Translation of "ılık" in German

0.003 sec.

Examples of using "ılık" in a sentence and their german translations:

Su ılık.

Das Wasser ist lauwarm.

Bu kış ılık.

Dieser Winter ist warm.

Kahve sadece ılık.

Der Kaffee ist nur lauwarm.

Hava hâlâ ılık.

Er ist noch warm.

Elim ılık suda.

Meine Hand ist in warmem Wasser.

Bugün hava ılık.

- Es ist heute heiß.
- Heute ist es heiß.
- Es ist warm heute.
- Es ist heute warm.

Dışarısı ılık görünüyor.

Es scheint draußen warm zu sein.

- Su sıcak.
- Su ılık.

Das Wasser ist warm.

Çorbamı ılık severim, sıcak değil.

Ich mag meine Suppe warm, nicht heiß.

- Bu kış alışılmadık şekilde ılık geçti.
- Bu kış hiç olmadığı kadar ılık geçti.

Der Winter war außergewöhnlich mild.

Ne yazık ki bu çorba ılık değil.

Die Suppe ist leider nur lauwarm.

Tom, gözlüğünün camlarını ılık, sabunlu suyla yıkayıp onları bir bezle kuruttu.

Tom wusch seine Brillengläser mit warmem Seifenwasser und trocknete sie mit einem Tuch ab.

- Geçen yıl ılımlı bir kış geçirdik.
- Bu yıl ılık bir kış geçirdik.

Letztes Jahr hatten wir einen milden Winter.

İngiltere'nin iklimi, Japonya'nınki kadar ılık değil ancak yaz aylarında çok daha serindir.

Das Klima in England ist nicht so mild wie das in Japan, aber im Sommer ist es viel kühler.