Translation of "Kış" in German

0.012 sec.

Examples of using "Kış" in a sentence and their german translations:

- Kış yaklaşıyor.
- Kış geliyor.

Der Winter nähert sich.

Kış bitti.

Der Winter ist gegangen.

Kış geliyor.

- Es wird Winter.
- Der Winter steht vor der Tür.

Avustralya'da kış.

In Australien ist Winter.

- Bu kış yumuşaktı.
- Bu kış yumuşak geçti.

Dieser Winter war mild.

- Bu kış yumuşak geçti.
- Bu kış ılıktı.

Dieser Winter war mild.

Bu kış ılık.

Dieser Winter ist warm.

Kış mevsimini sevmem.

Ich mag den Winter nicht.

Kış yakında geliyor.

Der Winter kommt bald.

Kış nihayet geliyor.

Endlich kommt der Winter.

Aralıkta kış başlıyor.

Im Dezember beginnt der Winter.

Kış gündönümü geliyor.

- Es kommt die Wintersonnenwende.
- Die Wintersonnenwende kommt.

- Kış yaklaştıkça günler kısalıyor.
- Kış yaklaştıkça günler gitgide kısalıyor.

Wenn es Winter wird, werden die Tage immer kürzer.

- Biz ılıman bir kış geçiriyoruz.
- Hafif bir kış yaşıyoruz.
- Bu yıl yumuşak bir kış geçirdik.

Wir haben dieses Jahr einen milden Winter.

Çok geçmeden kış olacak.

Bald wird es Winter.

Kış gitti. İlkbahar geldi.

Der Winter ist vorbei. Der Frühling ist da.

Kış sporlarına ilgi gösterir.

Er zeigt Interesse am Wintersport.

Bu kış çok soğuk.

Es ist sehr kalt diesen Winter.

Kış benim gözde mevsimimdir.

Der Winter ist meine Lieblingsjahreszeit.

Kış için Florida'ya gidiyorum.

Ich fahre über den Winter nach Florida.

Kış lastiklerini taktın mı?

Hast du Winterreifen aufgezogen?

Her kış dudaklarım çatlar.

Ich bekomme jeden Winter aufgesprungene Lippen.

Kış en sevdiğim mevsimdir.

Der Winter ist meine Lieblingsjahreszeit.

Kış çok soğuk oldu.

Es war ein sehr kalter Winter.

Kış soğuk ve karlıydı.

Der Winter war kalt und schneereich.

Sincap kış uykusuna yatıyor.

Das Eichhörnchen hält Winterschlaf.

Sonbahardan sonra kış gelir.

Nach dem Herbst kommt der Winter.

Köpeğim geçen kış öldü.

Mein Hund ist letzten Winter gestorben.

Bu bir kış akşamıydı.

Das war ein Winterabend.

Kış tatillerini beğendin mi?

- Haben Sie Ihren Winterurlaub genossen?
- Hattest du einen schönen Winterurlaub?

Sakin bir kış akşamıydı.

Es war ein stiller Winterabend.

Favori kış sporun nedir?

Was ist dein Lieblings-Wintersport?

Kış tatilini nasıl geçirdin?

Wie hast du die Winterferien verbracht?

Kış tatili çok yakında.

Die Winterferien stehen kurz bevor.

Biz geçen kış Londra'daydık.

Wir waren letzten Winter in London.

Kaplumbağalar kış uykusuna yatar.

Schildkröten halten Winterschlaf.

- Soğuk kış günlerinden nefret ederim.
- Soğuk kış günlerinden nefret ediyorum.

Ich hasse kalte Wintertage.

- Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
- Kış soğuktur ama hoşuma gidiyor.

Winter sind kalt, aber ich mag sie.

Kış sertleştikçe geceler iyice uzar.

Der Winter wird tiefer, und die Nächte werden länger.

Kış boyunca, stokladıkları balla beslenebilirler.

Sie nähren sich im Winter an gelagertem Honig.

Kış, işin zor kısmını halletmiştir.

Der Winter hat die harte Arbeit erledigt.

Yani günlük kış uykusuna yatıyor

so macht es täglich Winterschlaf

Geçen kış çok kar vardı.

Letzten Winter gab es viel Schnee.

Otel kış boyunca kapalı kalır.

Das Hotel bleibt den Winter über geschlossen.

Kış yılın en soğuk mevsimdir.

Der Winter ist die kälteste Jahreszeit.

Bu kış sıcaklık ortalamanın üzerinde.

Die Temperatur liegt diesen Winter über dem Durchschnitt.

Ben onunla geçen kış tanıştım.

Ich habe sie im letzten Winter kennengelernt.

- Kış mevsimini severim.
- Kışı severim.

Ich mag Winter.

Sert bir kış geçireceğimizi söylüyorlar.

Es soll einen strengen Winter geben.

Neden insanlar kış uykusuna yatmazlar?

Warum halten Menschen keinen Winterschlaf?

İnsanlar neden kış uykusuna yatmazlar?

Warum halten Menschen keinen Winterschlaf?

