته الخاصة.

Fadıl, Kahire'ye ilk uçuşunu yaptı.

ركب فاضل أوّل طائرة متوجّهة إلى القاهرة.

Fadıl onu içgüdüsel olarak yaptı.

- فعل فاضل ذلك بطريقة فطريّا.
- قام فاضل بذلك فطريّا.

Sami korkutucu bir keşif yaptı.

اكتشف سامي شيئا مخيفا

Sami, Leyla'ya bir enjeksiyon yaptı.

أعطى سامي ليلى حقنة.

Sami birçok Youtube videosu yaptı.

أعدّ سامي العديد من الفيديوهات لليوتوب.

O, İngilizcesinde az gelişme yaptı.

عمل تقدم قليل بالغة الإنكيزية

- Güvenlik timi arabada bomba araması yaptı.
- Güvenlik ekibi arabada patlayıcı kontrolü yaptı.

فَحَصَ فَرِيقُ اْلأَمْنِ اَلسَّيَّارَةَ لِمُتَفَجِّرَاتٍ.

Harold Hardrada, sadece iyi söyleyebilirsin, bir Viking gibi öldü, şakalar yaptı, şiirler yaptı,

هارولد هاردرادا ، لا يمكنك إلا أن تقول حسنًا ، لقد مات مثل الفايكنج ، وهو يلقي النكات ، ويؤلف القصائد ، وينتقد

Yapabileceği tek şeyi yaptı, sorusunu sordu.

وفعل الشيء الذي استطاع فعله، وكان ذلك التساؤل.

O mafya bunu devlet için yaptı

أن المافيا فعلت ذلك للدولة

Yok yahu bu millet için yaptı

لم يفعله ياهو لهذه الأمة

Mecburen ne yaptı? Hazırladı CV'yi gönderdi.

ماذا كان عليه أن يفعل؟ أرسلت أرسلت السيرة الذاتية.

Onun zaferi onu bir kahraman yaptı.

فوزه جعله بطلاً.

Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.

- لقد قام بما في وسعه لانقاذها.
- لقد كَلَّفَ نفسه الكثير من أجل انقاذها.

O, onu ona söylediğim şekilde yaptı.

فعلها بالطريقة التي تكلمت بها معه

O yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

لقد فعل ما وعد ان يقوم به

O, meyve suyunu kendi başına yaptı.

أعدت العصير بنفسها.

Annem bana sevimli bir etek yaptı.

صنعت لي أمي تنورة جميلة.

O, saraya kadar bana rehberlik yaptı.

أوصلني حتى القصر.

Babam benim için bir raf yaptı.

صنع لي أبي رفًّا.

Annem bana yeni bir elbise yaptı.

صنعت لي أمي فستانًا جديدًا.

Bill bana güzel bir elbise yaptı.

صنع لي بِل فستانًا جميلًا.

Polis memuru bir uyarı atışı yaptı.

أطلق الشرطي رصاصة تحذيرية.

Tom Mary'nin yaptığı aynı şeyi yaptı.

قام توم بنفس الشيء الذي قامت به ماريا

Fadıl bütün gece Leyla'yla aşık yaptı.

- جامع فاضل ليلى طوال اللّيل.
- مارس فاضل الجنس مع ليلى طوال اللّيل.

Sami çekin yaptı ve uçağa bindi.

سجّل سامي نفسه و ركب الطّائرة.

NASA bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı

أدلت وكالة ناسا ببيان حول هذه المسألة

Onu tüm Fransız askeri yönetiminden sorumlu yaptı.

وجعله مسؤولاً عن كل الإدارة العسكرية الفرنسية.

Hastane geçen ay harika bir açılış yaptı.

افتُتحت المستشفى الشهر الماضي.

Ona yapmasını söylediğim şeyi tam olarak yaptı.

فعل ما طلبت منه تماماً.

Fadıl'ın savunma ekibi sürpriz bir hamle yaptı.

قام فريق دفاع فاضل بخطوة مفاجئة.

Tom ve erkek kardeşi bunu birlikte yaptı.

قام توم بهذا مع أخيه.

Ailemin de kullandığı kahve takımının aynısıyla servis yaptı.

التي قُدمت لنا في إبريق مطابق تمامًا للذي اعتاد والداي على استخدامه.

Mimar Sinan daha sonrasında güçlendirme çalışmalarını da yaptı

وعمل معمار سنان فيما بعد على التعزيز

Aynı yıl, Napolyon Berthier'i Savaş Bakanı yaptı ve

في نفس العام ، عين نابليون بيرتييه وزيراً للحرب ،

!" Dedi, kamp yardımcısına Davout'un gözlük takmasıyla şaka yaptı.

رأى ضعفًا!" ، قال لمساعده ، وهو يضحك على ارتداء دافوت للنظارات.

Ve düz bir çizgiyi korumak için bunu yaptı.

من أجل الحفاظ على خط متين.

Avrupa'yı işgal etmesini engelledi, Avrupa Konstantinopolis'e baskı yaptı,

من التوسّع في أوروبا، فواصل العثمانيون الضغط على القسطنطينية، وشددوا سيطرتهم على

Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.

صنعت لي أختي دميةً جميلة.

2014 Masters Turnuvasında, dikkat çekici bir şey yaptı.

في بطولة الماسترز 2014 ، قام بشيء رائع.

Tom ne olduğunu açıklamak için elinden geleni yaptı.

بذل توم ما بوسعه لشرح ما حدث.

Ve bu nedenle NPR benimle bir röportaj yaptı,

وبسبب ذلك، أجرت إذاعة الراديو المحلية مقابلة معي (NPR)

Tom ziyaret etmek istediği yerlerin bir listesini yaptı.

أعد توم قائمة للأماكن التي يريد زيارتها.

Tom Mary'yi ikna etmek için elinden geleni yaptı.

حاول توم كل ما بوسعه لإقناع ماري.

- Leyla, Sami'ye ödeme yaptı.
- Leyla, Sami'ye para verdi.

دفعت ليلى مالا لسامي.

İşte şurada yaptı, şöyle bir lider, şöyle bir asker,

أدى الخدمة هناك، وكان قائداً هكذا كان جنديًا هكذا.