Translation of "Bunun" in French

0.012 sec.

Examples of using "Bunun" in a sentence and their french translations:

Bunun sonucunda,

Donc en faisant ça,

Bunun gibi.

Comme celle-ci.

Bunun farkındaydım.

J'en était conscient.

- Bunun nesi var?
- Bunun sorunu ne?

Qu'y a-t-il de mal à ça ?

- Bunun fiyatı nedir?
- Bunun fiyatı ne kadar?

- Combien ça coûte ?
- C’est combien ?

- Bunun çalışacağını biliyorum.
- Bunun işe yarayacağını biliyorum.

- Je sais que ça fonctionnera.
- Je sais que ça marchera.

- Arkadaşlar bunun içindir.
- Dostlar bunun için vardır.

- Les amis sont faits pour ça.
- Voilà à quoi servent les amis.

Bunun üzerinde çalışmalıyız.

On doit simplement y travailler.

bunun gücünden faydalanabilir.

en créant une coopération forte entre les familles et nos écoles.

bunun nedeni nedir?

pourquoi passez-vous une bonne journée ?

Bunun yerine size

Si à la place, je vous parle

bunun işime yaramayacağıydı.

ça n'allait pas marcher avec moi

Bunun hakkında düşündüm.

Ça m'a fait réfléchir

bunun gerçekleşmiceğini biliyoruz.

pour leurs citoyens, et non pas pour la guerre.

Bunun cevabı evet.

La réponse est oui.

Ancak bunun sonunda,

mais au final,

Bunun anlamı şu

Cela signifie

Bunun üzerine oturmayın.

- Ne t'assois pas dessus.
- Ne t'assieds pas dessus.

Bunun tadı iyi.

- Ça a bon goût.
- C’est bon.

Bunun modası geçmiş.

- C'est vieillot.
- C'est dépassé.
- C'est démodé.
- C'est obsolète.

Bunun olacağını biliyordum.

Je savais que ça allait arriver.

Bunun olması gerekmiyor.

- Ce n'est pas supposé se produire.
- Ce n'est pas supposé arriver.
- Ce n'est pas supposé survenir.

Bunun değiştirilmesi gerek.

Il faut que ça change.

Bunun olduğuna inanamıyorum.

- Je n'arrive pas à croire que ça se produit.
- Je n'arrive pas à croire que ça a lieu.

Bunun hepsini biliyorum.

Je sais tout ceci.

Bunun için hazırız.

- Nous y sommes prêts.
- Nous y sommes prêtes.

Bunun üstesinden geleceksin.

- Tu t'en remettras.
- Vous vous en remettrez.

Bunun hakkında konuşmayalım.

Ne parlons pas de ça.

Bunun hakkında konuşalım.

- Parlons-en.
- Discutons.
- Parlons de ceci.

Bunun bitmesini istiyorum.

Je veux que ce soit terminé.

Bunun olmasını istemiyorum.

Je ne veux pas que ça arrive.

Bunun bir parçasısın.

- Tu en fais partie.
- Vous en faites partie.

Bunun üstesinden gelemezsin.

- Tu ne sais pas t'y prendre.
- Vous ne savez pas vous y prendre.
- Tu ne sais pas y faire.
- Vous ne savez pas y faire.

Bunun hepsi benim.

Tout est à moi.

Bunun dışında kal.

Tiens-toi en dehors de ça !

Bunun olmasını istemedim.

- Je ne voulais pas que ça arrive.
- Je ne voulais pas que cela se produise.
- Je n'ai pas voulu que ça arrive.

Bunun tadı küflü.

- Ça a un goût de moisi.
- Ça a goût de moisi.
- Ça a le goût de moisi.

Bunun olduğuna inanmıyorum.

- Je ne parviens pas à croire que ça se produise.
- Je ne parviens pas à croire que ce soit en train de se produire.

Bunun yardımı olacak.

- Ça aidera.
- Ça va aider.

Bunun için seçildim.

- J'ai été choisi pour ça.
- J'ai été choisie pour cela.

Bunun olacağına emindim.

J'ai toujours su que ça arriverait.

Bunun hepsi planlandı.

Tout avait été prévu.

Bunun değiştirilmesi gerekecek.

Ceci devra être remplacé.

Bunun birazını dene.

- Essaie de ça !
- Essayez de ça !

Bunun nesi var?

Qu'est-ce qui ne va pas avec celui-là ?

