Translation of "Iptal" in French

0.008 sec.

Examples of using "Iptal" in a sentence and their french translations:

İptal edeceğim.

J'annulerai.

- Toplantıyı iptal etmeyecektiniz.
- Toplantıyı iptal etmemelisin.

- Vous ne devriez pas annuler la réunion.
- Tu ne devrais pas annuler la réunion.

- Uçuş iptal edildi.
- Uçuş iptal oldu.

Le vol a été annulé.

Toplantı iptal edildi.

La rencontre a été annulée.

Oyun iptal edildi.

La partie fut annulée.

Toplantıyı iptal etmedim.

Je n'ai pas annulé la réunion.

Toplantıyı iptal edemezsin.

- Tu ne peux pas annuler la réunion.
- Vous ne pouvez pas annuler la réunion.

Onlar iptal etti.

- Ils ont annulé.
- Elles ont annulé.

Festivali iptal ettiler.

Ils ont annulé le festival.

Düğünü iptal ettik.

- Nous avons annulé le mariage.
- Nous annulâmes le mariage.

Onu iptal edeceğim.

Je l'annulerai.

Yürüyüşü iptal etmeliyiz.

Nous devrions annuler la randonnée.

Kim iptal etti?

Qui a annulé ?

İptal eder misin?

- Peux-tu annuler ?
- Pouvez-vous annuler ?

Onu iptal ettim.

- Je l'ai annulé.
- Je l'ai annulée.

İptal etmeli miyiz?

Devrions-nous annuler ?

Geziyi iptal etti.

- Il annula le voyage.
- Il a annulé le voyage.

Siparişi iptal ettim.

J'ai annulé la commande.

Ben iptal ettim.

J’ai annulé.

Bunu iptal edin.

- Annule ça.
- Annulez ça.

- Otel rezervasyonumu iptal ettirdim.
- Otel rezervasyonumu iptal ettim.

J'ai annulé ma réservation d'hôtel.

Arkadaşlarımla planımı iptal ettim.

J'annule des projets avec mes amis.

Sizin randevunuzu iptal etmiyorum.

Je n’annule pas vos rendez-vous.

Hiçbir şeyi iptal etmiyorum.

Je n’annule rien.

Rezervasyonumu iptal ettirmek istiyorum.

J'aimerais annuler ma réservation.

Onlar festivali iptal ettiler.

Ils ont annulé le festival.

Belki toplantıyı iptal etmeliyiz.

Peut-être devrions-nous annuler la réunion.

Nişan törenini iptal ettim.

J'ai annulé les fiançailles.

Rezervasyonumu iptal eder misiniz?

Pourrais-tu annuler ma réservation ?

Japonya gezimizi iptal etmeliyiz.

Nous devons annuler notre voyage pour le Japon.

Neden gezimizi iptal ettik?

Pourquoi avons-nous annulé notre voyage ?

Randevumuzu iptal etmek zorundayız.

Je dois annuler notre rendez-vous.

Niçin partiyi iptal etmiyoruz.

Pourquoi n'annulons-nous pas la fête ?

Gazete aboneliğimi iptal ettim.

J'ai annulé mon abonnement au journal.

Benim dersim iptal edildi.

- Mon cours a été annulé.
- Mon cours fut annulé.

Toplantının iptal edildiğini düşündüm.

Je pensais que la réunion avait été annulée.

Tsunami uyarısı iptal edildi.

L'alerte au tsunami a été levée.

Toplantıyı iptal etmemiz gerekiyor.

Nous devons annuler le rendez-vous.

Bugünkü toplantı iptal edildi.

La réunion d'aujourd'hui a été annulée.

Tom gezisini iptal etti.

Tom a annulé son voyage.

Tayfun nedeniyle görüşme iptal edildi.

La réunion a été annulée à cause du typhon.

Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.

La rencontre a été annulée à cause de la pluie.

Piknik yağmurdan dolayı iptal edildi.

Le pique-nique a été annulé à cause de la pluie.

Oyun yağmur yüzünden iptal edildi.

Le match fut annulé à cause de la pluie.

Yağmura rağmen oyun iptal edilmedi.

Malgré la pluie, le match n'a pas été annulé.

Zammı iptal etsek iyi olur.

Nous ferions mieux d'annuler la randonnée.

Partiyi iptal etmek zorunda kaldım.

- J'ai dû annuler la fête.
- J'ai dû remettre la fête.

Bana toplantıyı iptal etmemi önerdi.

Elle a suggéré que j'annule la réunion.

Son anda randevuyu iptal etti.

Il a annulé le rendez-vous au dernier moment.

Yağmur yağarsa, oyun iptal edilir.

S'il pleut, la partie sera annulée.

Toplantıyı iptal edebilip edemeyeceğimizi görelim.

Voyons si nous pouvons annuler la réunion.

Toplantıyı iptal etmek ister misin?

- Veux-tu annuler la réunion ?
- Voulez-vous annuler la réunion ?

Bugün toplantınızı iptal etmek istedim.

J'avais l'intention d'annuler votre rendez-vous d'aujourd'hui.

Yağmur nedeniyle piknik iptal edildi.

