Translation of "Kasabanın" in German

0.007 sec.

Examples of using "Kasabanın" in a sentence and their german translations:

Kasabanın nüfusu yok edildi.

Die Bevölkerung der Stadt wurde vollständig vernichtet.

Kasabanın güzel çevresi var.

Die Stadt verfügt über eine schöne Umgebung.

Kasabanın her yerini biliyorum.

Ich kenne jeden Winkel der Stadt.

Kasabanın bu kısmına aşinayım.

- Ich kenne diesen Teil der Stadt.
- Ich kenne mich in diesem Teil der Stadt aus.

Bu kasabanın nüfusu artıyor.

- Die Bevölkerungszahl dieser Stadt nimmt zu.
- Die Einwohnerzahl dieser Stadt wächst.

İyi otlaklar kasabanın öte yanında.

Die guten Weideflächen sind auf der anderen Seite.

O, kasabanın ikbâlini tehdit edecektir.

Das wird den Wohlstand der Stadt bedrohen.

Kasabanın etrafında yüksek duvarlar vardır.

Die Stadt ist von hohen Mauern umgeben.

Kasabanın çok dar şeritleri var.

Es gibt viele enge Gassen in der Stadt.

Birkaç günlüğüne kasabanın dışında olacağım.

Ich werde ein paar Tage auswärts sein.

O, geçen hafta kasabanın dışındaydı.

Er war letzte Woche nicht in der Stadt.

O kasabanın en çekici kızı.

Sie ist das süßeste Mädchen in der Stadt.

Kasabanın tahrip edildiği gerçeğinden habersizdi.

Er war sich des Umstandes nicht bewusst, dass die Stadt zerstört worden war.

Tom'un helikopteri kasabanın kenarına düştü.

Toms Hubschrauber ist am Rande der Stadt abgestürzt.

Kasabanın merkezinde güzel bir park vardır.

Es gibt einen schönen Park im Stadtzentrum.

Amerika'da her kasabanın bir kütüphanesi vardır.

In jeder amerikanischen Stadt gibt es eine Bücherei.

Kasabanın merkezinde güzel bir park var.

- In der Stadtmitte gibt es einen schönen Park.
- In der Stadtmitte befindet sich ein schöner Park.
- Im Stadtzentrum befindet sich ein schöner Park.

Kral kasabanın mümkün olduğunca sağlamlaştırılmasını emretti.

Der König befahl, dass die Stadt so gut als möglich zu befestigen sei.

Bu yol sizi kasabanın merkezine götürecektir.

Diese Straße bringt Sie zum Stadtzentrum.

Kasabanın nüfusu üçte bir oranında düştü.

Die Stadtbevölkerung schrumpfte um ein Drittel.

Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.

Tom zieht am Ende dieses Monats aus der Stadt.

Bu kasabanın nüfusu son on yıldır durdun olmuştur.

Die Einwohnerzahl dieser Stadt ist in den letzten zehn Jahren konstant geblieben.

Tom bir süre kasabanın dışına çıkmak istediğini söyledi.

Tom sagte, dass er eine Zeitlang aus der Stadt verschwinden wolle.

Tom'la ilk kez kasabanın dışında küçük bir barda tanıştım.

Ich habe Tom in einer kleinen Kneipe außerhalb der Stadt kennengelernt.

Akşam yemeğinden sonra arabamda kasabanın etrafında kısa bir gezinti yaptık.

Nach dem Abendessen haben wir mit meinem Auto eine Spritztour durch die Stadt gemacht.

- Kasabanın en ucuz manavı bu.
- Şehirdeki en ucuz manav bu.

Das ist der billigste Lebensmittelladen in der Stadt.

Tom, kasabanın varoşlarında birkaç koyun ve sığır yetiştirdiği küçük bir hobi çiftliği işletiyor.

Tom führt am Rande der Stadt einen kleinen Freizeitbauernhof, auf dem er ein paar Schafe und Rinder hält.

- Amerika'daki her şehrin bir kütüphanesi vardır.
- Amerika'da her kasabada bir kütüphane bulunmaktadır.
- Amerika'da her kasabanın bir kütüphanesi vardır.

In jeder amerikanischen Stadt gibt es eine Bücherei.