Translation of "Altında" in Hungarian

0.017 sec.

Examples of using "Altında" in a sentence and their hungarian translations:

- Kaleniz saldırı altında.
- Kalen saldırı altında.

Ostrom alatt áll a váratok.

Altında yatan basitti:

Egyszerű elgondolás:

Sistem bakım altında.

Karbantartás alatt van a rendszer.

Tom gözlem altında.

Tom megfigyelés alatt van.

O, sandalyenin altında.

A szék alatt van.

Yıldızların altında uyudular.

A csillagok alatt éjszakáztak.

Kedi yatağın altında.

A macska az ágy alatt van.

Sanat dalının çatısı altında.

a művészetek körébe tartozik.

Kelimelerin altında parmağımı gezdirirdim

a szavak alatt végigsimíthattam ujjaimat.

Siyahi toplumlar saldırı altında,

a fekete közösségeket folyton támadják.

Trenin altında ray olmadığını,

hogy a vonat nem sínpáron van,

Baskı altında çalışmayı öğrendik.

Megtanultunk stresszes helyzetben gyakorolni.

Soygunculuğa karşı koruma altında

biztonságot ad rablás ellen,

Kolunun altında kitaplarını tutuyor.

- A hóna alatt hordja könyveit.
- A hóna alatt tartja könyveit.

Gözlerinin altında torbalar var.

- Táskás a szemed.
- Táskák vannak a szemed alatt.

Tom baskı altında soğukkanlıdır.

Tomi stresszhelyzetekben is nyugodt marad.

Hangi taşın altında saklanıyorsun?

Hát te meg melyik szikla alatt rejtőztél?

Bugün sıcaklık sıfırın altında.

Ma fagypont alatt van a hőmérséklet.

Yemin altında olduğunuzu unutmayın.

Emlékezzen rá, hogy eskü alatt áll.

Balık kayaların altında saklanıyor.

A hal elbújt a kövek alá.

Sanırım Tom otuzun altında.

Szerintem Tom nincs harminc éves.

O, ağacın altında uyuyordu.

A fa alatt aludt.

- Ağacın altında bir bank var.
- Ağacın altında bir sıra var.

- Van egy pad a fa alatt.
- A fa alatt van egy pad.

Tehdit altında olan çeşitler arasında

Veszélyeztetett például a Blood Cling,

Değerlendiren gözlerin baskısı altında tıkandım.

Felsültem a méricskélő tekintet súlyától.

çünkü alacakaranlık bölgesi tehdit altında.

mert a homályzónát veszély fenyegeti.

Ayrıca su altında olmaktan hoşlanmıyorum.

Víz alá sem szeretek merülni.

Buzun altında ana kayalar olur.

Nos, a jég alatt rejtőzik az alapkőzet.

Bölücü söylemin altında neler yatıyordu?

Mi áll az egész megosztó retorika hátterében?

Uzun süredir su altında olduğumdan,

Akkor már jó ideje víz alatt voltam,

Masanın altında bir elma var.

- Egy alma van az íróasztal alatt.
- Van egy alma az asztal alatt.

Yatağın altında bir kedi var.

Egy macska van az ágy alatt.

Masanın altında bir köpek var.

Van egy kutya az asztal alatt.

Yatağın altında bir şey var.

Van valami az ágy alatt.

Bütün ülke karın altında gömülüydü.

Az egész országot betemette a hó.

Daima sözlüğünü el altında bulundur.

Mindig legyen kéznél a szótárad.

TV uzaktan kumandası kanepenin altında.

A távirányító a kanapé alatt van.

Alkolün etkisi altında araba sürmeyin.

Ne vezess alkoholos befolyásoltság alatt!

Bu şartlar altında çalışmak istemiyorum.

Ilyen feltételek mellett nem akarok dolgozni.

Yatağımın altında bir canavar var.

Egy szörny van az ágyam alatt.

Hava sıfırın altında otuz derecedir.

Mínusz harminc fok van.

- Herkes risk altında.
- Herkes tehlikede.

Mindenki ki van téve a kockázatnak.

Endişelenme. Her şey kontrol altında.

Ne aggódj! Mindent kézben tartunk.

Bu şartlar altında çalışmak imkansız.

- Képtelenség ilyen körülmények között dolgozni.
- Ilyen körülmények között képtelenség dolgozni.

O, çocuklarını kontrol altında tutmuyor.

Nem figyel oda kellően a gyerekeire.

Bak kanepenin altında ne buldum?

Nézd, mit találtam a kanapé alatt.

Tom yoğun bir baskı altında.

Tom extrém nyomás alatt áll.

Ev karın ağırlığı altında çöktü.

A ház összeomlott a hó súlya alatt.

İçkinin etkisi altında araba sürme.

Ne vezess italtól befolyásolt állapotban.

Ameliyattan sonra gözlem altında kalıyor.

A műtét után benn marad megfigyelésen.

O bir ağacın altında uyudu.

Egy fa alatt aludt.

Çatı, karın ağırlığı altında çöktü.

- A tető beomlott a hó súlya alatt.
- A tető beonylott a hó súlya alatt.

Tom yastığının altında bıçakla yatıyor.