Bunun nesi eğlenceli?

- Qu'est-ce qu'il y a de drôle à ça?
- Pourquoi c'est marrant ?

Bunun yararı olmadı.

Cela n'a pas aidé.

Bunun hepsi çöp.

Tout ça n'est qu'absurdités.

Bunun olacağını düşünmedim.

Je ne pensais pas que ceci se produirait.

Bunun olacağını bilmeliydiler.

- Elles auraient dû savoir que ça arriverait.
- Ils auraient dû savoir que ceci se produirait.

Bunun hepsi değişti.

Tout ceci a changé.

Bunun cevabı açıktır.

La réponse à cela est évidente.

Bunun hakkında düşünmedik.

- Nous n'y avons pas pensé.
- Nous n'y avons pas songé.

Bunun üzerinde çalışacağım.

- Je vais travailler là-dessus.
- Je vais y travailler.

Bunun bekleyebileceğine eminim.

- Je suis sûr que ceci peut attendre.
- Je suis sûre que ça peut attendre.

Bunun olmasını beklemeliydim.

J'aurais dû m'attendre à ce que cela arrive.

Bunun büyüklüğüne bak!

- Regardez sa taille !
- Regarde sa taille !
- Mate un peu sa taille !
- Matez un peu sa taille !

Bunun üstesinden geleceğiz.

Nous allons gérer ceci.

Bunun üstünde uyuyacağım.

Je vais y songer.

Bunun hakkında endişelenmiyorum.

Je ne m'en soucie pas.

Bunun çalıştığına inanamıyorum.

Je n'arrive pas à croire que ça vienne de fonctionner.

Bunun hepsini yiyemem.

Je ne peux pas manger tout ça.

Bunun olmasını önleyemiyorum.

Je ne peux pas empêcher cela de se produire.

Bunun farkında mıydın?

- Étais-tu au courant de ça ?
- Étiez-vous au courant de ça ?

Bunun anlamı nedir?

Qu'est-ce que ça veut dire ?

Bunun için üzgünüm.

Excuse-moi pour ça.

Bunun üzerinden atla.

Saute par-dessus !

Bunun fiyatı nedir?

Ça vaut combien, ça ?

Bunun hakkında konuşmuyorlar.

Ils ne parlent pas de ça.

Bunun için ödeyeyim.

- Laisse-moi le payer.
- Laissez-moi le payer.

Bunun geldiğini görmeliydim.

J'aurais dû le voir venir.

Bunun tadını sevmiyorum.

Je n'aime pas le gout que ça a.

Bunun sebebini anlıyorum.

J'en comprends la raison.

Bunun görünüşünü sevmiyorum.

Ça ne me dit rien qui vaille.

- Bunun hakkında düşünmeni istiyorum.
- Bunun hakkında düşünmenizi istiyorum.

- Je veux que vous y réfléchissiez.
- Je veux que tu y réfléchisses.
- Je veux que vous y songiez.
- Je veux que tu y songes.

- Bunun için hazır değilim.
- Bunun için hazırlıksız değilim.

Je ne suis pas prête pour ceci.

- Bunun için hazır değilsin.
- Bunun için hazır değilsiniz.

Tu n'es pas prête pour ça.

Peki, bunun sebebi nedir?

Pourquoi ?

Bunun üzerine düşünmemiz lazım.

On devrait y réfléchir.

İşte bunun bazı örnekleri.

Voici un exemple.

bunun çözüm olamayacağını gördüm.

ne résolvait rien.

Bunun da sebebi var;

Et il y a de bonnes raisons de le penser :

Bunun son olduğunu düşünmüştüm.

Et je pensais que c'était la fin.

Neden bunun hakkında düşünüyordum?

Pourquoi ai-je pensé à cela ?

Peki, bunun sebebi ne?

Pourquoi ?

Aynı bunun gibi, bakın.

Et ça, regardez...

Bunun için eldiven takmalısınız.

Il faut toujours mettre des gants.

Bunun için helikopteri çağırmalıyız.

On doit appeler l'hélicoptère.

Bunun hediye olmadığını söyledim.

Mais ce n'est pas un don.

Bunun yerine şunları sormalıyız:

Nous devrions plutôt nous demander ceci :

Kısmen bunun sonucu olarak

C'est en partie pour cette raison

Bunun üç sonucu olacak.

Cela a trois conséquences.