Translation of "Karşın" in German

0.003 sec.

Examples of using "Karşın" in a sentence and their german translations:

Buna karşın haklıydı.

Er hatte doch recht.

Ama "Çirkin Betty"nin başarısına karşın,

Aber trotz des Erfolgs von "Alles Betty!"

O, zengin olmasına karşın mutlu değil.

Sie ist reich, aber dennoch nicht glücklich.

Yağmur yağma ihtimaline karşın şemsiyeni yanına almalısın.

Du solltest für den Fall, dass es regnet, deinen Schirm mitnehmen.

Burada bir şey olması ihtimaline karşın dikkatli olmalıyız.

Wir müssen ein wenig aufpassen, falls irgendetwas darin ist.

Burada bir şey olması ihtimaline karşın... ...dikkat etmeliyiz.

Ich muss vorsichtig sein, falls irgendetwas... ...darin ist.

Yorgun olmama karşın, elimden gelenin en iyisini yaptım.

Obwohl ich müde war, gab ich mein Bestes.

Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.

Obwohl Bob verkleidet war, erkannte ich ihn auf den ersten Blick.

Bir şeyin aksama ihtimaline karşın Tom'un bir yedek planı vardı.

Tom hatte noch einen Ausweichplan für den Fall, dass etwas schiefginge.

Fazla paramız olmamasına karşın ben bu resmi satın almak istiyorum.

Obwohl wir nicht viel Geld haben, möchte ich dieses Gemälde kaufen.

Benim tavsiyeme karşın, o köpeğini biraz çiğ domuz etiyle besledi.

Entgegen meinem Ratschlag gab er seinem Hund rohes Schweinefleisch zu fressen.

Parmaklarınızla kaldırırken altından hızlıca bir şey çıkması ihtimaline karşın dikkatli olun.

Man muss vorsichtig sein, wenn man das mit den Händen macht, falls etwas heraus eilt.

Sachiko her zaman "Hasta olma ihtimaline karşın bir kenara biraz para koysan iyi olur" derdi.

Sachiko hat immer gesagt: "Für den Fall, dass man krank wird, sollte man besser etwas Geld zur Seite legen."

Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

Obwohl die Regenwälder lediglich zwei Prozent der Erdoberfläche einnehmen, leben dort mehr als die Hälfte aller Pflanzen-, Tier- und Insektenarten der Welt.

- Bir gün içinde 360 000 bebek doğar ve 152 000 insan ölür.
- Her gün yaklaşık 360 000 çocuk doğuyor, buna karşın 152 000 insan ölüyor.

Etwa 360 000 Kinder werden jeden Tag geboren, etwa 152 000 Menschen aber sterben.