Translation of "Yaşlılar" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yaşlılar" in a sentence and their english translations:

Yaşlılar gençleri kıskanır.

The old envy the young.

Kurtarmaya çalışan yaşlılar kaldı.

who are really struggling to elevate themselves above abject poverty.

Bu, yaşlılar arasında popülerdir.

- It's popular among senior citizens.
- It's popular among the elderly.

Tüm popülasyonlardaki yaşlılar risk altındadır,

Elderly in all populations are at risk,

Tom ve Mary senden daha yaşlılar.

Tom and Mary are older than you.

Tabii, yaşlılar için tuvaletli bir cep telefonu.

Right, cell phones with toilets for old men.

Yaşlılar da gençler de zayıf olmak istiyor.

Both young and old people desire slim figures.

Onun anne ve babası, benimkilerden daha yaşlılar.

Her parents are older than mine.

Yaşlılar her zaman gençlerden daha akıllı değildir.

The old are not always wiser than the young.

Hem yaşlılar hem de gençler günah suçlusudur.

Both the old and young are guilty of sinning.

Gençler ve yaşlılar arasında bir iletişim eksikliği vardır.

There is a lack of communication between the young and the old.

Hem Tom hem de Mary John'dan daha yaşlılar.

Tom and Mary are both older than John.

Yaşlılar için yeni milli yardım hattını İngiltere'de piyasaya sürdüm,

I launched a new national helpline in the UK for older people,

İşsiz insanlar ve yaşlılar için tercihli bir fiyat vardır.

There is a preferential price for unemployed people and the elderly.

Bir yanda ise ceplerin yaşlılar için olduğunu, modern kadınların

And you have the anti-pocketists, who say "oh no,

Yaşlılar, Usenet günlerinde internetin daha özgür olduğunu iddia edebilirler.

Old-timers might argue the Internet was freest during the Usenet days.

Tom ve Mary ikisi de çok yaşlılar, değil mi?

Tom and Mary are both pretty old, aren't they?

Biletler genel giriş için 30 dolar ve öğrencilerle yaşlılar için 20 dolardır.

Tickets are $30 for general admission and $20 for students and seniors.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Tom o kadar yaşlıydı ki, köydeki en yaşlılar bile onu yalnızca yaşlı bir adam olarak tanıyordu.

Tom was so old that even those oldest in the village knew him only as an old man.

- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Trompetler ses çıkardığında, ordu bağırdı ve trompet sesinde, adamlar yüksek sesle bağırdığında, duvar çöktü; bu yüzden herkes doğruca içeriye hücum etti ve şehri aldılar.Şehri LORD'a verdiler ve kılıçla onun içinde yaşayan her şeyi yok ettiler-erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar, sığırlar, koyunlar ve eşekler.

When the trumpets sounded, the army shouted, and at the sound of the trumpet, when the men gave a loud shout, the wall collapsed; so everyone charged straight in, and they took the city. They devoted the city to the LORD and destroyed with the sword every living thing in it—men and women, young and old, cattle, sheep and donkeys.