Translation of "Altında" in Finnish

0.014 sec.

Examples of using "Altında" in a sentence and their finnish translations:

Başparmak altında.

Hän on tossun alla.

- Ben şüphe altında mıyım?
- Zan altında mıyım?

- Epäilläänkö minua?
- Olenko minä epäilyn kohteena?

Yatağın altında gizlenme.

Älä kätkeydy vuoteen alle.

Sözlük elinizin altında.

Sanakirja on käden ulottuvilla.

O, sandalyenin altında.

Se on tuolin alla.

Yıldızların altında uyudular.

He nukkuivat tähtien alla.

Kedi yatağın altında.

- Kissa on sängyn alla.
- Se kissa on sängyn alla.
- Kissa on sen sängyn alla.
- Se kissa on sen sängyn alla.

Trenin altında ray olmadığını,

junan alla ei ole junarataa,

Mülteciler köprünün altında saklandı.

- Pakolaiset piiloutuivat sillan alle.
- Ne pakolaiset piiloutu sillan alle.

O, yatağın altında gizli.

Se on piilotettu sängyn alle.

Yüzüğün belki masanın altında.

Ehkä sinun korvakorusi on pöydän alla.

Güneş bulutların altında battı.

Aurinko vajosi pilvien alle.

O, onun kontrolü altında.

Hän on hänen tossunsa alla.

Gözlerinin altında torbalar var.

- Sinulla on silmäpussit.
- Sinulla on turvonneet silmänaluset.

Sıfırın altında altı derece.

- Lämpötila on kuusi astetta pakkasen puolella.
- Lämpötila on miinus kuusi astetta.

Ay ışığı altında öpüştüler.

He suutelivat kuunvalon alla.

Beyaz kedi ağacın altında.

Valkoinen kissa on puun alla.

O, ağacın altında uyuyordu.

Hän nukkui puun alla.

Birlikte yıldızların altında uyudular.

He nukkuivat yhdessä tähtitaivaan alla.

Bakalım altında ne var? Yok.

Katsotaan, mitä tämän alla on.

Uzun süredir su altında olduğumdan,

Olin ollut veden alla kauan,

Bu şartlar altında birlikte çalışamayız.

Näissä olosuhteissa emme voi tehdä yhdessä töitä.

Yatağın altında bir kedi var.

Sängyn alla on kissa.

Masanın altında bir köpek var.

Pöydän alla on koira.

Yatağın altında bir şey var.

- Sängyn alla on jotakin.
- Vuoteen alla on jotakin.

Tom yıldızların altında uyumak istedi.

Tom tahtoi nukkua paljaan taivaan alla.

Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.

En halua tehdä töitä tällaisillä ehdoilla.

Yatağımın altında bir canavar var.

- Sänkyni alla on hirviö.
- Mun sängyn alla on hirviö.

Yatağın altında hiç yer yok.

Sängyn alla ei ole tilaa.

Ağacın altında bazı oğlanlar var.

Puun alla on poikia.

Bir kayanın altında saklanmak istiyorum.

Haluaisin vajota maan alle.

Masanın altında bir sepet vardır.

Pöydän alla on kori.

Baskı altında iyi çalışır mısın?

Työskenteletkö hyvin paineen alla?

İspanya Florida'yı kontrol altında tuttu.

Espanja piti Floridaa hallinnassaan.

Masanın altında bir kedi var.

Pöydän alla on kissa.

Tom'un tırnaklarının altında kir vardı.

Tomilla oli likaa sormenkynsiensä alla.

O, bir ağacın altında oturuyordu.

- Hän istui puun alla.
- Hän oli istumassa puun alla.

Ama aslında tarantulalar yerin altında yaşarlar.

mutta itse asiassa tarantulat oleskelevat maan alla.

Gerildiklerinde, baskı ve tehdit altında olduklarında,

Stressaantuneena, paineen alla ja uhattuna -

Yaydıkları ışık altında kitap bile okunabilir.

Niiden valossa saattaa voida jopa lukea.

Baloncuklar, ışıkların altında yol gösterici oluyor.

Valoissa - kuplat toimivat majakkana,

Centenario Stadyumu'nun bayrakları altında beceriyorlar seni.

Lippumme päälle paskotaan Centenarion stadionilla.

Bakın, bunun altında bir şey var.

Tämän alla on jotain.

"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.

Olin kiitollinen, että se oli turvassa kiven alla.

Ama bunun altında, buraya gelebilmek için

Mutta sen kaiken takana - on ylpeys eläimestä,

Bu dönem notların ortalamanın oldukça altında.

Arvosanasi olivat keskiarvon alapuolella tänä lukukautena.

Elinizin altında iyi bir sözlük bulundurun.

Pidä hyvää sanakirjaa käden ulottuvilla.

Masanın altında bir kedi var mı?

Onko pöydän alla kissa?

Adamın paltosunun altında bir şey vardı.

Miehellä oli jotakin takkinsa alla.

Kütüğün altında bazı yabani mantarlar buldum.

Löysin muutaman luonnnonsienen kaatuneen puun alta.

- Kedi masanın altındadır.
- Kedi masanın altında.

Kissa on pöydän alla.

Kiraz ağaçlarının altında ölü bedenler var.

Kirsikkapuiden alla on ruumiita!

Yatağımın altında bir hilkat garibesi var.

Sänkyni alla on hirviö.

Gözlem altında müşterilerine daha iyi davranır.

