Translation of "Gerektiğini" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Gerektiğini" in a sentence and their japanese translations:

Kazanmamız gerektiğini söyledik.

我々は勝つだろうと言った。

Nasıl olmamız gerektiğini buyurması.

どのようであるか と言う点を おろそかにしています

Onu söylememesi gerektiğini bilmeliydi.

彼女はあんなことをいうよりもっと分別を身につけるべきだった。

Ne yapması gerektiğini bilmiyor.

彼は自分が何をすべきかわかっていない。

Bize kalmamız gerektiğini önerdi.

彼は私たちにとどまるように示唆した。

Müdürü görmesi gerektiğini söyledi.

彼は支配人に会わなければならないと言った。

Erken başlamamız gerektiğini önerdim.

早く出発するようにと提案した。

O, gitmem gerektiğini söyledi.

彼は私が行かなければならないといった。

Derhal başlamamız gerektiğini önerdi.

彼は私達にすぐ出発してはと提案した。

Nereye gitmem gerektiğini bilmiyorum.

- どこに行けばいいのかわからない。
- 私はどこへ行くべきか分からない。

Onunla tartışmamam gerektiğini biliyorum.

私は彼女とけんかをするようなばかではない。

Beyzbol oynamamız gerektiğini önerdi.

野球をしようじゃないかと彼は言った。

Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

何をすればいいのかは分かってます。

Bunu yapmamamız gerektiğini hissediyorum.

私たちはこれをやってはいけないと思う。

Ne yapmam gerektiğini düşünüyorsun?

私はどうしたらいいと思う?

Onu sormaman gerektiğini bilmelisin.

あんたなら、そんなこと聞かなくてもわかるよね。

Onu yapmaman gerektiğini bilmelisin.

お前はそんなことするほど馬鹿じゃないよな。

Derhal başlamamız gerektiğini önerdim.

私はすぐに出発することを提案した。

Sigarayı bırakman gerektiğini düşünüyorum.

禁煙したほうがいいと思います。

Tom'un kalması gerektiğini düşünüyorum.

トムはここにいる方がいいと思っている。

Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum.

何と言ったら良いか分かりません。

Onu yapman gerektiğini sanmıyorum.

私はあなたがそれをやるべきでないと思う。

Ne demem gerektiğini bilmiyorum.

何と言ったら良いか分かりません。

Tom beklemem gerektiğini söylüyor.

僕は待たなければいけないとトムは言った。

- Lütfen bana ne yapmam gerektiğini söyle.
- Lütfen ne yapmam gerektiğini söyle.

僕に何をしたらよいか教えてください。

Sanki korkmaları gerektiğini bilseler de

まるで それを恐れるべきだと知りながらも

İncil komşularımızı sevmemiz gerektiğini söylüyor.

聖書は私たちに隣人を愛するべきであると教えている。

Başkan sorunu görüşmemiz gerektiğini önerdi.

議長は私たちがその問題について討議するべきだと提唱した。

Doktor ona dinlenmesi gerektiğini söyledi.

医者は彼女に静養するように言った。

Ona nereye gitmesi gerektiğini söyle.

- 彼にどこへ行ったらよいかを告げなさい。
- 彼にどこに行ったらよいかを告げなさい。
- どこへ行ったらよいか電話して。
- どこに行ったらよいか彼に聞きなさい。

Onu niçin yapmamam gerektiğini anlamıyorum.

どうして私がそれをしてはいけないのかわからない。

Onu nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum.

- それをすべき方法が分からない。
- どうやったらいいのか分からないんだ。

O, sigarayı bırakmam gerektiğini söyledi.

彼女は私に禁煙すべきだと言った。

Onun nasıl yapılması gerektiğini kararlaştıramadılar.

彼らはそれをどのようにすればいいかということでは意見の一致が見られなかった。

Patronuyla kavga etmemesi gerektiğini biliyor.

彼は上司とけんかをするほど愚かではない。

O, gidişimizi ertelememiz gerektiğini önerdi.

- 彼は出発を延期するように提案した。
- 彼はわれわれが出発を延期するよう提案した。

O, oraya gitmem gerektiğini söyledi.

彼は私がそこへ行かなければならないと言った。

Kendine kendine gitmesi gerektiğini söyledi.

彼は行くべきだと考えた。

Babam çok çalışmam gerektiğini söyledi.

父は私が懸命に働かなければならないと言った。

O, sırrı saklamamız gerektiğini söyledi.

私たちは秘密を守らなければならないと彼は言った。

Hangi otobüse binmemiz gerektiğini bilmiyorduk.

私たちはどちらのバスに乗るべきかわからなかった。

O, derhal gitmesi gerektiğini söyledi.

彼女はすぐに行かなければと言った。

O. sigarayı bırakmam gerektiğini belirtti.

彼女は私に禁煙すべきだと言った。

Tom'u işe almamız gerektiğini düşünüyorum.

私たちはトムを雇うべきだと思います。

Ne yapmamız gerektiğini hatırlayabiliyor musun?

私達がしなくちゃならないこと思い出せる?

Ona yalan söylememem gerektiğini biliyorum.

私は彼にうそをつくようなばかなことはしない。

Ona yardım etmem gerektiğini hissettim.

私はどうしても彼女を助けなければならない気がした。

Önce ne yapmamız gerektiğini öğrendik.

私たちは最初に何をすべきかを習った。

Burada olmamam gerektiğini mi söylüyorsun?

私はここにいない方がいいってこと?

Bunu atmam gerektiğini düşünüyor musun?

これは捨てるべきだと思う?

İşimi bırakmam gerektiğini düşünüyor musun?

僕は仕事辞めるべきだと思う?

O, senin gitmen gerektiğini söyledi.

あなたは行くべきだと彼は言った。

Yaşam tarzını değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum.

