Translation of "Yaşamına" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yaşamına" in a sentence and their english translations:

Sonunda kent yaşamına alıştım.

I've finally got used to urban life.

Her insanın yaşamına çok değer vermelisin.

You should set a high value on every man's life.

Onun özel yaşamına hiç ilgi duymuyorum.

I have no interest in his private life.

O köprüden atlayarak yaşamına son verdi.

He ended his life by jumping off the bridge.

Bence Tom yaşamına devam etmek zorunda.

- I think Tom has to move on.
- I think that Tom has to move on.

Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.

I was disillusioned at his married life.

Leyla bir Mısır cezaevindeki hücrede yeni yaşamına yerleşti.

Layla settled in to her new life in an Egyptian prison cell.

- Sami hayatına devam etti.
- Sami yaşamına devam etti.

Sami continued with his life.

O kısa sürede yurt yaşamına alıştı ve iki ya da üç arkadaş var.

He soon got accustomed to dormitory life and made two or three friends.