Translation of "Ettik" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Ettik" in a sentence and their japanese translations:

Inşa ettik.

ポツダム広場に建てました

Dans ettik ve kendimizi zevke teslim ettik.

私たちは踊って踊って 喜びに身を任せたの」

Parkı inşa ettik.

私たちは公園を作りました

Birbirimize yardım ettik.

私たちは互いに助け合った。

Onu rahatsız ettik.

私たちは彼の邪魔をした。

- Onu geceleyin ziyaret ettik.
- Dün gece onu ziyaret ettik.

私達は昨夜彼をたずねた。

48 ülkeye yolculuk ettik.

48カ国

Sırt çantasıyla seyahat ettik,

いいえ バックパッカーの旅でした

. Taahhüt ettik, kalkışımız var.

私たちはコミットし、リフトオフします。

Loş ışıkta dans ettik.

我々は明るさを抑えた照明の中でダンスをした。

Biz kurallara itaat ettik.

我々はその規則に従った。

Onun davetini kabul ettik.

私たちは彼の招待に応じた。

Çin yemeği sipariş ettik.

私たちは中華料理を注文した。

Güney Amerika'da seyahat ettik.

私達は南米を旅行した。

Suçlunun izlerini takip ettik.

私達は犯人の足跡をたどっていった。

Onun önerilerin kabul ettik.

私たちは彼女の提案に同意した。

Onu ölüme terk ettik.

- 僕たちは彼が死んだものだとあきらめた。
- 私たちは彼を死んだものとあきらめた。

Ne yapabileceğimizi merak ettik.

私たちは私たちに何が出来るだろうかと思った。

Biz planı kabul ettik.

- 私たちはその計画に同意した。
- 私たちはその計画に賛成した。

Epeyce yer ziyaret ettik.

私たちはかなりいろんな所を訪ねました。

Onun önerilerini kabul ettik.

私たちは彼の提案に同意した。

Biz çiftlikte yardım ettik.

私たちは農作業を手伝いました。

Ama onsuz devam ettik.

しかし我々は彼なしで続行した。

Biz birbirimizi teselli ettik.

私たちは互いに慰め合った。

- Onu gitmemesi için ikna ettik.
- Gitmemesi için onu ikna ettik.

私達は彼を説得していかないようにさせた。

İbadet için ortamlar inşa ettik.

信仰のための場を築きました

Geçen hafta müzeyi ziyaret ettik.

先週私たちは、博物館を訪れた。

Biz onun önerisini kabul ettik.

我々は彼の申し出を受けた。

Biz müzik eşliğinde dans ettik.

- 私達は音楽に合わせて踊った。
- 私たちはその曲にあわせて踊った。
- 我々は音楽に合わせて踊った。

Bunun hakkında onunla alay ettik.

我々はこの事で彼をからかった。

Avustralya'dayken tüm harcamalarımızı takip ettik.

我々はオーストラリアにいる間、お金の使い道を把握していた。

Noel ağacını ışıklarla dekore ettik.

我が家ではクリスマスツリーを照明で飾りました。

İstasyona kadar koşmaya devam ettik.

- 駅まで走りつづけた。
- 私たちは駅まで走った。

Başka seçenek olmadığını kabul ettik.

ほかに選ぶ道がないということで意見が一致した。

Biz belgeyi yeniden kontrol ettik.

その書類をもう一度調べた。

Biz ateş etrafında dans ettik.

- 僕たちはたき火の周りを踊って回った。
- 私たちはたき火の周囲を踊って回った。

Mali açıdan ona yardım ettik.

私たちは金銭的に彼を援助した。

Biz eski okulumuzu ziyaret ettik.

私たちは母校を訪れた。

Onun tekrar gelmesini rica ettik.

私達は彼にもう一度来てくれるように頼んだ。

Disko müzik eşliğinde dans ettik.

私たちはディスコ音楽に合わせて踊った。

Şirket ile görüşmelere devam ettik.

私たちはその会社と交渉を続行した。

Başarısını için onu tebrik ettik.

私たちは彼の成功を祝福した。

Biz onu evimize davet ettik.

- 私たちは彼を家に招いた。
- 私たちは彼を家に招待した。

Odanın soğuk olduğundan şikâyet ettik.

私達はその部屋が寒いと不平を言った。

1000 dolar zarar tahmin ettik.

私達はその損害を1000ドルと見積もった。

Ev işini paylaşmayı kabul ettik.

私達は、家事を分担することで合意した。

Biz odayı kendimiz dekore ettik.

私たち自身が部屋を飾ったのです。

Biz babamızın mezarını ziyaret ettik.

私たちは父の墓参りをした。

Nişanından dolayı onu tebrik ettik.

私たちは彼女の婚約を祝った。

Engellere rağmen ilerlemeye devam ettik.

私たちは障害を乗り越えて突き進んだ。

On çifti partiye davet ettik.

