Translation of "çocuklarını" in English

0.007 sec.

Examples of using "çocuklarını" in a sentence and their english translations:

Çocuklarını cezalandırdı.

He punished his children.

- Sen çocuklarını seviyor musun?
- Çocuklarını seviyor musun?

Do you love your children?

Çocuklarını nasıl eğiteceksiniz?

How will you educate their children?

Çocuklarını başkalarıyla kıyaslama.

Don't compare your children with others.

O, çocuklarını sever.

She loves her children.

Çocuklarını yetiştirmede otoriterdi.

He was strict in disciplining his children.

O, çocuklarını cezalandırdı.

She punished her children.

Mary çocuklarını döverdi.

Mary used to beat her kids.

O, çocuklarını dövdü.

He beat his children.

Çocuklarını odaya çağırdı.

She called her children into the room.

Çocuklarını dürüst yetiştirdi.

She brought up her children to be truthful.

Tom çocuklarını sever.

Tom loves his children.

Satürn çocuklarını yedi.

Saturn devoured his children.

Çocuklarını özlüyor musun?

Do you miss your kids?

Çocuklarını terk edeceksin.

You are going to abandon your children.

Tom çocuklarını cezalandırdı.

Tom punished his children.

Çocuklarını etrafında topladı.

She gathered her children about her.

Anne çocuklarını sever.

The mother loves her children.

Ebeveynler çocuklarını severler.

Parents love their children.

Tom çocuklarını özledi.

Tom missed his kids.

Tom çocuklarını severdi.

Tom loved his kids.

Fadıl çocuklarını döverdi.

Fadil would hit his children.

Tom'un çocuklarını tanıyorum.

I know Tom's children.

Sami çocuklarını arıyordu.

Sami was looking for his children.

Çocuklarını terk ediyorlar.

They abandon their children.

Çocuklarını odalarına götür.

Take your children to their room.

- O çocuklarını terk etti.
- O, çocuklarını terk etti.

She abandoned her children.

- Tom, çocuklarını içtenlikle seviyordu.
- Tom, çocuklarını içtenlikle sevdi.

Tom loved his children dearly.

- Leyla çocuklarını okula gönderdi.
- Leyla çocuklarını okula uğurladı.

Layla saw her kids off to school.

- Onlar çocuklarını terk ettiler.
- Onlar kendi çocuklarını terk ettiler.

They abandon their children.

Eşini, çocuklarını cepheye göndermişken

while sending his wife and children to the front

O çocuklarını boğulmaktan kurtardı.

She saved her children from drowning.

Çocuklarını okula yolcu etti.

She sent her children off to school.

Yağmurda çocuklarını dışarıya göndermedi.

She didn't let her children go out in the rain.

O, çocuklarını terk etti.

She left her children.

O, çocuklarını arkada bıraktı.

She left her children behind.

Herkesin çocuklarını getirmesini istiyorum.

I want everyone to bring their children.

Sen çocuklarını seviyor musun?

Do you love your children?

Tom çocuklarını terk etti.

- Tom left his children.
- Tom abandoned his children.

Tom çocuklarını parka götürdü.

Tom took his children to the park.

Ben onların çocuklarını ağlatmıyorum.

I don't make their children cry.

Çocuklarını aylar önce kaydetmeliydin.

- You should have enrolled your children months ago.
- You should've enrolled your children months ago.

Ben onların çocuklarını büyülemiyorum.

- I'm not casting a spell over their children.
- I'm not enchanting their children.

Tom çocuklarını asla incitmezdi.

Tom would never hurt his children.

O kendi çocuklarını sever.

He loves his own children.

Tom çocuklarını yanında getirdi.

- Tom brought his children with him.
- Tom brought his kids with him.

Kendi çocuklarını kontrol et.

Supervise your own children.

O, çocuklarını geri istedi.

She wanted her children back.

Çocuklarını korumak Tom'un sorumluluğudur.

It's Tom's responsibility to protect his children.

Tom çocuklarını erken yatırdı.

Tom made his children go to bed early.

Tom elbette çocuklarını sever.

Tom loves his children, of course.

O, çocuklarını nasıl yetiştiriyor?

How does she bring up her children?

Sen çocuklarını nasıl yetiştiriyorsun?

How do you bring up your children?

Elbette Tom çocuklarını seviyor.

- Of course, Tom loves his children.
- Of course, Tom loves his kids.

Tom çocuklarını annelerine gönderdi.

Tom sent his children away to their mother.

Dan çocuklarını Londra'da büyüttü.

Dan brought up his children in London.

Çocuklarını seninle birlikte getir.

Bring your children with you.

Mary çocuklarını ihmal ediyor.

Mary has been neglecting her children.

Bütün anneler çocuklarını emzirmeli.

- All moms should breastfeed their children.
- All moms should breastfeed their kids.

Tom çocuklarını evde bıraktı.

Tom left his kids at home.

Sen çocuklarını terk ettin.

You abandoned your children.

Judy çocuklarını yatağa gönderdi.

Judy sent her children to bed.

Onlar kendi çocuklarını sever.

- They love their kids.
- They love their children.

Tom çocuklarını kontrol edemiyor.

Tom can't control his children.

Tom, Mary'nin çocuklarını seviyor.

Tom loves Mary's children.

Anneler çoğunlukla çocuklarını şımartırlar.

Mothers often pamper their children.

Tom çocuklarını Boston'da büyüttü.

Tom raised his children in Boston.

Tom çocuklarını Boston'a götürdü.

Tom took his children to Boston.

Tom çocuklarını görmek istedi.

Tom wanted to see his children.

Tom Mary'nin çocuklarını destekledi.

Tom supported Mary's children.

Tom çocuklarını geri istedi.

Tom wanted his children back.

Çocuklarını nasıl yalnız bırakabilirler?

How could they leave their children all alone?

Sami çocuklarını okula bıraktı.

Sami dropped off his kids at school.

Tom çocuklarını okula götürdü.

- Tom drove his kids to school.
- Tom drove his children to school.

Tom çocuklarını okula bıraktı.

- Tom dropped his kids off at school.
- Tom dropped his children off at school.

Tom çocuklarını korumaya çalışıyor.

- Tom is trying to protect his kids.
- Tom is trying to protect his children.

Tom çocuklarını havuza götürdü.

Tom drove his children to the pool.

Sami çocuklarını tutmaya kararlıydı.

Sami was determined to keep his children.

Sami çocuklarını eve getirdi.

Sami brought his children home.

Sami, çocuklarını çok özlemişti.

Sami missed his children terribly.

Sami çocuklarını Kahire'de yetiştirdi.

Sami raised his kids in Cairo.

Anne çocuklarını yalnız bırakmakta isteksizdi.

The mother was reluctant to leave her children alone.

Anneler çocuklarını caddelerde oynamaktan korumalı.

Mothers should keep their children from playing in the streets.

O, çocuklarını asla tekrar görmeyecekti.

She was never to see her children again.

O, çocuklarını kendi etrafına topladı.

He gathered his children around him.

Karısını ve çocuklarını terk etti.

- He abandoned his family.
- He abandoned his wife and children.

Onlar çocuklarını ormanda terk etti.

They abandoned their children in the forest.

Tom çocuklarını hayvanat bahçesine götürdü.

Tom took his children to the zoo.

Çocuklarını yetiştirme tarzları oldukça farklı.

Their manner of bringing up their children is extremely unusual.