Translation of "Bilecek" in German

0.012 sec.

Examples of using "Bilecek" in a sentence and their german translations:

Tom bilecek.

Tom wird es wissen.

Onlar bilecek.

- Sie werden es wissen.
- Sie werden es merken.
- Sie werden das mitkriegen.

Herkes bilecek.

Alle werden es wissen.

Onlar ne yapacaklarını bilecek.

Sie werden wissen, was zu tun ist.

Tom nereye gideceğini bilecek.

Tom wird wissen, wohin.

Tom ne yapacağını bilecek.

Tom wird wissen, was zu tun ist.

Tom bunun ne olduğunu bilecek.

Tom wird wissen, was das ist.

Belki Tom ne yapacağını bilecek.

Vielleicht wird Tom wissen, was zu tun ist.

Daha iyi bilecek kadar yaşlıdır.

Sie ist alt genug, um es besser zu wissen.

Tom ne yapmamız gerektiğini bilecek

Tom wird schon wissen, was wir tun müssen.

Tom bir şeyin yanlış olduğunu bilecek.

Tom wird wissen, dass etwas nicht stimmt.

Daha iyisini bilecek kadar yeterince yaşlısın.

Du bist alt genug, um es besser zu wissen.

Tom ve Mary ne yapacağını bilecek.

Tom und Maria werden wissen, was zu tun ist.

Tom muhtemelen ne yapmamız gerektiğini bilecek.

Tom weiß wahrscheinlich, was wir tun müssen.

Tom muhtemelen ne yapılması gerektiğini bilecek.

Tom wird wohl wissen, was getan werden muss.

Daha iyisini bilecek kadar akıllı olduğunu düşündüm.

Ich habe dich eigentlich für so klug gehalten, es besser zu wissen.

Bahse girerim ki Tom ne yapacağını bilecek.

- Unter aller Garantie wird Tom wissen, was zu tun ist.
- Tom wird garantiert wissen, was zu tun ist.

Beni, bunu yapmayacağımı bilecek kadar yeterince iyi tanıyorsun.

Du kennst mich gut genug, um zu wissen, dass ich das nicht tun würde.

Böyle bir şeyi yapmayacağımı bilecek kadar beni iyi tanıyorsun.

Du kennst mich gut genug, um zu wissen, dass ich so etwas nicht täte.

Bir şey olursa bilecek ilk kişi sen olacaksın. Söz veriyorum.

- Wenn etwas passiert, erfährst du es als erste. Versprochen!
- Wenn etwas passiert, erfährst du es als erster. Versprochen!

- Bir bayana yaşının sorulmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
- Bir bayana yaşını sormayacak kadar mantıklı olmalısın.

Du solltest dich hüten, eine Dame nach ihrem Alter zu fragen.

- Nancy Jack'le evlenecek kadar aptal olamaz.
- Nancy Jackl'le evlenilmeyeceğini bilecek kadar akıllıdır.
- Nancy Jack ile evlenmeyecek kadar mantıklıdır.

Nancy ist nicht so blöd, Jack zu heiraten.