私たちは十組の男女をパーティーに招待した。

Biz geyiklerin izini takip ettik.

私たちは鹿の通ったあとをたどった。

Düşmanın amiral gemisini tahrip ettik!

敵の旗艦を撃破しました!

İş için Yokohama'yı ziyaret ettik.

私たちは、仕事で横浜を訪れた。

Biz bir süre sohbet ettik.

私たちはしばらくおしゃべりをした。

- Fransızca lafladık.
- Fransızca sohbet ettik.

私たちフランス語でおしゃべりしたの。

Ve beyindeki esnekliğin arttığını fark ettik.

そして 柔軟性が増すのを 確認できました

Beklemeye devam ettik. Hiçbir haber yoktu.

待ち続けましたが 一向に連絡がありません

Bu sistemleri geçen yıl revize ettik

つい昨年のこと それぞれのシステムを見直してみて

Açılıp kapanan ranzalı yatak inşa ettik.

跳ね上げ式のベッドを作りました

Kalp pili ve röntgeni icat ettik

心臓ペースメーカーやX線撮像を発明しました

Onun yavrularından biri olabileceğini hayal ettik.

‎彼女の子供かもしれない

İşteyken sigara içmekten kaçınmayı kabul ettik.

我々は執務中の禁煙を申し合わせた。

Onu partiye davet ettik ama gelmedi.

われわれは彼をパーティーに招待したが、彼は姿を見せなかった。

Adamın onun odasına girdiğini fark ettik.

わたしたちはその男が彼女の部屋に入るのを見た。

Hepimiz planın mantıklı olduğunu kabul ettik.

その計画は理にかなっていると我々全員一致した。

İki günde üç devleti istila ettik.

2日で3つの州を走破した。

Biz onların mutluluğu için dua ettik.

彼らの幸せを祈った。

Öğle yemeğine on kişi davet ettik.

昼食会に10人を招待した。

Biz otobüse yetişmek için acele ettik.

私たちはバスに乗るために急いだ。

Biz ona bir saat hediye ettik.

私達は彼に時計を贈呈した。

Biz onlara erken başlamalarını tavsiye ettik.

私達は彼らに早く出発するように忠告した。

Biz ertesi gün Nikko'yu ziyaret ettik.

私たちは翌日日光を訪れた。

Fikrini değiştirmesi için onu ikna ettik.

私達は彼が決心を変えるように説得した。

Mezunlar toplantısı için tarih tespit ettik.

同窓会の日取りを決めた。

Biz o şirketle görüşmelere devam ettik.

私たちはその会社と交渉を続行した。

Bir fincan kahve içerken sohbet ettik.

私たちはコーヒーを飲みながらおしゃべりをした。

Onu iyi işinden dolayı takdir ettik.

立派な仕事をしたと彼を誉めた。

Acele ettik, böylece son otobüsü kaçırmadık.

私達は急いだので最終バスに乗り遅れなかった。

Biz Hanako'nun piyano çalmasını rica ettik.

私たちは花子にピアノをひいてくれるようにたのみました。

Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.

歴史上の名所を見物しました。

Biz onu akşam yemeği partisine davet ettik.

我々は彼を晩餐会に紹介した。

Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik.

我々は彼になぜ遅れたかを説明するよう求めた。

Biz fon yokluğundan dolayı projeyi terk ettik.

我々は資金不足のため企画を断念した。

Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.

敵が攻撃しそうなところに先回りして手を打っておいた。

Yurt dışından bazı yeni kitaplar sipariş ettik.

私たちは、新しい本を何冊か海外に注文した。

Evi ona 300,000 dolara satmayı teklif ettik.

私たちは彼にその家を30万ドルで売ると申し出た。

Onun kayıplarının 100 dolar olduğunu tahmin ettik.

私たちは彼の損害は100ドルと見積った。

Onun eylemlerinin haklı neden olduğunu kabul ettik.

私たちは彼の行動は正しかったということに同意した。

Altın madalya kazandığı için onu tebrik ettik.

彼が金メダルを取ったことをわれわれは祝った。

Biz ona güzel bir iş teklif ettik.

私たちは彼によい仕事を提供した。

Biz o ülkeye birçok otomobil ihraç ettik.

私たちはたくさんの自動車をその国に輸出している。

Bir fincan kahve içerken neşeyle sohbet ettik.

私たちは、一杯のコーヒーを飲みながら、楽しく語らった。

Çok düşündükten sonra onun önerisini kabul ettik.

私たちはよく考えた末彼の申し出を受け入れた。

Güneş batarken, hepimiz eve doğru hareket ettik.

日が沈んだので私たちはみんな家へ向かった。

- Yağmur yağmaya başladı fakat biz yürümeye devam ettik.
- Yağmur yağmaya başladı, ama biz yürümeye devam ettik.

雨が降り始めましたが、私たちは歩き続けた。