Translation of "Yabancıydı" in English

Tam bir yabancıydı.

He was an utter stranger.

Tom bir yabancıydı.

- Tom was a stranger.
- Tom was an outsider.

Seyircilerin hepsi yabancıydı.

The audience were all foreigners.

- Sami mükemmel bir yabancıydı.
- Sami tam bir yabancıydı.

Sami was a perfect stranger.

Adam tam bir yabancıydı.

The man was a total stranger.

Telefondaki ses bana yabancıydı.

The voice on the phone was unfamiliar to me.

Etrafta duran insanlar tamamen yabancıydı.

The people standing around were all strangers.

Halası olduğunu düşündüğü kadın bir yabancıydı.

The woman who he thought was his aunt was a stranger.

Dün gelen kız bana bir yabancıydı.

The girl that came yesterday was a stranger to me.

O bir yabancıydı ve bir yabancı gibi davranıldı.

He was a foreigner and was treated as such.