Le pique-nique a été annulé à cause de la pluie.

İptal edecek bir şey yok.

Il n'y a rien à annuler.

Büyük olasılıkla toplantı iptal edildi.

La rencontre sera probablement annulée.

Randevumu iptal etmek zorunda kalacağım.

Je vais devoir annuler mon rendez-vous.

Neden şimdi toplantıyı iptal etmiyoruz?

Pourquoi n'annulons-nous simplement pas la réunion ?

Piknik yağmur nedeniyle iptal edildi.

Le pique-nique a été annulé à cause de la pluie.

Ders fırtına nedeniyle iptal edildi.

Le cours avait été annulé à cause de la tempête.

Yürüyüşü iptal etsek iyi olur.

Nous ferions mieux d'annuler la randonnée.

Şimdi görevi iptal etmek istemiyorum.

Je ne veux pas interrompre la mission à l'heure actuelle.

Maç yağmur nedeniyle iptal edildi.

Le match fut annulé à cause de la pluie.

Tom otel rezervasyonunu iptal etti.

- Tom a annulé sa réservation d'hôtel.
- Tom annula sa réservation d'hôtel.

Tom gezisini niçin iptal etti.

Pourquoi Tom a-t-il annulé son voyage ?

Yağmur halinde atletik toplantı iptal edilecektir.

En cas de pluie, la rencontre d'athlétisme sera annulée.

Yağmur yağıyordu ve oyun iptal edildi.

Il pleuvait et le match a été annulé.

Kötü havadan dolayı oyun iptal edildi.

Grâce au mauvais temps, le match a été annulé.

Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.

S'il devait pleuvoir demain, l'excursion serait annulée.

Eğer yağmur yağarsa,gezi iptal edilecek.

En cas de pluie, l'excursion sera annulée.

Çağrıyı iptal etmeme gerek var mı?

Dois-je annuler l'appel ?

Yarın için randevumu iptal etmek istiyorum.

Je voudrais annuler mon rendez-vous de demain.

Maç şiddetli yağmur nedeniyle iptal edildi.

Le match a été annulé en raison de la forte pluie.

Okul kar yağışı nedeniyle iptal edildi.

L’école a été fermé a cause de la neige.

Hava koşullarından dolayı maç iptal edildi.

Le match a été annulé en raison des intempéries.

En sevdiğim TV programı iptal edildi.

Mon programme télé préféré a été annulé.

Jack rezervasyonları iptal etmeye karar verdi.

Jacques décida d'annuler les réservations.

Tayfun nedeniyle birçok uçuş iptal edildi.

- De nombreux vols furent annulés en raison du typhon.
- De nombreux vols ont été annulés en raison du typhon.

Postaladığım şeyi nasıl iptal edeceğimi anlayamıyorum.

Je n'arrive pas à comprendre comment supprimer ce que je viens de publier.

Maç kötü hava nedeniyle iptal edildi.

Le match a été annulé en raison des intempéries.

Tom ve Mary randevularını iptal ettiler.

Tom et Mary ont annulé leurs rendez-vous.

Kötü hava koşulları nedeniyle oyun iptal edildi.

À cause du mauvais temps, le match a été annulé.

Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.

J'ai annulé mon rendez-vous à cause d'une affaire urgente.

Yağmurdan dolayı oyunu iptal etmek zorunda kaldık.

Nous dûmes annuler la partie à cause de la pluie.

Yarın yağmur yağabilir, beyzbol maçı iptal edilecek.

S'il venait à pleuvoir demain, la partie de baseball serait reportée.

Daha önce bir randevuyu hiç iptal etmedi.

Il n'avait jamais annulé un rendez-vous avant.

Gezimiz yoğun kar yağışı nedeniyle iptal edildi.

Notre voyage a été annulé en raison de fortes chutes de neige.

Şartlar yüzünden randevumuzu iptal etmek zorunda kaldık.

Les circonstances nous forcèrent à annuler notre rendez-vous.

Kötü hava şartlarından dolayı oyun iptal edildi.

À cause du mauvais temps, le match a été annulé.

Gezi, korkunç bir fırtına nedeniyle iptal edildi.

Le voyage a été annulé à cause d'une terrible tempête.

Kötü hava şartları nedeniyle oyun iptal edildi.

En raison du mauvais temps, le match a été annulé.

Açık hava konseri fırtına nedeniyle iptal edildi.

Le concert en plein air a été annulé en raison de la tempête.

Eğer yarın yağmur yağarsa maç iptal edilecek.

S'il devait pleuvoir demain, le match serait annulé.

Keşke Facebook hesabımı nasıl iptal edeceğimi çözebilsem.

J'aimerais trouver comment effacer mon compte Facebook.

Ama umudu iptal etmek, inandığımız her şeye aykırıydı.

Mais perdre espoir était contraire à toutes nos valeurs.

Hava yağmurlu olduğundan dolayı, beyzbol oyunu iptal edilmişti.

Le temps étant pluvieux, la partie de base-ball fut annulée.

Ben son dakikada randevuyu iptal ettiğim için üzgünüm.

Je suis désolé d'annuler le rendez-vous à la dernière minute.