Translation of "Ettiler" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Ettiler" in a sentence and their arabic translations:

Onlar sana ihanet ettiler.

- لقد خدعوك.
- لقد خدعوكم.
- لقد خدعنك.

Londra ziyaretlerini iptal ettiler.

ألغوا زيارتهم إلى لندن.

Sürücüden zararları talep ettiler.

طالبوا بتعويض من السائق.

Onlar yenilgilerini kabul ettiler.

اعترفوا بخسارتهم.

Onlar seni takip ettiler.

لقد اتبعوك.

- Şimdilik bize kalmamızı tavsiye ettiler.
- Şimdilik bize ayrılmamamızı tavsiye ettiler.

قالوا لنا أن نبقى مكاننا في الوقت الراهن.

Burada yine teşkilatlanmaya devam ettiler

استمروا في التنظيم هنا مرة أخرى

Bir göz atmadan acele ettiler.

مروا بسرعة و بدون إلقاء نظرة.

Polisler Tom'un lastiklerine ateş ettiler.

أطلقت الشرطة النار على إطارات مركبة توم.

Onlar onu hastaneye kabul ettiler.

قبلوها بالمشفى

Hemşireler Fadıl'ı yakından takip ettiler.

أبقت الممرّضات فاضل نصب أعينهنّ.

Onlar da patent ofisini meşgul ettiler.

وهم يشغلون مكتب براءات الاختراع.

'büyük şehir' Konstantinopolis'e saldırmaya cesaret ettiler .

"المدينة العظيمة" ، القسطنطينية.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.

- قام أصدقائي بدعوتي إلى العشاء.
- دعاني أصحابي على العشاء.

Üç yüzyıl boyunca İskandinavya'dan gelen bu pagan korsanlar Avrupa'yı terörize ettiler, baskın yaptılar, gasp ettiler,

لثلاثة قرون ، أرهب هؤلاء القراصنة الوثنيون من الدول الاسكندنافية أوروبا ، وقاموا بالإغارة ، والابتزاز ،

Fareler uykuya dalarken beyinlerini dinlemeye devam ettiler

استمروا في الاستماع إلى الدماغ بينما كانت هذه الجرذان نائمة،

Dürüstlüğü ve doğruluğu için onu takdir ettiler.

وأثنوا على صدقه ونزاهته.

Hapsedildi, yedi yıl boyunca ona işkence ettiler.

حيث سُجن وعُذّب لأكثر من 7 سنوات.

Her yıl işgalcilere karşı savaşa devam ettiler.

واصلوا القتال ضد الغازين سنة بعد سنة.

Ondan büyük bir miktarda para gasp ettiler.

لقد ابتزّها بمبلغ كبير من المال.

Hayatları pahasına yangınla mücadele etmeye devam ettiler.

استمروا بمكافحة الحريق على حساب حياتهم.

Suyun ne kadar saf olduğunu kontrol ettiler.

فحصوا مدى نقاوة الماء.

- Onlar birbirlerinden nefret ediyordu.
- Birbirlerinden nefret ettiler.

يكرهان بعضهما البعض.

Onları ziyaret etmeyi teklif ettim ve kabul ettiler.

طلبت أن أزورهم وقد وافقوا.

Ve onu olduğu gibi değerlendirdiler ve kabul ettiler.

احتفوا بها كما هي.

Bilim insanları ayrıca geniş doku bankası inşa ettiler,

كما جمع العلماء بنك ضخم من عينات الأنسجة،

20 millik elektrik kablolarındaki kısa devrelerle mücadele ettiler .

ملأت المركبة الفضائية.

Bulgaristan'ı geçerken son bir yürüyüş için ısrar ettiler

العثمانيين من القارة، عن طريق مسيرة عبر بلغاريا للاستيلاء على العاصمة أدرنة

Burada Berkeley'de dil bilimci olan George Lakoff'u ikna ettiler.

لدينا جورج لووكوف عالم اللغات هنا في بيركيلي.

Ve sanırım Richard'a olanlar konusunda muhtemelen gerçeği inkâr ettiler.

وأعتقد أنهم ربما كانوا في حالة إنكار لما كان يحدث مع ريشارد.

Açık Bahçe isimli bir proje oluşturmam için beni davet ettiler.

ودعوني لإنشاء مشروع أطلقنا عليه اسم "البستان المفتوح"

Hellespont'u açtım, o zamana kadar Persler hala denize komuta ettiler.

فتحت Hellespont ، على الرغم من ذلك الوقت كان الفرس لا يزالون يأمرون البحر.

Şimdi izole edilmiş Fransız şövalyeleri savaşmaya devam ettiler, ancak sayıları azalıyordu,

استمرّ فرسان الإفرنجة المعزولون في القتال، لكن تضاءلت أعدادهم ببطء،

Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.

واصلا فاضل و ليلى تسلّق السّلّم الوظيفي.

Düşmanın avcılarının bazıları geldi ... Bana boş yere ateş ettiler ve beni özlediler,

بعض مناوشي العدو ... أطلقوا النار علي من مسافة قريبة ، واشتاقوا إلي ،

İmparator tuzağa düşmeyi umarak hızla ilerledi ve Blücher ordusunun bir kısmını yok ettiler.

تقدم الإمبراطور بسرعة ، على أمل الفخ وتدمير جزء من جيش Blücher.

Avusturyalı bir komutanı hayati bir Tuna köprüsünü teslim etmeye blöf ettiler . Bir noktada Lannes

خلال إقناعه بأن الهدنة قد تم توقيعها. في مرحلة ما ، انتزع لانيس

Kazaklar ve 800'e yakın dövüşçüyle çevrili, kare oluşturdular ve hareket etmeye devam ettiler.

محاطين بالقوزاق ونزلوا إلى 800 رجل مقاتل ، شكلوا مربعات واستمروا في التحرك.