Translation of "Yanında" in German

0.007 sec.

Examples of using "Yanında" in a sentence and their german translations:

Yanında mı?

- Hast du es dabei?
- Habt ihr es dabei?
- Haben Sie es dabei?

Yatağının yanında oturmuş,

Ich saß an ihrem Bett

Diğer yanında ise

Aber am anderen Ende

Ailesinin yanında oturuyordu.

Er saß umrundet von seiner Familie.

Arkadaşını yanında getir.

- Bring deinen Freund mit.
- Bringen Sie Ihre Freundin mit.

Ehliyetin yanında mı?

- Haben Sie Ihren Führerschein dabei?
- Hast du deinen Führerschein dabei?

Yatağı duvarın yanında.

Ihr Bett steht an der Wand.

Fırın mezbahanın yanında.

Die Bäckerei liegt neben der Metzgerei.

Banyo odanızın yanında.

Ihr Bad ist neben Ihrem Zimmer.

Yanında olduğunu biliyorum.

Ich weiß, du hast es bei dir.

Tom'un yanında oturuyorum.

Ich sitze neben Tom.

Onun yanında oturdum.

Ich setzte mich neben sie.

Tom'u yanında getir.

Bring Tom mit.

Tom yanında duruyor.

Tom steht in der Nähe.

Tom'u yanında götür.

Nimm Tom mit dir.

O onun yanında.

Er ist an ihrer Seite.

Tom'un yanında oturuyordum.

Ich saß neben Tom.

Oyuncakçı? Okulun yanında.

Der Spielzeugladen? Der ist neben der Schule.

Bunu yanında götür.

Nimm das mit!

Dünya'nın dört bir yanında

Überall auf der Welt

Dünyanın dört bir yanında...

Überall auf der Welt...

Ve yanında Pixar adında

Und daneben heißt Pixar

Çadırı nehrin yanında kurduk.

Wir schlugen das Zelt neben dem Fluss auf.

İnsanlar sahilin yanında oynuyorlar.

Leute spielen in der Nähe des Strandes.

Kraliçe kralın yanında durdu.

Die Königin stand neben dem König.

Sandalye pencerenin yanında değildir.

Der Stuhl ist nicht in Fensternähe.

Onun evi parkın yanında.

- Ihr Haus befindet sich in der Nähe des Parks.
- Ihr Haus befindet sich nahe dem Park.
- Ihr Haus befindet sich in Parknähe.

O onun yanında durdu.

- Sie hielt zu ihm.
- Sie hat zu ihm gehalten.

Onlar ateşin yanında oturdular.

Sie setzten sich ans Feuer.

Onlar okulun yanında yaşıyorlar.

- Sie wohnen in der Nähe der Schule.
- Sie wohnen nahe bei der Schule.

Gölün yanında kamp yaptık.

Wir schlugen unser Lager am See auf.

O, kapının yanında çömeldi.

Sie kauerte sich vor dem Tor nieder.

O, hendeğin yanında yaşıyor.

Er wohnt in Deichnähe.

Tom Mary'nin yanında oturuyordu.

Tom saß neben Maria.

Tom Mary'nin yanında duruyor.

Tom steht neben Maria.

Kaza kavşağın yanında oldu.

Der Unfall ereignete sich in der Nähe der Kreuzung.

Bill denizin yanında yaşıyor.

- Bill lebt nah am Meer.
- Bill wohnt in der Nähe des Meeres.

Erkek kardeşini yanında getir.

Bring deinen Bruder mit.

Ben onun yanında oturdum.

Ich saß neben ihr.

Tom yanında ne getirdi?

Was hat Tom mitgebracht?

Tom yanında kimi getirdi?

Wen hat Tom mitgebracht ?

Korkma, ben yanında olacağım.

Hab keine Angst, weil ich bei dir sein werde.

Yanında kalemin var mı?

Hast du einen Stift bei dir?

Her zaman yanında olacağım.

Ich werde immer bei dir bleiben.

Tom'un yanında oturduğuma inanamıyorum.

Ich kann es gar nicht glauben, dass ich neben Tom sitze!

Mary'nin yanında oturduğuma inanamıyorum.

Ich kann es gar nicht glauben, dass ich neben Maria sitze!

Arabanın yanında beni bekle!

Warte neben dem Auto auf mich!

O, havuzun yanında uzandı.

- Sie räkelte sich am Pool.
- Sie räkelte sich am Schwimmbecken.

Tom Mary'yi yanında götürdü.

Tom nahm Maria mit sich.

Tom kadınların yanında tuhaflaşıyor.

Tom ist in Gegenwart von Frauen unbeholfen.

Burada senin yanında kalmıyorum.

Ich werde nicht hier bei dir bleiben.

Yanında iPad'in var mı?

Hast du dein iPad bei dir?

