Translation of "çapında" in French

0.014 sec.

Examples of using "çapında" in a sentence and their french translations:

Dünya çapında ünlü oldu.

Il est devenu célèbre dans le monde entier.

Toplum çapında değişiklikler yapma zamanı;

Il est temps pour nous de changer au niveau sociétal

Kendi çapında bizi hayatta tutan.

qui nous maintient en vie à sa façon.

Mimar dünya çapında ün kazandı.

L'architecte accéda à une renommée mondiale.

Deniz seviyeleri dünya çapında yükseliyor.

Le niveau des mers autour du monde s'élève.

İtalyan mutfağı dünya çapında popülerdir.

La cuisine italienne est populaire partout dans le monde.

Biz ülke çapında seyahat ettik.

Nous avons voyagé à travers tout le pays.

Dünya çapında antik kentlerle ilgileniyorum.

Je m'intéresse aux villes anciennes du monde entier.

O, ülke çapında seyahat etti.

- Il voyagea à travers le pays.
- Il a voyagé à travers le pays.

Amerikan filmleri dünya çapında popülerdir.

- Les films américains ont du succès dans le monde entier.
- Le cinéma américain a du succès dans le monde entier.

Dünya çapında kaç dil konuşulur?

- Combien de langues sont parlées dans le monde ?
- Combien de langues sont-elles parlées à travers le monde ?

Teorileri ve örnekleri, dünya çapında üniversitelerde;

Ses théories et modèles sont développés et redéfinis

Tolstoy dünya çapında bir ün kazandı.

Tolstoï acquit une renommée mondiale.

Biyolojik çeşitlilik dünya çapında hızla azalıyor.

La bio-diversité est en déclin rapide à travers le monde.

Onun adı tüm ülke çapında bilinir.

Son nom est connu dans tout le pays.

Ve neden dünya çapında yüz milyonlarca insan

Et pourquoi des centaines de millions de personnes dans le monde

2030 yılında dünya çapında eklenmiş GSYİH olarak.

en termes de PIB additionnel pour le PIB mondial de 2030.

Tüm gezegen çapında trilyonlarca yaratık yapar bunu.

Des billions de créatures sur toute la planète.

Dünya çapında ünlü olmak onlar için kolaydı.

Ce fut facile pour eux d'être célèbres partout dans le monde.

Sıkıntıya rağmen, mimar dünya çapında üne ulaştı.

Malgré l'adversité, l'architecte a atteint une renommée mondiale.

Onun kendi çapında bir şair olduğunu düşünüyorum.

Je crois qu'il a quelque chose d'un poète.

Polis ülke çapında yüzlerce uyuşturucu baskınları yaptı.

La police a fait des centaines de saisies de drogue à travers le pays.

Geçen yıl dünya çapında bir geziye çıktık.

L'année dernière, nous sommes allés faire un tour du monde.

Dünya çapında her 10 çocuk ve gençten altısı

Dans le monde, six enfants et jeunes sur 10

Polis suçlu için ülke çapında bir ava başladı.

La police a commencé une recherche nationale pour le criminel.

Dünya çapında yirmi milyondan fazla kişi Pokémon oynuyor.

Plus de vingt millions de gens jouent à Pokémon à travers le monde.

- Kendi denginle takıl.
- Git, kendi çapında biriyle uğraş.

- Rencontrez votre moitié.
- Rencontrez un adversaire de votre trempe.

Biz de bilginin gezegen çapında nasıl iletildiğini anlamak istiyoruz.

On veut comprendre comment sont transmises les informations à travers la planète.

Onun ölüm haberi ülke çapında büyük endişeye neden oldu.

La nouvelle de sa mort a déclenché une profonde consternation dans tout le pays.

Ben üstü açık bir arabayla ABD çapında dolaşmak isterim.

J'aimerais bien traverser les États-Unis en décapotable.

Dünya çapında milyonlarca insan Nelson Mandela'nın ölümünün yasını tutuyor.

Des millions de gens du monde entier pleurent la disparition de Nelson Mandela.

Ben üstü açık bir arabayla ABD çapında dolaşmak istiyorum.

J'aimerais bien traverser les États-Unis en décapotable.

Tom ve Mary dünya çapında seyahat ederek bir yıl geçirdi.

Tom et Marie ont voyagé pendant un an autour du monde.

Dünya çapında yaklaşık bir milyar insanın temiz, güvenli suya erişimi yok.

Près d'un milliard de personnes autour de la planète manque d'un accès à de l'eau propre et saine.

Eşcinsel evlilik, dün itibarıyla İrlanda da dahil olmak üzere dünya çapında yirmi ülkede artık yasal.

Le mariage gay est maintenant légal dans 20 pays dans le monde, comprenant l'Irlande depuis aujourd'hui.

Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.

En mille-neuf-cent-quatre-vingts, le comité de la censure de l'Ontario interdit le film « Le Tambour » d'après le roman de Günter Grass, mais les médias trouvèrent cela stupide et donc la Société Radio-Canada, SRC, montra les scènes offensantes ce soir-là, d'une côte à l'autre, dans le journal national.

Jane Goodall tarafından, Jane Goodall ve Phillip Berman'ın hazırladığı Reason for Hope: A Spiritual Journey (Sönmeyen Umut: Spiritüel Bir Yolculuk) adlı kitaptan sesli olarak okunmuştur Telif Hakkı © 1999 Soko Publications Ltd. ve Phillip Berman. Hachette Audio'nun izniyle kullanılmıştır. Tüm hakları dünya çapında saklıdır.

Paroles lues par Jane Goodall (extraites du livre "Reason for Hope: A Spiritual Journey" écrit par Jane Goodall en collaboration avec Phillip Berman) © Soko Publications Ltd. et Phillip Berman 1999 Utilisées avec l'autorisation de Hachette Audio. Tous droits réservés pour tous pays.