Translation of "Tutmuyor" in English

Bu rakamlar tutmuyor.

These figures don't add up.

Tom sözlerini tutmuyor.

Tom doesn't keep his promises.

Birçok politikacı sözlerini tutmuyor.

Many politicians don't keep their promises.

Tom artık gizli tutmuyor.

Tom isn't holding anything back anymore.

Battaniye beni sıcak tutmuyor.

The blanket does not keep me warm.

Aynı zamanda gölgeler birbirini tutmuyor

At the same time, the shadows do not match each other

Günlük tutardı fakat artık tutmuyor.

- She used to keep a diary, but she no longer does.
- She used to keep a diary, but doesn't anymore.

O, çocuklarını kontrol altında tutmuyor.

She doesn't keep her children under control.

Bir dediği bir dediğini tutmuyor.

It does not follow.

Girdiği nokta birbirini bir türlü tutmuyor

the point it enters does not match each other

O, bir günlük tutardı, ama artık tutmuyor.

She used to keep a diary, but she no longer does.

- Dün söylediği geçen hafta söylediğiyle birbirini tutmuyor.
- Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile birbirini tutmuyor.

What he said yesterday is not consistent with what he had said last week.

Fakat istediği gibi tam olarak da planlar tutmuyor

but not exactly plans as he wants

- Onun eylemleri sözlerine uymuyor.
- Onun yaptıklarıyla söyledikleri birbirini tutmuyor.

His actions run counter to his words.