Translation of "Gerektiğini" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Gerektiğini" in a sentence and their arabic translations:

Riskleri dile getirmememiz gerektiğini,

أنا لم أقل أننا لا نحتاج للتعامل مع المخاطر

Nasıl olmamız gerektiğini buyurması.

بدلاً من أن ندرك من نحن في الحقيقة.

Hikâyelerin yavaş okunmasının gerektiğini

وأنّ هذه القصص أرادت أن تكون بطيئة.

Nereye bakmam gerektiğini bilmiyorum.

لا أعلم إلى أين أنظر.

Nerede kalmamız gerektiğini düşünüyorsun?

- أين تظن أن علينا أن نمكث؟
- أين تظن أن علينا أن نبقى؟

Tom gitmen gerektiğini söyledi.

قال توم بانك تحتاج ان تذهب.

- Lütfen bana ne yapmam gerektiğini söyle.
- Lütfen ne yapmam gerektiğini söyle.

من فضلك، أخبرني بما ينبغي أن أفعله.

Ve ailesine bakması gerektiğini söyler.

وقادرين على تلبية احتياجات عائلاتهم.

Sanki korkmaları gerektiğini bilseler de

كان الأمر كما لو أنهم يعرفون أنهم يجب أن يخافوا

Polis nasıl yapması gerektiğini öğrenebilir.

هذا أمر يمكن للشرطة أن تتعلمه.

Onun ne yapması gerektiğini düşünüyorsun?

ماذا ينبغي أن يفعله في رأيكن؟

Kiminle konuşmam gerektiğini bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف مع من يتوجب علي أن أتكلم.

Tom ne yapılması gerektiğini anlıyor.

يعرف توم ما هو المطلوب عمله.

Dan bunu yazmamam gerektiğini düşünüyor.

يظن دان أن علي أن لا أكتب ذلك حتى.

Biraz dinlenmen gerektiğini düşünmüyor musun?

ألا تظنّ أنّ عليك أخذ قسطٍ من الراحة؟

Fadıl, Müslüman olması gerektiğini hissetti.

شعر فاضل أنّه كان يجب عليه أن يعتنق الإسلام.

Biraz soğan almanız gerektiğini unutmayın.

لا تنس أنّه يجب أن تشتري قليلا من البصل.

- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle biliyor.
- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle bilir.

توم يعلم تماما أنه لا ينبغي عليه أن يفعل هذا.

Sıkıntılı olduklarını veya iyileşmeleri gerektiğini söylüyoruz.

نقول أنهم ليسوا بخير، أو أنهم بحاجة للعلاج.

Ve derhal hastaneye gelmem gerektiğini söyledi.

وأنَّ عليَّ الذهاب للمستشفى على الفور.

Tepki vermem gerektiğini biliyordum ama nasıl?

وعرفتُ أنني بحاجة للتصرف، لكن كيف؟

Fakat bunu mümkün kılmamız gerektiğini biliyoruz,

لكننا نعلم بأن علينا فعل هذا،

Elbette, cumaları ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

وبطبيعة الحال، عليكم في أيام الجمع معرفة ما يتعين القيام به.

Ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini göreceksiniz.

وأنها بحاجة لأن تُحل اﻵن.

Sadece bir şey yapmam gerektiğini değil,

أدركت أنه لا يجب عليّ فقط أن أفعل شيئاً ،

O, toplantıda sigarayı bırakmamız gerektiğini önerdi.

اقترحَ أن نتوقف عن التدخين أثناء الاجتماع.

Kısa sürede eve gelmem gerektiğini söyledi.

قالت أنه ينبغي علي أن أعود للبيت مبكرا.

O, daha fazla uyuman gerektiğini düşünüyor.

يعتقد أنك بحاجة للمزيد من النوم.

Ne olması gerektiğini adım adım anlatayım.

ليصيبكم بالعدوى وهم يمرون بجانبكم.

Tom bana onu yapmamam gerektiğini söyledi.

أخبرني توم بألّا أفعل ذلك أبدًا.

Fadıl bir müslüman olması gerektiğini hissetti.

شعر فاضل أنّه كان عليه أن يعتنق الإسلام.

özsaygının da bununla beraber gelmesi gerektiğini öğretti.

وأن الفاعلية وتقدير الذات يجب أن ينبع من الداخل.

Benimsemem ve sahiplenmem gerektiğini böyle fark ettim.

أني يجب أن استردّ هذا الجسم والصورة التي تعكسني.

Kendimize dayanmamız gerektiğini söylemek kötü bir şeydir.

ومن السيئ إخبار أنفسنا بأنه علينا التحمل.

