Translation of "Bakmaya" in French

0.007 sec.

Examples of using "Bakmaya" in a sentence and their french translations:

Bakmaya gideceğim.

J'irai voir.

Buraya bakmaya değebilir.

Ça vaut le coup d'explorer.

Aradan bakmaya başladı.

Tout en observant.

Ona bakmaya dayanamadım.

Je ne supportais pas de la regarder.

Ona bakmaya katlanamadım.

- Je ne pourrais pas supporter de le regarder.
- Je ne pouvais pas supporter de le regarder.

Bakmaya devam edin.

- Continue à regarder !
- Continuez à regarder !

Nereden bakmaya başlamamızı istiyorsun?

- Où voulez-vous que nous commencions à regarder ?
- Où veux-tu que nous commencions à regarder ?

Tom bakmaya devam etti.

Tom n'a pas cessé de regarder.

Ve dik dik bakmaya başladı

Et il m'a regardée...

Onlara çok dikkatli bakmaya başladım.

Je me suis mis à les observer avec attention.

Acaba buna bakmaya değer mi?

Je devrais peut-être aller voir.

Bakmaya nereden başlayacağımı bilmiyorum bile.

Je ne sais même pas où commencer à regarder.

Tom Mary'ye bakmaya cesaret edemedi.

Tom n'osait pas regarder Marie.

Bana dik dik bakmaya devam etti.

- Il n'arrêtait pas de me regarder.
- Il continua à me regarder.
- Il a continué à me regarder.

İleriye bakmaya odaklanmalı ve bacak gücünüzü kullanarak...

fixer son regard devant soi, et se servir des jambes

Daha derin bakmaya başladığınızda onu kendiniz bulacaksınız.

Dès que tu regarderas plus en profondeur, tu le découvriras par toi-même.

Acaba buna bakmaya değer mi? Yavaşça ve sessiz.

Je devrais peut-être aller voir. Allez, on y va !

O sana bakmaya devam etti. Fark etmedin mi?

- Il te regardait sans cesse. N'as-tu pas remarqué ?
- Il vous regardait sans cesse. N'avez-vous pas remarqué ?

Eğer benim yapmamı istiyorsan, senin çocuklarına bakmaya istekliyim.

- Je suis prêt à m'occuper de tes enfants, si tu veux que je le fasse.
- Je suis disposé à m'occuper de vos enfants, si vous voulez que je le fasse.

Acaba buna bakmaya değer mi? Hadi, bir göz atalım!

Je devrais peut-être aller voir. Allez, on y va !

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

On va retourner toutes ces grosses pierres.

Tom anahtar deliğinden bakmaya çalıştı fakat bir şey göremedi.

Tom essaya de regarder par le trou de la serrure, mais ne put rien voir.

Acaba gidip buna bakmaya değer mi? Hadi, bir göz atalım!

Je devrais peut-être aller voir. Allez, on y va !

Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.

On va retourner ces grosses pierres. Voyons voir ce qu'il y a dessous.

şu anda Danimarka'daki küçük Lejre köyü olan Kral Hrolf'un mahkemesinin geleneksel alanına bakmaya başladı .

site traditionnel de la cour du roi Hrolf, qui est maintenant le petit village de Lejre au Danemark.

Mutlu olmak her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmez fakat aksine eksikliklerin ötesine bakmaya karar vermenizdir.

Être heureux ne signifie pas que tout est parfait, mais plutôt que vous avez décidé de regarder par-delà les imperfections.