Translation of "Kadın" in Spanish

0.018 sec.

Examples of using "Kadın" in a sentence and their spanish translations:

- Kadın şişman.
- Kadın şişmandır.

- La mujer es gorda.
- La mujer está gorda.

- Kadın gençtir.
- Kadın genç.

La mujer es joven.

O kadın çirkin bir kadın.

Es un perro.

Bir kadın,

que llegó en ambulancia,

Kadın yönetimde,

En gestión femenina,

Kadın haklı.

La mujer tiene razón.

Kadın güzeldir.

La mujer es hermosa.

Kadın çıplak.

La mujer está desnuda.

Kadın hazır.

La mujer está lista.

Kadın okuyor.

La mujer está leyendo.

Kadın odada.

La mujer está en la habitación.

Kadın şişman.

- La mujer es gorda.
- La mujer está gorda.

Bir kadın.

Vaya mujer.

Kadın çalışıyor.

La mujer está trabajando.

Kadın uyanıyor.

La mujer se despierta.

- O kadın kimdir?
- Kim o kadın?

¿Quién es aquella mujer?

- Kim o kadın?
- Şu kadın kim?

Quien es esta mujer?

- Kahverengi montlu kadın kim?
- Kahverengi mantolu kadın kim?
- Kahverengi paltolu kadın kim?

¿Quién es la mujer del abrigo marrón?

Kadın mağduriyeti olgusunun

sino cuestionar el efecto acumulativo:

Erkek ve kadın.

el macho y la hembra.

Ve kadın yine

Y la mujer otra vez

Bu kadın mücadelesinin

La lucha de esta mujer

Kadın erkek eşitliği,

La igualdad de la mujer y el hombre.

Kadın eve gidiyordu.

La mujer se fue a casa.

Kadın bebeğe sarıldı.

La mujer abrazó al bebé.

Şu kadın güçlüdür.

Esa mujer es fuerte.

Kadın ekmek yer.

La mujer come pan.

Bu bir kadın.

Esta es una mujer.

Kadın öğrenim görüyor.

La mujer está leyendo.

Kadın İngilizce okuyor.

La mujer lee inglés.

Kadın kahve kokuyor.

La mujer huele el café.

Kadın İspanyolca konuşuyor.

La mujer habla español.

Kadın takı istiyor.

La mujer quiere joyas.

Kadın yüzünü yıkıyor.

La mujer se lava la cara.

Bu kadın kördür.

Esta mujer es ciega.

Kadın ekmek yiyor.

La mujer come pan.

Bu kadın doktordur.

Esta señora es médica.

Kadın masanın üstündedir.

La mujer está encima de la mesa.

O bir kadın.

- Ella es una mujer.
- Esta es una mujer.

Sen kadın değilsin.

No eres una mujer.

Bu kadın kim?

¿Quién es esta mujer?

Kadın neredeyse sağır.

La mujer es casi sorda.

Kadın ne söylüyor?

¿Qué está diciendo la mujer?

Ne kadın ama!

¡Qué mujer!

Kadın çok güzel.

La mujer es muy bella.

Bu kadın kör.

Esta mujer es ciega.

- O, çekici bir kadın.
- O, seksi bir kadın.

- Es una zorra.
- Ella es una zorra.

- Şurada duran kadın kim?
- Şurada dikilen kadın kim?

¿Quién es aquella mujer parada por allí?

- O, zengin bir kadın.
- O, varlıklı bir kadın.

Ella es una mujer rica.

- O bayan kim?
- O kadın kimdir?
- Bu kadın kim?
- Bu hanım kim?
- O kadın kim?
- Kim o kadın?

- ¿Quién es aquella mujer?
- ¿Quién es esta mujer?
- ¿Quién es esa mujer?

Kadın olmak zor. Trans kadın olmak da kolay değil.

Es difícil ser una mujer, es difícil ser una mujer transgénero.

- İki kadın şarkı söylüyor.
- İki tane kadın şarkı söylüyorlar.

- Dos mujeres cantan.
- Dos mujeres están cantando.

Kadın ve erkekler arasındaki

por una avalancha de información

Evet, bir kadın olarak

Pues bien, como mujer,

Kadın hareketinin zamanının geçtiğini

no creo que el movimiento de las mujeres haya finalizado

çok sayıda kadın görevlendirdim;

en posiciones ministeriales subalternas.

Beyin sağlığı, kadın sağlığıdır.

La salud del cerebro es la salud de la mujer.

Kadın: Adını söylemekle başlayabilirsin.

Mujer: ¿Por qué no comienzas diciendo tu nombre?

"Kadın Dediğin"deki Ana,

Ana en "Las mujeres de verdad tienen curvas"

CQ: Ah, Kadın Yürüyüşü.

CQ: Oh, la Marcha de la Mujer.

Ağalık sistemi kadın hakları

sistema de llanto derechos de las mujeres

Peki atalarımızda kadın nasıl

Entonces, ¿cómo está la mujer de nuestros antepasados?

Bir kadın teşkilatı düşünün

considerar una agencia de mujeres

Odadaki tek kadın bendim.

Era la única mujer en esa sala.

Başka bir kadın sunucu

otra presentadora

Yaşlı kadın neredeyse çiğneniyordu.

La anciana casi fue atropellada.

Dul kadın siyah giyinmişti.

La viuda estaba vestida de negro.

Güzel bir kadın naziktir.

La bella mujer es bondadosa.

Kadın, öğretmenmiş gibi konuşuyor.

La mujer habla como si fuera profesora.

Orada duran kadın kimdir?

¿Quién es la mujer que está parada ahí?

O sessiz bir kadın

Ella es una mujer tranquila.

O, harika bir kadın.

Ella es una mujer maravillosa.

Çalışan kadın sayısı artıyor.

El número de mujeres trabajadoras está aumentando.

O kadın arkadaşlık istedi.

Quería compañía femenina.

O histerik bir kadın.

Ella es una mujer histérica.

Kadın olmadığım için mutluyum.

Me alegro de no ser una mujer.

Birçok kadın alışverişi sever.

La mayoría de las mujeres disfrutan comprando.

Kadın hakları, insan haklarıdır.

Los derechos de las mujeres son derechos humanos.

O, zengin bir kadın.

Ella es una mujer rica.

Kahverengi montlu kadın kim?

¿Quién es la mujer del abrigo marrón?

O, bir kadın düşmanıdır.

Es un misógino.

Mary tek kadın öğretmendi.

María era la única profesora.

İki kadın birbirini tanıyor.

Las dos mujeres se conocen la una a la otra.

Yaşlı kadın otobüsten indi.

- La abuela bajó del autobús.
- La anciana se bajó del bus.

O kıskanç bir kadın.

Es una mujer celosa.

O şimdi bir kadın.

Ahora es una mujer.

Ne bencil bir kadın!

¡Qué mujer egoísta!

O bir kadın işi.

Eso es trabajo de mujeres.

Kadın bir portakal yiyor.

- La mujer come una naranja.
- La mujer se está comiendo una naranja.

Çok güzel bir kadın!

¡Qué linda mujer!