Translation of "Döneceğini" in German

Yakında döneceğini söyledi.

Er sagte, dass er bald zurück sein würde.

Derhal döneceğini söyledi.

Sie sagte, sie werde umgehend zurückkehren.

Tom yakında döneceğini söyledi.

Tom sagte, dass er bald zurück sein würde.

Tom hemen döneceğini söyledi.

Tom sagte, dass er gleich wieder da sei.

Sanırım Tom döneceğini söyledi.

Ich glaube, Tom sagte, er würde wiederkommen.

Tom'un yakında döneceğini umuyorum.

Ich erwarte, dass Tom bald zurück sein wird.

Tom'un geri döneceğini sanmıyorum.

Tom kommt, glaube ich, nie wieder.

Ona ne zaman döneceğini sor.

Frag sie, wann sie wiederkommt!

Er geç geri döneceğini biliyordum.

Ich wusste, du kommst früher oder später zurück.

O, ne zaman döneceğini belirtmedi.

Er hat nicht gesagt, wann er zurückkommt.

Annemin ne zaman döneceğini bilmiyorum.

Ich weiß nicht, wann meine Mutter zurückkommt.

Tom'un ne zaman döneceğini düşünüyorsun?

Wann denkst du, dass Tom wieder da ist?

O, hemen geri döneceğini söyledi.

Sie sagte, sie wäre gleich wieder da.

Ne zaman eve döneceğini bana bildir.

Lass mich wissen, wann du nach Hause zurückkehrst.

Tom'un ne zaman döneceğini biliyor musun?

- Weißt du, wann Tom zurückkehren wird?
- Wisst ihr, wann Tom zurückkehren wird?
- Wissen Sie, wann Tom zurückkehren wird?

Tom ne zaman geri döneceğini bilmiyordu.

Tom konnte nicht sagen, wann er zurück sein würde.

Ne zaman geri döneceğini bana söylemedi.

Er hat mir nicht erzählt, wann er zurückkommen will.

Tom bana hemen geri döneceğini söyledi.

- Tom sagte mir, dass er gleich zurückkommen werde.
- Tom hat mir gesagt, dass er gleich zurückkommt.

Lütfen onun ne zaman döneceğini kontrol et.

Bitte kontrolliere, wann er zurück kommt.

Tom gittiğinde ona bir gün geri döneceğini söyledim.

Als Tom ging, sagte ich ihm, dass er eines Tages wiederkäme.

Tom sola mı yoksa sağa mı döneceğini bilmiyor.

Tom weiß nicht, ob sich nach links oder rechts zu wenden ist.

Tom Mary'nin ne zaman eve döneceğini bilmek istedi.

Tom wollte wissen, wann Maria nach Hause käme.

O, yapması gereken şeyleri olduğunu ve sonra geri döneceğini söyledi.

Sie sagte, sie hätte etwas zu erledigen und käme später wieder.