Tamás késsel a párnája alatt alszik.

Tom tasarruflarını döşeğinin altında tutar.

Tomi a megtakarított pénzét a matrac alatt tartja.

Polisimizin sivil kontrol altında tutulmasını sağlamalıyız

még nem tudtuk végiggondolni,

Bir vatozun, ayağının altında yüzdüğünü görüyor.

és egy tüskés ráját látott lebegni a lába alatt.

Yaydıkları ışık altında kitap bile okunabilir.

Fényüknél akár olvasni is lehet.

Baloncuklar, ışıkların altında yol gösterici oluyor.

Megvilágítva, a buborékok hívójelként szolgálnak,

Centenario Stadyumu'nun bayrakları altında beceriyorlar seni.

A Centenario stadiumban szarnak a zászlónkra.

Buz tabakası altında suyun saklı olduğu,

hogy a jégtakaróban folyékony víz található,

Ve altında yatan bu gerginliği anlatacak.

s ez a felszín alatt rejlő feszültséget fogja kifejezni.

"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.

„Jó, hogy biztonságban van a kő alatt.” – gondoltam.

Ama bunun altında, buraya gelebilmek için

De mindeközben mérhetetlenül büszke voltam erre az állatra,

Bu dönem notların ortalamanın oldukça altında.

Az ön osztályzatai ebben a félévben jóval az átlag alatt voltak.

Ben en iyi baskı altında çalışırım.

Nyomás alatt dolgozom legjobban.

O, kolunun altında bir paket tutuyordu.

Egy csomagot tartott a hóna alatt.

- Kedi masanın altındadır.
- Kedi masanın altında.

A macska az asztal alatt van.

Tom, maratonu beş saatin altında koştu.

Tom öt óra alatt lefutotta a maratont.

Bazı fotoğraflar ölüm tehlikesi altında çekildi.

Néhány fotó életveszélyes helyzetben készült.

Bu sabah sıfırın altında on dereceydi.

Ma reggel mínusz tíz fok volt.

Dev dalga Kanoyu sular altında bıraktı.

Egy óriási hullám terítette be a kenut.

Bugün de hava sıcaklığı sıfırın altında.

A hőmérséklet ma is fagypont alatt lesz.

Risk altında olan çok şey var.

- Túl nagy a tét.
- Túl sok minden forog kockán.

Tom bir ağacın altında kitap okudu.

Tom egy fa alatt olvasott egy könyvet.

Dünya yabancı işgalciler tarafından saldırı altında.

Földönkívüli behatolók támadták meg a Földet.

Tom, kanepenin altında bulduğum şeye bak.

Tom, nézd mit találtam a szófa alatt.

Kiraz ağacının altında bir ceset var.

Egy holttest van a cseresznyefa alatt!

Hiçbir şey güneşin altında yeni değildir.

Nincs új a nap alatt.

Biz yalnız bir ağacın altında buluştuk.

Egy magányos fa alatt találkoztunk.

Güneşin altında yeni bir şey yok.

- Semmi új a nap alatt.
- Nincs semmi új a nap alatt.

Noel ağacının altında birçok hediyeler vardı.

Sok ajándék volt a karácsonyfa alatt.

Tom'un yatağın altında bulduğu şeye bak.

Nézd, mit talált Tom az ágy alatt.

Sahte kimlikler altında veya kimlikler olmadan yaşayamayız.

nem élhetünk hamis személyiséggel, vagy anélkül.

Fakat doğru koşullar altında o anıyı düzenleyebiliriz.

De megfelelő körülmények között szerkeszthetjük az emléket.

Güneşin altında bırakılmış süt kabı gibi kokuyordu.

mint egy tejestartály, amit kint felejtettek a napon.

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

A kölyök látása a víz alatt a legjobb.

Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.

A világító telihold fényében a szokásosnál távolabb merészkedik a szüleitől.

Stres altında nasıl kırıldığını çok iyi biliyorlar.

hogy az alumínium, acél és műanyag hogyan törik igénybevétel hatására.

Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?

A macska a széken van, vagy alatta?

Tom hindistan cevizi ağacının altında çimlerde oturdu.

Tom leült a fűre egy kókuszpálma alatt.

Yatağımın altında bir canavar var. Bundan eminim.

Egy szörny van az ágyam alatt, ebben biztos vagyok.

O kadar çok gürültü altında çalışmak olanaksız!

Ekkora zajban lehetetlen tanulni.

Tom yatağının altında bir canavar olduğunu söyledi.

Azt mondta Tomi, hogy az ágya alatt egy szörny van.

Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.

Tomnak sötét karikák vannak a szeme alatt.

O, çok gizemli şartlar altında aniden kayboldu.

Hirtelen tűnt el, nagyon rejtélyes körülmények között.

Tom bir ağacın altında oturuyordu, şarap içiyordu.

- Tomi egy fa alatt ült, és bort ivott.
- Tom egy fa alatt üldögélt és borozgatott.

çünkü onun altında başka bir hikâye daha var

hiszen alatta még másik történet is van.

Böylece, aşırı ısınma tehlikesinin iki derece altında kalabiliriz.

Ez kell hozzá, hogy kétfokos melegedési határérték alatt maradjunk.