Translation of "Kurtarmaya" in English

0.012 sec.

Examples of using "Kurtarmaya" in a sentence and their english translations:

Kurtarmaya geliyoruz.

We're coming to the rescue.

- Seni kurtarmaya çalışıyorum.
- Sizi kurtarmaya çalışıyorum.

I'm trying to save you.

- Seni kurtarmaya geliyorum.
- Sizi kurtarmaya geliyorum.

I'm coming to save you.

Tom'u kurtarmaya çalıştık.

We tried to save Tom.

Seni kurtarmaya çalışıyoruz.

We're trying to rescue you.

Onu kurtarmaya çalışıyordum.

- I was trying to rescue him.
- I was trying to rescue her.

Ben kurtarmaya değmem.

I'm not worth saving.

Hayatını kurtarmaya çalışıyorum.

I'm trying to save your life.

Tom'u kurtarmaya çalışıyordum.

I was trying to rescue Tom.

Tom'u kurtarmaya çalışıyorum.

I'm trying to save Tom.

Tom'u kurtarmaya çalıştım.

I tried to save Tom.

Beni kurtarmaya geldi

- He came to save me.
- She came to save me.

Onu kurtarmaya gittik.

We went to her rescue.

Seni kurtarmaya çalıştım.

I tried to save you.

Onları kurtarmaya çalışıyorum.

I'm trying to save them.

Onu kurtarmaya çalışıyorum.

I'm trying to save him.

Onları kurtarmaya çalıştık.

We tried to save them.

Onu kurtarmaya çalıştık.

We tried to save him.

Onları kurtarmaya çalışıyordum.

I was trying to rescue them.

İtfaiyeciler kurtarmaya geldiler.

Firefighters came to the rescue.

Kurtarmaya ihtiyacımız var.

We need a bailout.

Jim kurtarmaya geldi.

Jim came to the rescue.

kurtarmaya çalışan yaşlılar kaldı.

who are really struggling to elevate themselves above abject poverty.

kurtarmaya değecek birini görüyor.

now he sees somebody who is worth saving.

Kimse beni kurtarmaya gelmedi.

Nobody came to my rescue.

Tom beni kurtarmaya çalıştı.

Tom tried to save me.

Ben seni kurtarmaya geliyorum.

I'm coming to your rescue!

Her hayat kurtarmaya değer.

Every life is worth saving.

Beni kurtarmaya geleceğinizi biliyordum.

I knew you'd come to save me.

Tom'un hayatını kurtarmaya çalışıyorum.

I'm trying to save Tom's life.

Beni kurtarmaya mı geldin?

Have you come to save me?

Tom bizi kurtarmaya gelecek.

Tom will come to save us.

Tom beni kurtarmaya geldi.

Tom came to my rescue.

Tom, Mary'yi kurtarmaya çalıştı.

Tom attempted to rescue Mary.

Leyla, Sami'yi kurtarmaya çalıştı.

Layla tried to save Sami.

Tom Mary'yi kurtarmaya geldi.

Tom came to rescue Mary.

Sami işini kurtarmaya çalıştı.

Sami tried to salvage his job.

- Tom, Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldürüldü.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.

Tom was killed trying to save Mary.

Onlar derhal bizi kurtarmaya geldiler.

They came to our rescue at once.

Tom Mary'nin hayatını kurtarmaya çalıştı.

Tom tried to save Mary's life.

Hiç kimse seni kurtarmaya gelmiyor.

No one is coming to save you.

Doktorlar hâlâ Tom'u kurtarmaya çalışıyorlar.

The doctors are still trying to save Tom.

Onlar başkalarını kurtarmaya çalışırken öldüler.

They died trying to rescue others.

Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.

- Tom died trying to rescue Mary.
- Tom died trying to save Mary.

Tom Mary'nin hayatını kurtarmaya geldi.

Tom came to Mary's rescue.

Onlar diğerlerini kurtarmaya çalışırken öldüler.

- They died trying to save others.
- They died trying to rescue others.

Hiç kimse Leyla'yı kurtarmaya gelmedi.

No one came to Layla's rescue.

Hiç kimse Tom'u kurtarmaya gelmedi.

No one came to Tom's rescue.

O onun hayatını kurtarmaya geldi.

He came to her rescue.

Sami bir meslektaşını kurtarmaya çalışıyordu.

Sami was trying to save a colleague.

Bir çocuğu kurtarmaya çalışırken neredeyse boğuluyordum.

I came near being drowned, trying to rescue a boy.

Tom beni kurtarmaya çalışırken neredeyse ölüyordu.

Tom almost died trying to save me.

Beni kurtarmaya gelişin hakkında hayal kurardım.

I used to dream about you coming to save me.

Sonunda birinin bizi kurtarmaya geleceğini biliyordum.

I knew someone would come rescue us eventually.

Beni kurtarmaya geldiğin için teşekkür ederim.

Thank you for coming to my rescue.

Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.

I'm trying to rid myself of this bad habit.

- Onu korumaya çalıştım.
- Onu kurtarmaya çalıştım.

I tried to save him.

Tom birinin onu kurtarmaya geleceğini umuyordu.

Tom hoped somebody would come to his rescue.

Sami o korkunç kayıptan kurtarmaya çalışıyordu.

Sami was trying to recover from that terrible loss.

Tom beni kurtarmaya çalışırken neredeyse öldürülüyordu.

Tom almost got killed trying to save me.

Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken hayatını kaybetti.

Tom lost his life trying to save Mary.

Bu yüzden, dev çarpışma teorisini kurtarmaya çalışıyorduk.

So we were trying to rescue the giant impact theory.

Almanlar kurtarmaya zorlandı, Varşova'ya yönlendirme saldırısı başlattı.

Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim.

If I had wings to fly, I would have gone to save her.

Babası onu kurtarmaya geldiğinde çocuk boğulmak üzereydi.

The boy was on the point of drowning when his father came to his rescue.

Peki, ya günü kurtarmaya gelen Tom değilse.

Well, if it isn't Tom who comes to save the day.

Dosya kurtarmaya çalışmadan önce dosya adını hatırlayın.

Recall the filename before you try to perform file recovery.

Şu anki görev, helikopter beni kurtarmaya gelmeden önce

But the mission now it's to survive for the day, for the night

Meryem, Tom'la yaşadığı gelgitli ilişkisini umutsuzca kurtarmaya çalıştı.

Mary desperately tried to save her on-off relationship with Tom.

- Sence bizi kurtarmaya gelirler mi?
- Sence kurtarılacak mıyız?

Don't you think we're going to be rescued?

Tom yanan bir binadan bir çocuğu kurtarmaya çalışırken öldü.

Tom died trying to save a child from a burning building.

Tom parlak zırhlı bir şövalye gibi beni kurtarmaya geldi.

Tom came to my rescue, like a knight in shining armor.

Tom, Mary'yi kurtarmaya gelmek için hayatını riske atmaya çekinmedi.

Tom did not hesitate to risk his life in order to come to Mary's rescue.

Tom Mary'yi kurtarmaya gelmek için tereddüt etmedi, hatta kendi hayatını tehlikeye atarak.

Tom did not hesitate to come to Mary's rescue, even at the risk of his own life.

Bu yüzden DAEWOO gibi büyük bir CHAEBOL battığında, kimse onları kurtarmaya kimse gelmedi.

This is why when a CHAEBOL as big as DAEWOO went bankrupt, no one came to bail them out.