Dalış kıyafeti giymemem gerektiğini içgüdüsel olarak biliyordum.

‫بشكل غريزي، لم أكن أرتدي بدلة الغوص.‬

Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

معلمي في القيادة يقول بأني يجب أن أكون صبوراً أكثر من ذلك.

Tom bana Mary ile konuşmamam gerektiğini söyledi.

أخبرني توم بألا أتكلم مع ماري.

Tom Mary'nin John'a özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.

يظن توم أن على ماري الاعتذار من جون.

Ona doğum gününde ne alması gerektiğini bilemedi.

لم يستطع التفكير في ما يجب أن يقدمه لها في عيد ميلادها.

Ve beyninize ve vücudunuza ne yapmanız gerektiğini söyler.

وتخبر بقية الأجزاء في عقلك بما يجب فعله وجسدك كذلك.

Bazıları bunu yapmak yerine okulda olmam gerektiğini söylüyor.

بعض الناس يقول أنني يجب أن أكون في المدرسة بدلاً من هذا.

Hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.

فلابد أن أكون على دراية بتلوث الهواء.

Demek izleri takip edip suyumuzu tazelememiz gerektiğini düşünüyorsunuz?

‫إذن تعتقد أن علينا أن نتبع آثار الحيوانات ‬ ‫ونعيد ملء المياه؟‬

Sadece Tom'u ne zaman almam gerektiğini bilmek istiyorum.

أريد أن أعرف في أي وقت علي أن أقلّ توم.

Doktorum bana daha çok su içmem gerektiğini söyledi.

أخبرني الطبيب أن علي شرب المزيد من المياه.

Eğer şansımı timsahla denemem gerektiğini düşünüyorsanız "Sağ"a tıklayın.

‫إن كنت تعتقد أنه يمكنني ‬ ‫أن أجرب حظي مع التمساح،‬ ‫اضغط "يميناً".‬

, generallere hangi pozisyonları almaları gerektiğini belirterek, bakışlarından yansıyan güvenle

الرجال ، ويشير للجنرالات إلى المناصب التي يجب أن يشغلوها ، مما ينعش القلوب

Wellington sizi yendiğinden büyük bir general olması gerektiğini düşünüyorsunuz.

أنه بسبب هزيمتك ويلينجتون يجب أن يكون جنرالا عظيما.

Stratejik önemi büyük bir şehrin ele geçirilmesi gerektiğini biliyordu.

وكانوا يعلمون أن المدينة ذات الأهمية الاستراتيجية يجب أن تُحفظ.

Afganistan'daki durum, Amerika'nın hedeflerini ve birlikte çalışmamız gerektiğini gösteriyor.

يبين الوضع في أفغانستان أهداف أمريكا وحاجتنا إلى العمل المشترك.

Açıkçası senin kendi çabalarınla hayatta ilerlemen gerektiğini kabul ediyorum.

- علنا، أنا مؤمن بأن عليك الارتقاء في حياتك بجهدك الشخصي.
- لا أخفي موافقتي على أن التقدم في الحياة يجب أن يكون بجهدك الشخصي.

Peki ya kocasının bebeğiyle zaten ilgilenmesi gerektiğini ve bunun gayet

ماذا لو رأت هذا العمل وكأنه شي طبيعي

Nasıl bir beklentide olmam gerektiğini bilmesem de en kötüsüne hazırdım.

لم أعرف ماذا أتوقع، لكنني توقعت الأسوأ

Yoksa az suyumuz kaldığını ve bunu doldurmam gerektiğini kabul edip

‫أو نعترف بنقص المياه لدينا ‬ ‫وحاجتنا لإعادة ملئها،‬

öldüğünü ve gerekli yaşa gelmemiş olmasına rağmen şimdi göreve geçmesi gerektiğini

مات وعليه تولي الحكم الان ورغم عدم بلوغه للسن المطلوب للترشح

Henüz hasta olmak için virüse ne kadar maruz kalınması gerektiğini bilmiyoruz

نحن لا نعلم بعد كمية الفيروسات التي يجب أن تتعرض لها لتصاب بالمرض،

Ve birlikte bu "Fridays For Future" işine bir şans vermemiz gerektiğini düşündük.

وفكرنا معًا أن نجرب هذا الشيء "أيام الجمع من أجل المستقبل".

, tahtın varisi olan kardeşi Basil'in öldüğünü ve Şam'a dönmesi gerektiğini söyleyerek sonlandırdı.

العودة لدمشق للتجهز لتسلم الحكم عودة لابن الاسد لن يخرج منها