Translation of "Bizi" in Chinese

0.013 sec.

Examples of using "Bizi" in a sentence and their chinese translations:

- Bizi unutma!
- Bizi unutma.
- Bizi unutmayın.

别忘了我们!

- Bizi unutma.
- Bizi unutmayın.

别忘了我们。

Bizi izle.

请跟着我们。

Bizi ara.

联系我们。

Bizi unutma!

- 别忘了我们!
- 别忘了我们。

Bizi korkutmazsın.

你別嚇我們。

Bizi küçümseme.

别瞧不起人。

- Bizi hatırlıyor musun?
- Bizi hatırlıyor musunuz?

你还记得我们吗?

- Gel ve bizi gör.
- Bizi görmeye gel.

过来见我们。

Onlar bizi görmediler.

他们没看见我们。

O bizi sevmiyor.

他不喜欢我们。

Onlar bizi kovaladı.

他们追了我们。

Sadece bizi dinle.

仅仅听我们说吧。

- Artık bizi rahatsız etme.
- Artık bizi rahatsız etmeyin.

不要再打扰我们了。

- Bir daha bizi rahatsız etme.
- Bizi tekrar rahatsız etme.
- Bir daha bizi rahatsız etmeyin.

别再打扰我们了。

- Hiç kimse bizi kontrol edemez.
- Kimse bizi kontrol edemez.

沒有人能控制我們。

Bizi şehir merkezine götür.

載我們到市區。

Otobüs bizi nereden alacak?

巴士會在哪裡接我們?

Zaferimiz için bizi kutladılar.

他們祝賀我們的勝利。

Gelip bizi ziyaret etmelisin!

你应该来访问我们!

Sessiz ol! Bizi duyabilir.

轻一点,他会听见我们的。

O bizi nasıl buldu?

他怎麼找到我們的?

Tom'un bizi duyduğunu düşündüm.

我觉得汤姆听说过我们。

Tom bizi görmek istiyor.

汤姆想来看望我们。

Ailen bizi gerçekten severdi.

你的家长原来很爱我们.

Onların bizi duyabileceğinden eminim.

我確定他們能聽見我們的聲音。

Hiç kimse bizi görmeyecek.

沒有人會看到我們。

Bizi kaç kişi tanıyor?

有多少人知道我們?

Uzun hikayeleriyle bizi sıktı.

他長長的故事讓我們覺得厭煩了。

Bizi Twitter'da takip edin.

在推特上关注我们吧。

Ya biri bizi görseydi?

如果有人看見我們怎麼辦?

- O dün bizi görmek için geldi.
- O dün bizi görmeye geldi.

她昨天来看我们。

Acı manzara bizi gözyaşlarına boğdu.

看著眼前淒涼的景象,我們不禁流下了淚來。

O, günaşırı bizi ziyaret eder.

她每兩天探訪我們。

Onlar bütün gün bizi çalıştırdılar.

他們讓我們工作了一整天。

Dü akşam yemekte bizi ağırladılar.

他們昨晚設宴招待了我們。

Onun konuşması bizi harekete geçirdi.

他的演说打动了我们。

O bizi arabasına geri aldı.

他开车送我们回来的。

Bütün akşam şakalarıyla bizi eğlendirdi.

整个晚上他都在开玩笑逗我们开心。

Bizi takım 2-0 kaybetti.

我们队0:2输了。

Niçin bizi ziyaret etmeye gelmiyorsun?

为什么你不来看我们?

Öteki takım bizi hafife aldı.

那另外一队轻视了我们。

Onların dostluğu bizi derinden duygulandırdı.

他们的友情深深地感动了我们。

İthalattaki hızlı büyüme bizi şaşırtıyor.

进口数量的急速增长让我们感到惊讶。

Onların bizi izlediğini düşünüyor musun?

你认为他们跟着我们吗?

Onlar bizi bütün gece çalıştırdılar.

他們要我們整夜工作。

Onlar bizi bütün gün çalıştırdı.

他們讓我們工作了一整天。

Onun konuşması bizi çok etkiledi.

他的话深深触动了我们。

Sıcak ve nemli hava bizi tembelleştirir.

炎熱潮濕的天氣使我們變得懶散。

O bizi akşam yemeğine davet etti.

她邀请了我们吃晚饭。

Şu sıralardaki deprem sıklığı bizi endişelendiriyor.

最近频繁的地震让我们很焦虑。

Arada bir bizi ziyaret etmeye gelir.

他偶爾會來看我們。

Bir saatten daha fazla bizi bekletti.

他让我等了一个多小时。

Bizi doğum günü partisine davet etti.

她邀请我们去她的生日派对。

Eğer bizi dinlemezseniz zor kullanmamız gerekecek.

如果您不听我们的,我们就必须求助于强制权。

O, bizi bir gülümseme ile karşıladı.

她面帶微笑向我們打招呼。

Onlar bizi almadan önce onları alın.

- 在他们控制我们之前,我们先制服他们。
- 先下手为强,后下手遭殃。

Tom'un bizi nerede beklediğini biliyor musun?

你知道汤姆在哪里等我们吗?

Sen bizi rahatsız etmemek için saygılıydın.

你考虑周到,没有打扰我们。

Brezilya'ya tek başına gitmesi bizi şaşırttı.

让我们惊讶的是她独自去过巴西。

Güneş bizi ışık ve ısı verir.

太陽提供我們光和熱。

John yarın bizi görmeye gelecek mi?

約翰明天會來看我們嗎?

Babam bizi dün hayvanat bahçesine götürdü.

爸爸昨天帶了我們去動物園。

O, bu gece bizi görmeye gelebilir.

他今天晚上可能來看我們。

Onlar karlı işler için bizi götürüyorlar.

他们把我们当成摇钱树。

Reklamlar bizi lüks satın almaya teşvik ediyor.

廣告慫恿我們買奢侈品。

Bizi bir restoranda akşam yemeğine davet edin.

请我们去饭店吃晚饭。

Jacksonlar yarın öğleden sonra bizi ziyaret ediyorlar.

杰克森一家明天下午就要来看望我们。

Onların bizi buraya kadar izlediğini düşünüyor musun?

你认为他们跟着我们到这里了吗?

Siz uyurken bir kadın bizi ziyaret etti.

- 您睡觉的时候,一个女人来看过我们。
- 你睡觉的时候,一个女人来看过我们。

O bizi ziyaret etmek için yakında geri gelecek.

她马上就会回来看我们。

Biz komşularımızı sevmiyoruz ve onlar da bizi sevmiyor.

我們不喜歡我們的鄰居,而他們也不喜歡我們。

Tom'un bizi bulmada herhangi bir sorun yaşamayacağından eminim.

我确定汤姆找到我们没有任何问题。

Ben bir çocukken o çoğunlukla bizi görmeye gelirdi.

當我還是個孩子時,他經常來看望我們。

Eğer onu yapamıyorsanız, en kısa sürede bizi arayın.

如果你做不到,儘快連絡我們。

Tom'un vize alamadığını duymak bizi hayal kırıklığına uğrattı.

我们很遗憾地听说,汤姆没能拿到签证。

Bay Brown, Oregon'dan bir arkadaş, bizi yarın ziyaret edecek.

一个从俄勒冈州来的朋友,布朗先生明天会来拜访我们。

Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?

你怎麼這麼晚才來看我們?

Sıcak bir yaz gününde, klima bizi serin tutmak için bütün gün çalışır.

炎炎夏日,空调全天开放让我们保持凉爽。