Valvonnan alla hän kohtelee asiakkaitaan paremmin.

Hava sıcaklığı bugün bile sıfırın altında.

- Myös tänään lämpötila on nollan alapuolella.
- Tänäänkin lämpötila on nollan alapuolella.

Sağ kolunun altında bir paket taşıyor.

Hän kantaa pakettia oikeassa kainalossaan.

Dünya yabancı işgalciler tarafından saldırı altında.

Avaruusoliot hyökkäävät Maahan.

Tom, kanepenin altında bulduğum şeye bak.

Tom, katso mitä löysin sohvan alta.

Mary'nin gözlerinin altında mor halkalar vardı.

Marilla oli tummat silmänaluset.

Kiraz ağacının altında bir ceset var.

Kirsikkapuun alla on ruumis!

Kanapenin altında bir sürü kaniş var.

Sohvan alla on paljon villakoiria.

Biz yalnız bir ağacın altında buluştuk.

Tapasimme yksinäisen puun alla.

Onun altında olmadığımız için uğurlu yıldızlarınıza şükredin.

Pitää olla kiitollinen, ettemme olleet tuon alla.

Şu anda bedenim iflas etme tehlikesi altında.

Kehoni on vaarassa lakata toimimasta.

Bu ultraviyole ışık altında fosforlu görünmelerini sağlar.

mikä tekee niistä fluoresoivia ultraviolettivalossa.

Bu, ultraviyole ışık altında fosforlu görünmelerini sağlar.

mikä tekee niistä fluoresoivia ultraviolettivalossa.

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

Kuutin silmät toimivat parhaiten veden alla.

Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.

Kirkkaan täysikuun valossa - teini kulkee normaalia kauemmas vanhemmistaan.

Çocuğun kolunun altında bir beyzbol sopası var.

- Pojalla on lepakko käsivarren alla.
- Sillä pojalla on lepakko käsivarren alla.
- Sillä pojalla on maila käsivarren alla.
- Pojalla on maila käsivarren alla.

Bir tehdit altında verilen bir söz değersizdir.

Uhattuna annettu lupaus on arvoton.

Noel ağacının altında bir sürü hediyeler var.

Joulukuusen alla on paljon lahjoja.

Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.

Näen erään tytön seisovan tuon puun alla.

Tom yatağının altında bir canavar olduğunu söyledi.

Tomi sanoi, että hänen sänkynsä alla on hirviö.

Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.

Tomilla on tummat silmänaluset.

Mikroskop altında, bazı virüsler oldukça güzel görünür.

Mikroskoopin alla jotkin virukset näyttävät varsin kauniilta.

O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.

Voisimme suunnata sinne ja yrittää saada suojaa puiden alta.

Akreplerin morötesi ışık altında neden parladığı gizemini korumaktadır.

Vieläkään ei tiedetä, miksi skorpionit hohtavat UV-valossa.

Yılanboyun kuşunun görüşü su altında balık avlamaya göredir.

Käärmekaulan näkökyky on sopeutunut kalastamaan kaloja veden alta.

Bir hamsterin ihtiyaç duyabileceği her şey elinin altında.

Kaikki, mitä hamsteri tarvitsee, on täällä.

Bizi alevli güneşin altında pişirecek çılgın sıcaklık dalgaları.

hulluja helleaaltoja, jotka kärventävät meidät.

Dün gece, sıcaklık sıfırın altında on dereceye indi.

Viime yönä lämpötila laski kymmenen astetta nollan alapuolelle.

Bu şartlar altında teslim olmaktan başka seçeneğimiz yok.

Näissä olosuhteissa emme voi tehdä muuta kuin antautua.

- Bizim radarın altında kalmamız gerekiyordu.
- Dikkat çekmememiz gerekiyor.

Meidän piti olla huomaamattomia.

Lütfen bunu -18C derecede ya da altında depola.

Säilytä -18℃ tai kylmemmässä.

Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.

Meihin vaikutetaan myös joka päivä.

Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.

Tien vieri täynnä ruohoa, jota ei kasva paksun lehvästön alla,

Dünyanın düzeni böyle. Bu herhangi bir koşul altında olabilir.

Niin maailma toimii. Sitä tapahtuu kaikissa tilanteissa.

"Acaba su altında iz takip edilebilir mi?" diye düşündüm.

Mietin, voisiko veden alla jäljittää mitään.

Normal şartlar altında, suyun kaynama sıcaklığı 100 santigrat derece.

Tavallisissa olosuhteissa veden kiehumispiste on sata Celsius-astetta.

Sınav hakkında endişelenmemelisin. Senin yeteneklerinin çok altında olduğuna eminim.

Teidän ei pitäisi huolestua tutkinnosta. Olen varma että se on paljon alempitasoinen kuin lahjakkuutenne.

Dışarı gel hadi. Bütün gece yatağının altında saklanarak kalamazsın.

- Tule pois. Et voi olla piilossa sänkysi alla koko yötä.
- Tule esiin sieltä. Et voi piileskellä sänkysi alla koko yötä.

Tom, Mary'nin kiraz ağacının altında dururken bir fotoğrafını çekti.

Tom otti kirsikkapuun alla seisovasta Marista kuvan.

Kırkayağın avcı olarak temel görevi böcek popülasyonlarını kontrol altında tutmaktır.

Juoksujalkaisen päärooli saalistajana on pitää hyönteispopulaatio kurissa.