Translation of "Altında" in Chinese

0.010 sec.

Examples of using "Altında" in a sentence and their chinese translations:

Işiniz ortalamanın altında.

你的工作表現低於平均水平。

O, sandalyenin altında.

它在桌下。

Onun altında çalışıyorum.

我在她手下工作。

Köpek masanın altında.

狗在桌子下边。

Halat baskı altında kırıldı.

繩子被拉斷了。

Kutuyu kolunun altında taşıdı.

她把箱子挾在手臂下。

Onu gözetim altında tutun.

把他看住。

Tom masanın altında saklanıyordu.

Tom躲在桌子底下。

Masanın altında kedi var.

书桌下有一只猫。

Her şey kontrolüm altında.

我控制住了。

Bir elma masanın altında.

写字台下是一只苹果。

O, esaret altında tutuldu.

他被囚禁了。

O, ağacın altında uyuyordu.

他在樹下睡覺。

Anahtarı paspasın altında buldum.

我在擦鞋墊下面發現了這把鑰匙。

- Ağacın altında bazı oğlanlar var.
- Ağacın altında birkaç oğlan var.

樹下有一些男孩。

Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti.

那些錢藏了在地板下面。

Masanın altında bir kedi var.

书桌下有一只猫。

Masanın altında bir elma var.

桌子下面有一顆蘋果。

Yatağın altında bir kedi var.

床下有一只猫。

O, bir ağacın altında oturuyordu.

她在一棵树下坐着。

TV uzaktan kumandası kanepenin altında.

电视遥控器在沙发下面。

Alkolün etkisi altında araba sürmeyin.

酒后别开车 。

Onlar yok olma tehdidi altında.

牠們正面臨絕種的危機。

Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.

我不想在这些条件下工作。

Yatağımın altında bir canavar var.

我的床下有怪兽。

Masanın altında bir sepet vardır.

桌子底下有一個籃子。

İçkinin etkisi altında araba sürme.

酒后别开车 。

O, çantasını masanın altında buldu.

- 她在桌子底下找到了她的錢包。
- 她發現她的錢包在桌子底下。

O bir ağacın altında uyudu.

他在樹下睡覺。

Uyuşturucu etkisi altında bilincini kaybetti.

- 他在麻醉剂的作用下,他失去了知觉。
- 在麻醉剂的作用下,他昏了过去。

- Onun altında çalışmaktansa istifa ederim.
- Onun emri altında çalışmaktansa işi bırakmayı tercih ederim.

与其让我在他手下干,我宁愿辞职。

Masanın altında hiç kitap var mı?

- 写字台底下有没有任何书?
- 办公桌底下有没有任何书?

Plan, kamuoyunun baskısı altında terk edildi.

計劃受到輿論的壓力而被取消了。

Bu koşullar altında biz başarılı olamayız.

在这种情况下,我们没办法成功。

Ben en iyi baskı altında çalışırım.

我在壓力之下工作表現最好。

O, kolunun altında bir paket tutuyordu.

- 他把一個包裹挾在腋下。
- 他挾著一個包裹。

- Kedi masanın altındadır.
- Kedi masanın altında.

猫在桌子底下。

Bazı fotoğraflar ölüm tehlikesi altında çekildi.

有些相片是冒著生命危險拍的。

Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.

現在是零下十度。

Yatağımın altında bir hilkat garibesi var.

我的床下有怪兽。

Can yelekleri sizin koltukların altında bulunmaktadır.

在您的座位下有救生衣。

Bildiğim kadarıyla, mektubun o kitabın altında.

據我所知,你的信在那本書下面。

Güneşin altında yeni bir şey yok.

太阳之下无新事。

Tom, Mary'nin kolyesini kanepenin altında buldu.

在沙发下,汤姆找到了玛丽的项链。

- Erkek kardeşim yatağının altında porno dergilerini gizler.
- Erkek kardeşim porno dergilerini yatağının altında gizliyor.

我的兄弟把色情雜誌藏在床墊下面。

Tom son zamanlarda büyük bir baskı altında.

汤姆最近压力特别大。

Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?

貓在椅子上面,還是在椅子下面呢?

Son zamanlarda çok büyük baskı altında kaldım.

我最近压力有点大。

Kedi sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?

猫在凳子上还是凳子下?

Sıfır yerçekimi altında bir dizi deney gerçekleştirdiler.

他們在無重力狀態下進行了一連串的實驗。

Tom ve Mary aynı çatı altında yaşıyor.

汤姆和玛丽住在同一个屋檐下。

Bir maratonu 2 saatin altında koşan ilk insan.

第一个马拉松跑进2小时的人

Ben her zaman elimin altında bir sözlük bulundururum.

我总是在离手不远的地方放一本字典。

Parkta kiraz ağacının altında bankta yatan genç bir adam gördüm.

在公园里,我看到一个年轻人躺在一棵樱桃树下的长椅上。