Translation of "Sıktı" in French

0.003 sec.

Examples of using "Sıktı" in a sentence and their french translations:

Elimi sıktı.

- Elle me serra la main.
- Elle m'a serré la main.

Tom düğümü sıktı.

- Tom resserra le nœud.
- Tom a resserré le nœud.

Tom havluyu sıktı.

Tom essora la serviette.

Bebek yumruklarını sıktı.

- Le bébé a serré les poings.
- Le bébé serra les poings.

Başarısızlık onun canını sıktı.

L'échec l'a déprimé.

O bir silah sıktı.

Elle a tiré avec une arme.

Birçok portakaldan su sıktı.

Elle a extrait le jus de plusieurs oranges.

O gerçekten canımı sıktı.

- Ça m'a vraiment ennuyé.
- Ça m'a vraiment ennuyée.

O onun elini sıktı.

Elle lui a pressé la main.

O herkesin canını sıktı.

Cela déplut à tous.

Uzun hikayeleriyle bizi sıktı.

Il nous a ennuyés avec ses longues histoires.

Onun uzun konuşması herkesi sıktı.

Son long discours a ennuyé tout le monde.

Onun uzun konuşması hepimizi sıktı.

Son discours interminable nous a tous ennuyés.

O, tüpten diş macunu sıktı.

Il pressa la pâte dentifrice hors du tube.

Masanın üzerinden uzandı ve elimi sıktı.

Il étendit la main par-dessus la table et serra la mienne.

O, çay için bir limon sıktı.

Elle a pressé un citron pour le thé.

Son zamanlarda bu Zoom meselesi aşırı şekilde can sıktı

récemment, ce problème de zoom a été extrêmement ennuyeux

- O sözleşmeyi kabul ederek kendi ayağına sıktı.
- O sözleşmeyi kabul ederek bindiği dalı kesti.
- O sözleşmeyi kabul ederek kendi ipini çekti.

Il s’est tiré une balle dans le pied en acceptant ce contrat.