Translation of "çalıntı" in French

0.003 sec.

Examples of using "çalıntı" in a sentence and their french translations:

Polis çalıntı arabayı kovaladı.

La police poursuivit la voiture volée.

Çalıntı mal satmaktan tutuklanmıştı.

Il a été arrêté pour recel de marchandises volées.

Bütün bu eşyalar çalıntı mı?

Tous ces trucs sont-ils volés ?

Hırsızlar çalıntı yağmayı kendi aralarında böldü.

- Les voleurs se partagèrent le butin.
- Les voleurs se sont partagé le butin.

1,5 milyon doların üstünde çalıntı para topladı.

et recouvré plus de 1,5 million de dollars d'argent volé.

Yasal bir öpücük çalıntı olanla asla eş değerde değildir.

Un baiser légal ne vaut jamais un baiser volé.

Ben, benim çalıntı motosikletimi tekrar görmemin pek olası olmadığını düşünüyorum.

Je pense qu'il est hautement improbable que je revoie jamais ma moto.