Translation of "Gerektiğini" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Gerektiğini" in a sentence and their korean translations:

Her şeyin, önceden nasıl yapılması gerektiğini bilmem gerektiğini

저는 모든 걸 이미 잘할 줄 알아야 한다고 생각했고

Nasıl olmamız gerektiğini buyurması.

우리가 어떻게 되야하는지 지시합니다.

Hikâyelerin yavaş okunmasının gerektiğini

천천히 읽어야 하고

Sanki korkmaları gerektiğini bilseler de

무서워해야 한다는 걸 알면서도

Polis nasıl yapması gerektiğini öğrenebilir.

이렇게 접근했을 때 경찰은 어떻게 해야하는 지를 알 수 있는 거죠.

Ve derhal hastaneye gelmem gerektiğini söyledi.

그리고 제가 바로 병원으로 와야만 한다고 했죠.

Tepki vermem gerektiğini biliyordum ama nasıl?

저도 어떤 식으로든 반응을 해야 한다는 걸 알지만, 어떻게 해야할까요?

Fakat bunu mümkün kılmamız gerektiğini biliyoruz,

용기를 내 그렇게 해야 합니다.

Elbette, cumaları ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

그리고, 물론 금요일에는 뭘 해야 할지 아시죠.

Ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini göreceksiniz.

당장 논의되어야 할 문제들입니다.

Sadece bir şey yapmam gerektiğini değil,

제가 뭔가 해야 할 필요가 있다는 것 뿐 아니라

özsaygının da bununla beraber gelmesi gerektiğini öğretti.

자존감과 확신 또한 내면에서 비롯되야 한다고 하셨죠.

Benimsemem ve sahiplenmem gerektiğini böyle fark ettim.

온전한 나로서 내 몸과 몸의 이미지를 찾아야 한다고요.

Kendimize dayanmamız gerektiğini söylemek kötü bir şeydir.

그건 바로 불만을 가지지 말자고 스스로를 다그치는 부정성이죠.

Dalış kıyafeti giymemem gerektiğini içgüdüsel olarak biliyordum.

‎잠수복을 벗어야 한다는 건 ‎본능적으로 알았어요

Öğretmenlerimin öğrettiklerinin bana kolay gelmesi gerektiğini düşünürdüm.

선생님께서 가르치는 내용을 바로 이해해야 한다고 생각했죠.

Hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.

대기 오염에 대해 공부를 해야한다는 사실을 알고 있었습니다.

Demek izleri takip edip suyumuzu tazelememiz gerektiğini düşünüyorsunuz?

동물의 흔적을 따라가서 물을 보충하자고요?

Eğer şansımı timsahla denemem gerektiğini düşünüyorsanız "Sağ"a tıklayın.

악어에 도전해야 한다면 '오른쪽'을 클릭하시고

Peki ya kocasının bebeğiyle zaten ilgilenmesi gerektiğini ve bunun gayet

만약 아내가 남편이 아이 돌보는 걸

Nasıl bir beklentide olmam gerektiğini bilmesem de en kötüsüne hazırdım.

뭘 기대해야 할 지도 몰랐지만 전 최악의 결과를 예상했었어요.

Yoksa az suyumuz kaldığını ve bunu doldurmam gerektiğini kabul edip

아니면 모자란 물을 채워야 한다는 걸 인정하고

Ve birlikte bu "Fridays For Future" işine bir şans vermemiz gerektiğini düşündük.

우리는 함께 "미래를 위한 금요일"을 시도해보기로 했습니다.