彼は生活様式を変える必要があると思う。

Ben tekrar denememiz gerektiğini düşünüyorum.

私たちはもう一度やってみるべきだと思います。

Yeme alışkanlıklarını değiştirmen gerektiğini düşünüyorum.

食生活変えた方がいいよ。

Tom kime sorması gerektiğini bilmiyor.

トムさんは誰に聞いていいかわからない。

O, bana gitmemiz gerektiğini önerdi.

「さあ行きましょう」と彼は私に言った。

Ben onu yapmamak gerektiğini biliyorum.

それをするような馬鹿じゃない。

Bir istisna yapılması gerektiğini sanmıyorum.

例外は作るべきではないと思います。

Ve derhal hastaneye gelmem gerektiğini söyledi.

病院にすぐ来るようにと言われました

Tepki vermem gerektiğini biliyordum ama nasıl?

反応しなきゃいけない でもどんな風に?

Fakat bunu mümkün kılmamız gerektiğini biliyoruz,

でも なんとかしなくては なりませんよね

Elbette, cumaları ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

もちろん 未来のための金曜日は 知っていますよね

Ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini göreceksiniz.

今すぐ対処しなければなりません

Onlar parayla ne yapmaları gerektiğini bilmiyor.

彼らはそのお金をどう処理すべきかわからなかった。

Başkan silahlı güçlerimizi güçlendirmemiz gerektiğini söylüyor.

我々は軍事力を強化すべきだと、大統領は言っている。

Nerede metroya binmen gerektiğini biliyor musun?

どこで地下鉄に乗るか知っていますか。

Onun hakkında ne yapılması gerektiğini düşünüyorsun?

その件についてどうすべきだと思いますか。

O, onların zamanında gelmesi gerektiğini vurguladı.

彼は彼らに時間厳守で到着するように強調した。

O, toplantıda sigarayı bırakmamız gerektiğini önerdi.

彼は会議では禁煙しようと提案した。

Tek başıma gitmem gerektiğini düşünüyor musun?

私は一人で行くべきだと思いますか。

Bugün ne yapmam gerektiğini merak ediyorum.

- 今日私は何をしたらよいだろう。
- 今日何しようかな。

Kısa sürede eve gelmem gerektiğini söyledi.

彼女は私に早く帰ったほうが良いと言った。

Birlikte öğle yemeği yememiz gerektiğini düşünüyordum.

私たちは一緒に昼食を取るはずだと思っていました。

2.30'da Tom'u karşılamamız gerektiğini düşünüyordum.

私たちは2時30分にトムと会うことになっていると思っていました。

İnsanların pireyi deve yapması gerektiğini düşünmüyorum.

針ほどのことを棒ほどにいうのはどうかと思います。

Tom bana evde kalmam gerektiğini söyledi.

トムさんは私に家にいたほうがいいと言っていました。

Doktorum bana biraz zayıflamam gerektiğini söyledi.

先生は、私がいくらか体重を減らす必要があると言った。

Kendini bu duruma düşürmemen gerektiğini bilmeliydin.

あんな状況の中に身を投じるとは、君も考えが足りなかったな。

Onlar parayı nasıl kullanmaları gerektiğini bilmiyor.

彼らはお金をどうやって使えばいいかわかりません。

Hangi trene binmesi gerektiğini ona söyle.

- どれに乗ったらよいか彼女に教えなさい。
- どの電車に乗ったらよいか彼女に教えなさい。

Yarın randevumda ne giymem gerektiğini düşünüyorsun?

明日のデート、何着て行けばいいと思う?

Tom bana seninle konuşmamam gerektiğini söyledi.

おまえと喋っちゃいけないって、トムに言われた。

Tom'a daha çok çalışması gerektiğini söyledim.

もっと一所懸命勉強しなきゃいけないよ、ってトムに話した。

Onlar hayal gücünü kullanman gerektiğini söylüyorlar.

私たちは想像力を使うように奨励されています。

O bize hemen ayrılmamız gerektiğini söyledi.

彼は私たちに「すぐに出発しなさい」と言った。

Bu ona kanunlara uyması gerektiğini öğretecektir.

これで法律を守らなければならない事を悟るだろう。

Senin bu dükkanı kapatman gerektiğini öneriyorum.

この店は閉店したほうがいいと思います。

Kimin bana rehber olması gerektiğini bilmiyorum.

私を案内すべき人がわからない。

- Tom gergindi ama ne yapması gerektiğini biliyordu.
- Tom sinirliydi ama ne yapması gerektiğini biliyordu.

トムは緊張していたが、自分が何をすべきか分かってはいた。

Psikedelik deneyimin ne olduğunu açıklamam gerektiğini düşünüyorum.

幻覚体験がどんなものかを 明確にしておかねばならないと思います

özsaygının da bununla beraber gelmesi gerektiğini öğretti.

承認や自己肯定も 内面から生まれなければならないと

Benimsemem ve sahiplenmem gerektiğini böyle fark ettim.

自分の体や体のイメージを自分のものとして 取り戻さなくてはならないということです

Dalış kıyafeti giymemem gerektiğini içgüdüsel olarak biliyordum.

‎本能的に ‎ウェットスーツは着なかった

Jiro bana hangi kitabı almam gerektiğini söyledi.

次郎は私にどの本を買ったらいいか教えてくれた。

Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

教習所の教師にそう焦るなと言われています。

Sürücü bize hangi otobüse binmemiz gerektiğini söyledi.

運転手は私たちにどのバスに乗ればよいか教えてくれた。

Doktor bana diyet yapmam gerektiğini tavsiye etti.

医者は私にダイエットするように勧めた。

Bana hangi yoldan gitmem gerektiğini söyler misiniz?

どちらにいったらいいのか教えてくださいませんか。