Translation of "Karşılamak" in French

0.005 sec.

Examples of using "Karşılamak" in a sentence and their french translations:

Onun kaybını karşılamak zorundayım.

Je dois couvrir sa perte.

Onlar Jacques'ı karşılamak zorundaydılar.

Ils ont dû rejoindre Jacques.

Tom'u karşılamak için buradayız.

Nous sommes ici pour rencontrer Tom.

İnsanlar diğer insanları hoş karşılamak

Où les gens vont au-delà des impératifs

Prensesi karşılamak için bayraklar salladılar.

- Ils agitèrent des drapeaux pour souhaiter la bienvenue à la princesse.
- Elles agitèrent des drapeaux pour souhaiter la bienvenue à la princesse.

Babamı karşılamak için havaalanına gittim.

Je suis allé à l'aéroport pour accueillir mon père.

Onu karşılamak amacıyla oraya gittim.

- Je m'y rendis dans le but de le rencontrer.
- J'y suis allé dans le but de le rencontrer.

Onların ihtiyaçlarını karşılamak büyük bir zorluk.

Satisfaire leurs besoins sera un défi de taille.

Ken Yumi'yi karşılamak için parka gitti.

Ken est allé au parc pour rencontrer Yumi.

Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.

Paul est venu à Rome pour me saluer.

O, bazen beni karşılamak için gelir.

Il vient pour me rencontrer de temps en temps.

Teröristler saldırıları karşılamak için sahte mal satıyor,

Les terroristes vendent des faux pour financer des attaques

Genç adam onu karşılamak için koşarak geldi.

Le jeune homme est venu la rencontrer en courant.

Yapman gereken tek şey onu orada karşılamak.

Tout ce que tu as à faire est de la rencontrer là-bas.

O Bay West'i karşılamak için havaalanına gidiyordu.

Il était en route pour l'aéroport pour rencontrer M. Ouest.

Ben seni havaalanında karşılamak için bir araba ayarladım.

J'ai prévu pour toi une voiture qui vient te chercher à l'aéroport.

O dün gece onu karşılamak için söz verdi.

La nuit dernière, elle lui a promis de le rencontrer.

O ihtiyaçlarını karşılamak için bir karıya ve iki küçük çocuğa sahiptir.

Il a une femme et deux enfants à nourrir.

Bazıları arkadaşlarını karşılamak için geldiler ve diğerleri onlarınkini yolcu etmek için.

Si certains sont venus à la rencontre de leurs amis, d'autres sont venus les raccompagner.

- Beni karşılamak için geldiğiniz için teşekkür ederim.
- Beni karşılamaya geldiğin için teşekkürler.

- Merci de venir me rencontrer.
- Merci d'être venu me rencontrer.