Tom çitin yanında duruyordu.

Tom stand am Zaun.

Tom, Mary'nin yanında oturuyordu.

Tom saß neben Maria.

Tom ateşin yanında oturdu.

Tom setzte sich ans Feuer.

Cep telefonun yanında mı?

Hast du gerade ein Mobiltelefon dabei?

Pencerenin yanında oturmak istiyorum.

Ich möchte am Fenster sitzen.

Lütfen telefonumu yanında getir.

Bitte bring mein Telefon mit.

Tom Maria'nın yanında oturuyordu.

Tom saß neben Maria.

Oyuncak mağazası okulun yanında.

Der Spielzeugladen befindet sich neben der Schule.

Neden Tom'un yanında oturmuyorsun?

- Setz dich doch neben Tom!
- Setzt euch doch neben Tom!
- Setzen Sie sich doch neben Tom!

Tom'un yanında telefonu yok.

Tom hat sein Telefon nicht dabei.

Daima yanında nakit bulundur.

Nimm immer etwas Bargeld mit!

- Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu.
- Anne yatakta bebeğinin yanında uzanıyordur.

Die Mutter lag neben ihrem Kind auf dem Bett.

- Pencere yanında masanız var mı?
- Pencerenin yanında masanız var mı?

Haben Sie einen Tisch in der Nähe des Fensters?

İyi otlaklar kasabanın öte yanında.

Die guten Weideflächen sind auf der anderen Seite.

Yanında orta yaşlı kızı var

mit ihrer erwachsenen Tocher auf dem Beifahrersitz,

Ne olursa olsun yanında olacağım.

Ich werde dir beistehen, was auch immer geschieht.

Evimin yanında bir kilise var.

- Es gibt eine Kirche neben meinem Haus.
- Neben meinem Haus ist eine Kirche.

Kapının yanında bir köpek var.

Da ist ein Hund an der Tür.

Masanın yanında dört sandalye vardı.

Es waren vier Stühle am Tisch.

O, eğitimin yanında temel sorundur.

- Das ist neben der Bildung das Grundproblem.
- Das ist das fundamentale Problem neben dem Ausbildungssystem.

Kanepe masanın yanında ön tarafta.

Die Couch befindet sich im Vordergrund neben dem Tisch.

Tartışmada onun yanında yer aldık.

In der Kontroverse stellten wir uns auf seine Seite.

Evin yanında bir nehir var.

Es gibt einen Fluss neben dem Haus.

Gözleri kapalı onun yanında oturdu.

Er saß mit geschlossenen Augen neben ihr.

Yanında sadece 100 yeni vardı.

Er hatte nur einhundert Yen bei sich.

Ateşin yanında ıslak elbiselerini kuruttu.

Er hat seine nassen Kleider am Feuer getrocknet.

Ann'in yanında biraz parası var.

Anne hat ein wenig Geld bei sich.

Senin yanında olduğum zaman mutluyum.

Wenn ich bei dir bin, bin ich glücklich.

Tom ateşin yanında kendini ısıtıyor.

Tom wärmt sich am Feuer.

Göletin yanında bir adam var.

Da ist ein Mann am Rand des Teiches.

Tom orada pencerenin yanında duruyor.

Tom steht dort drüben am Fenster.

Pencerenin yanında oturmak ister misin?

- Willst du am Fenster sitzen?
- Wollen Sie am Fenster sitzen?
- Wollt ihr am Fenster sitzen?

Yanında okuyacak bir şey getir.

Nimm etwas zum Lesen mit.

Yanında hiç silah var mıydı?

Hatte sie irgendwelche Waffen bei sich?

Yanında 100 Yen'den fazla yoktu.

Er hatte nicht mehr als 100 Yen bei sich.

Tom Mary'nin yanında yere oturdu.

Tom saß neben Mary auf dem Fußboden.

Tom'un adresi Mary'nin yanında yoktu.

Maria hatte Toms Adresse nicht bei sich.

Yanında çocuklarının resimleri var mı?

- Hast du Fotos deiner Kinder bei dir?
- Haben Sie Bilder Ihrer Kinder bei sich?

Tom'u yanında götürmeyi planlıyor musun?

Hast du vor, Tom mitzunehmen?

Kurunun yanında yaşı da yakma.

Schütte das Kind nicht mit dem Bade aus!

Yanında ne kadar paran var?

Wie viel Geld haben Sie bei sich?

Tom'un kahve kupası Mary'ninkinin yanında.

Toms Kaffeebecher steht neben Marias.

Tom bankta Mary'nin yanında oturdu.

Tom saß neben Maria auf der Bank.

Havuzun yanında yaban ördekleri var.

Da sind Stockenten am Teich.

Tom'u Boston'a yanında götürmeni istiyorum.

Ich möchte, dass du Tom mit nach Boston nimmst.