Translation of "Kadın" in Korean

0.015 sec.

Examples of using "Kadın" in a sentence and their korean translations:

Bir kadın,

구급차로 이송되어 왔죠.

Erkek ve kadın.

그 두 날개는 남성과 여성이다.

çok sayıda kadın görevlendirdim;

행정부처 각 차관으로 임명했습니다.

Beyin sağlığı, kadın sağlığıdır.

뇌 건강이 곧 여성의 건강입니다.

Kadın: Adını söylemekle başlayabilirsin.

여성: 성함부터 여쭤봐도 될까요?

"Kadın Dediğin"deki Ana,

"리얼 우먼 해브 커브스" 에서 애나라는 인물은

CQ: Ah, Kadın Yürüyüşü.

CQ: 아! 여성 행진!

Odadaki tek kadın bendim.

저는 그 방에서 유일한 여자였어요.

Kendi favori tarzınızdaki kadın olun.

여러분이 좋아하는 여성이 되세요.

Bir kadın vardı ve bize

"거기에서 한 여자가 우리에게

Kadın: İyiliksevenler, yardımcı olabilir miyim ?

여성: '사마리아 사람들'입니다. 무엇을 도와드릴까요?

400 kadın ödedikleri hakkında konuştu.

400명의 여성분들이 참여 하셨어요.

Yaşlı bir kadın araba sürüyor,

한 할머니가 운전중이에요.

Babaylan bir kadın rolü olmasına rağmen,

바바일란은 여성의 직위였지만

Erkek olduğunu bilmeyene kadın olduğunu inandırabilirdiniz.

그들을 아는 사람은 모두 그가 여자라고 믿을 것이다.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Kadın Yürüyüşü yaptık.

미국에서도 세계 곳곳에서도

Dünyanın her yerinde Kadın Yürüyüşleri yapıldı.

'여성들의 행진' 시위가 열렸습니다.

Yani altı yüz elli milyon kadın.

6억 5천만 명이라는 겁니다.

Kadın ve erkeklerde oldukça benzediğini söyleyebilirim.

이의 분포는 남자와 여자 사이에서 꽤나 비슷한 것이라는 겁니다.

Gerçekte en çok örnek aldığım kadın annemdi.

제가 가장 존경하는 여성은 엄마예요.

Bir adam, kadın, çocuk ya da çocuklar.

남자, 여자, 그리고 하나 또는 그 이상의 아이들.

çünkü pek çok kadın bu değişimleri hissedebiliyor.

실제로 많은 여성이 이런 변화를 체감하기 때문입니다.

çünkü çoğu kadın bu bağlantının farkında değil,

여성 대부분이 이 상관관계를 모르지만

Kadın vücudu konusundaki cehalet, yüzyıllar öncesine dayanıyor.

여성의 몸에 대한 무지는 현대 의학의 초기로

Bugün kadın sünneti olarak düşündüğümüz bir şey,

오늘날 여성 할례로 알려진 행위가

Hepimizin hayran olduğu muhteşem kadın Helen Keller'dan

우리가 존경하는 위대한 여성인

Bugün öfke, gelişigüzelce ''kadın hastalıkları'' olarak addedilmiş

분노는 일련의 질병으로 취급받습니다.

Ama sonra ilk kadın kumandanımız Peggy Whitson,

그때, 최초의 여성 지휘관, 페기 윗슨이 저희를

Kadın girişimciye ise kaçınmacı bir soru sorulur.

반면에 여성 사업가는 예방책 질문을 받고,

Bir zamanlar Margaret isminde bir kadın vardı.

옛날에 미스 마가렛이라는 한 여성이 살고 있었습니다.

Ve her Latin asıllı kadın, erkek hepimiz--

사회의 여성 같은 약자, 흑인같은 우리들은

Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta

예를 들어, 유방암에 걸린 여성 환자의 경우

Ve benim için ayrıca kadın karşıtı demek,

여성에 반하려는 것으로 해석됩니다.

çünkü kadın eskiden bu yana doğayla ilişkilendiriliyor.

여성은 오랫동안 자연과 동일시되어 왔으니까요.

Bir kadın olarak daha büyük bir amacım vardı.

제가 더 큰 목표를 가진 여성이란 걸 이해하게 됐죠.

Ve Nobel Barış ödülünü alan ilk Afrikalı kadın

아프리카 여인으로는 처음으로 노벨 평화상을 수상했죠.

Bu yüzden daha fazla kadın lidere ihtiyaç var.

더 많은 여성 지도자들이 필요한 것도 이런 이유죠.

Sorun şu ki kadın cinselliği bir hapla düzeltilemez.

문제는, 약 한 알로 여성의 성생활을 어떻게 할 수 없다는 겁니다.

Fakat kadın vücuduna dair tıbbi cehalet devam ediyor.

하지만 여성의 몸에 대한 의학적 무지는 계속되고 있습니다.

Dolayısıyla, hem erkek hem de kadın risk sermayedarlarının

남성과 여성 벤처투자자들 모두 고려하면

Diğer bir deyişle, kadın ve erkek girişimciler kısa sunumlarında

다른 말로 여성 남성 사업가 모두

İşte bu kadar kadın 18 yaşından önce evlenmiş durumda.

18세 이전에 결혼하는 아이들이

Vahşi bir kadın, asi bir şarkıcı ve bir elçiyim.

강인한 개성과 저항적인 성격을 가진 가수이자 메시지 전달자입니다.

Bu durumda olabileceğimizin en iyisi o fıkradaki yaşlı kadın...

어느 농담 속의 할머니가 우리가 할 수 있는 최선인데요.

Yine de bu kadın kendi kendine okumayı ve yazmayı öğrenmiş

하지만 글을 읽고 쓰는 방법을 스스로 터득했고

Düşük gelirli ülkelerde 240 milyon kadın gebe kalmak isteyip istemediğine

저소득 국가에서는 2억 1400만의 여성들이

Bugün, 100 binden fazla kadın bizimle çalışıyor ve 20 milyon

오늘날 10만 명 이상 여성들이 저희 고객들이고

"Şimdi bana gel. Bu kadın az önce elektrik şoku verildi."

"지금 당장 여기 오세요. 이 여자가 테이저건에 맞았어요."

Daha gelişmiş bir kadın sınıfından biriyle flört etmeye ihtiyacım var.

747 항공기 화장실에서 저와 사랑을 나눌 생각이 없는 여자요.

Ve sıra dışı, titrek, dalgalı, elbiseli ve yaşlı bir kadın oluyor.

‎긴 드레스 입은 할머니처럼 ‎희한하게 기우뚱거리죠