Siyah ceketler bu kış moda.

Schwarze Mäntel sind diesen Winter in Mode.

Geçen kış, Kanada'ya kayağa gittim.

- Letzten Winter bin ich in Kanada Ski fahren gegangen.
- Letzten Winter ging ich nach Kanada zum Schilaufen.

Bu sincap kış uykusuna yatıyor.

Dieses Eichhörnchen hält Winterschlaf.

Geçen kış çok kar yağdı.

Es schneite im letzten Winter viel.

O kış çok yağmur yağdı.

Es regnete viel in diesem Winter.

Her Kış Hokkaido'da kayak yapar.

Er läuft jeden Winter in Hokkaido Ski.

Kış sona erdi, bahar geldi.

Der Winter ist vorüber, und der Frühling ist da.

O kış hava çok soğuktu.

Es war sehr kalt in jenem Winter.

Soğuk algınlığı, bu kış yaygındır.

Diesen Winter sind Erkältungen weit verbreitet.

Bu kış birçok fırtına yaşadık.

In diesem Winter gab es viele Stürme.

Kar bu kış erken düştü.

Es hat früh geschneit diesen Winter.

Bu kış çok kar aldık.

Wir haben diesen Winter schon eine ganze Menge Schnee gehabt.

Çok sert bir kış yaşadık.

Wir hatten einen sehr strengen Winter.

Bu kış muhtemelen soğuk olacak.

Diesen Winter wird es wohl kalt werden.

Biz kış aylarında yünlü giyeriz.

Wir tragen Wolle im Winter.

Kar olmadan kış gerçek görünmüyor.

Ohne Schnee erscheint der Winter unwirklich.

Nihayet kış bize de gelebildi.

Endlich ist hier auch der Winter angekommen.

- Geçen yıl ılımlı bir kış geçirdik.
- Bu yıl ılık bir kış geçirdik.

Letztes Jahr hatten wir einen milden Winter.

- 2018 Kış Olimpiyat Oyunları, Pyeongchang'da yapılacak.
- 2018 Kış Olimpiyat Oyunları, Pyeongchang'da düzenlenecek.

Die Olympischen Winterspiele des Jahres 2018 finden in P’yŏngch’ang statt.

- Bu kış alışılmadık şekilde ılık geçti.
- Bu kış hiç olmadığı kadar ılık geçti.

Der Winter war außergewöhnlich mild.

Kış, Şili'nin güneyindeki Patagonya'nın dağlarına ulaştı.

Der Winter hat die Berge Patagoniens im Süden von Chile erreicht.

Onlardan önce uzun bir kış vardı.

Ihnen stand ein langer Winter bevor.

Herhangi bir kış gününde ona rastladım.

Ich traf sie eines Wintertages.

Birçok ağaçlar kış mevsiminde yapraklarını kaybederler.

- Viele Bäume verlieren im Winter ihr Laub.
- Viele Bäume verlieren im Winter ihre Blätter.

Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.

Ich möchte nächsten Winter wieder hierherkommen.

Kış ve Yaz arasında İlkbahar gelir.

Der Frühling kommt zwischen Winter und Sommer.

Bu sessiz bir kış akşamı oldu.

Es war ein ruhiger Winterabend.

Kış sona erdi ve ilkbahar geldi.

- Der Winter ist vorbei, und der Frühling ist gekommen.
- Der Winter ist vorüber, und der Frühling ist gekommen.

2014 Sochi Kış olimpiyatları artık bitti.

Die Olympischen Winterspiele 2014 von Sotschi sind nun vorbei.

Bu kış galiba çok soğuk olacak.

Dieser Winter wird wahrscheinlich sehr kalt werden.

Bu kış çok az kar vardı.

Wir hatten in diesem Winter wenig Schnee.

Geçen kış Kanada'da kayak yapmaya gittim.

Ich war letzten Winter Skilaufen in Kanada.

Biz bütün kış haşlanmış patates yedik.

Wir haben den ganzen Winter über Salzkartoffeln gegessen.

Geçen kış Zao'ya kayak yapmaya gittim.

Letzten Winter bin ich zum Skifahren nach Zao gefahren.

Ailem her kış kayak yapmaya gider.

Meine Familie fährt jeden Winter Ski.

Kış hakkındaki en kötü şey kardır.

Das Schlimmste am Winter ist der Schnee.

Kış boyunca iki battaniye ile uyurum.

Im Winter schlafe ich mit zwei Decken.

Kış yaklaşınca göçmen kuşlar güneye gidiyor.

Wenn sich der Winter nähert, ziehen die Zugvögel in Richtung Süden.

Bu da kış boyunca onları idare eder.

Damit kommen sie durch den Winter.

Bazısı kış uykusuna yatarak asgari enerji harcıyor.

Einige halten Winterschlaf und verbrauchen kaum Energie.

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

In der Wildnis wird die Nahrung knapp, wenn der Winter naht.

Memeli olmasına rağmen kış uykusuna yatarlar mesela.

Obwohl sie Säugetiere sind, überwintern sie zum Beispiel.