Translation of "Kadın" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Kadın" in a sentence and their chinese translations:

- Kadın şişman.
- Kadın şişmandır.

这个女人很胖。

- Kadın gençtir.
- Kadın genç.

女人很年轻。

O kadın çirkin bir kadın.

那是一条狗。

Kadın okuyor.

那個婦女在看書。

- O kadın kimdir?
- Kim o kadın?

那个女人是谁?

- Kim o kadın?
- Şu kadın kim?

那个女人是谁?

Kadın ne söylüyor?

这个女人在说什么?

O bir kadın.

她是個女人。

- Şurada duran kadın kim?
- Şurada dikilen kadın kim?

站在那儿的女人是谁?

Yaşlı kadın kaşlarını çattı.

老太太皺著眉頭。

Orada duran kadın kimdir?

站在那儿的女人是谁?

Kadın adama tahammül etti.

那女士容忍了那男人。

O sessiz bir kadın

她是一個安靜的女人。

O, harika bir kadın.

她是個很棒的女人。

Şüpheli kafkasyalı bir kadın.

嫌疑人是一位白人女性。

Sen benim kadın kahramanımsın.

你是我的英雄。

O sabırlı bir kadın.

她是个耐心的女人。

Affedersiniz, bu kadın kim?

请问,这位女士是什么人?

Uzun boylu kadın güzeldir.

那高个儿女人很漂亮。

Kahverengi ceketli kadın kim?

那个穿棕色大衣的女人是谁?

Sen bir kadın değilsin.

你不是一個女人。

Oradaki iki kadın kim?

那边的两位女士是谁?

O yaşlı kadın kimdir?

這老婦是誰?

Pembe giyinmiş kadın kimdir?

那個穿粉紅色衣服的女人是誰?

Konuştuğun kadın kız kardeşimdir.

跟你講話的那個女人是我姐姐。

Oradaki şu kadın Ana'dır.

那边的那个女子是安娜。

İki kadın şarkı söylüyor.

两个女人唱歌。

Bir kadın, gemiden denize düştü.

有個女人從船上掉進了海裏。

Yaşlı kadın düştü ve kalkamadı.

那个老太太摔倒了爬不起来。

Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?

你认为我是哪种女人?

Bir kadın bana yolu sordu.

有個女人向我問路。

Siyah giyinmiş bir kadın gördüm.

我看见一个穿黑衣服的女人。

Kadın büyük bir kayanın önünde.

女人在大石头前。

Mary çok meşgul bir kadın.

Mary是個忙碌的女人。

Siyah giyinen bir kadın görüyorum.

我看见一个穿黑衣服的女人。

Kadın gözlemler ve erkek düşünür.

女人观察,男人思考。

Şişman kadın bir maymun tutuyordu.

那个胖女人拿着一只猴子。

Erkek avcıdır, kadın onun avı.

男人是猎人而女人就是他的猎物。

Çiçekleri tutan o kadın kimdir?

那个拿着花的女人是谁?

Kadın bize dik dik baktı.

女人瞪了我們。

Orada tuhaf bir kadın gördüm.

- 我看见那儿有个奇怪的女人。
- 我看见一位陌生女人在那儿。

Genç kadın kollarında bir bebek taşıyordu.

那個年輕女人手抱著嬰兒。

O ilk Japon kadın astronot olacak.

她將會成為日本第一個女性太空人。

Bir erkek ve bir kadın var.

有一个男人和一个女人。

Kahverengi ceket giymiş o kadın kim?

那个穿棕色大衣的女人是谁?

O bir kadın gibi giyinip kuşanmış.

他打扮得像女人一樣。

O kadın benden çok daha yaşlı.

那女人比我老很多。

Senin gördüğün adam aslında bir kadın.

实际上你看到那个男人是女的。

Onlar burada sadece kadın ayakkabıları satarlar.

这里只卖女鞋。

Kadın bir kız bebek dünyaya getirdi.

这个女人生了一个女婴。

Onun kızı güzel bir kadın oldu.

他的女兒已經成為了一個漂亮的女人。

O, kendini bir kadın kılığına soktu.

- 他把自己化裝成一個女人。
- 他打扮得像女人一樣。

- O Japon mu?
- O kadın Japon mu?

她是日本人嗎?

Parkta siyah saçlı, güzel bir kadın vardı.

公園裏有一個漂亮的黑髮姑娘。

Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.

他们说我是老女人。

Siz uyurken bir kadın bizi ziyaret etti.

- 您睡觉的时候,一个女人来看过我们。
- 你睡觉的时候,一个女人来看过我们。

Önümdeki bir sırada güzel bir kadın oturmuştu.

一個美麗的女人坐在我前面一排。

Onun kızı güzel bir kadın haline geldi.

她的女兒已經變成一個漂亮的女人。

Bir kadın seninle konuşurken, gözleriyle ne dediğini dinle.

当一位女性在和你说话,要看着她的眼睛来聆听她的话。

Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.

旗袍是一种17世纪起源于中国的传统式样的女性服装。

Benim bölümümde yedi erkek ve dört kadın var.

在我的部门里有七男四女。

Ben sarışın, mavi gözlü bir Avrupalı kadın bulmak istiyorum.

他想找一位金发碧眼的欧洲女人。

Birkaç tane daha kadın şarkıcı gelebilse çok iyi olurdu.

最好多来几位女歌手。

Temizlikçi kadın her salı sabahı elektrik süpürgesiyle temizlik yapar.

每周二早上主妇用吸尘器清扫。

Bir kadın, ne olursa olsun kocasının emirlerine itaat etmelidir.

嫁鸡随鸡嫁狗随狗。

Mrs. Bruce İngiltere ile Japonya arasında uçan ilk kadın pilottu.

布魯斯夫人是英國和日本之間航線的第一位女性飛行員。

Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir.

翻译就像一个女人。她漂亮就会不忠诚;她忠诚就肯定不会漂亮。

455 kadından bir kadın gebeliğinin yirminci haftasına kadar hamile olduğunu fark etmez.

455名婦女中會有一名直到懷孕第二十週前沒有意識到自己懷孕。

Eğer iyi bir adam olmaya karar vermezsen, o zaman iyi bir kadın bulamayacaksın.

如果你沒決心做好男人,那你就得不到好女人。

Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.

当我们想到男女在社会中的传统角色时,我们认为丈夫养家,妻子照顾孩子和家庭。