Translation of "Tutamaz" in English

Genelde sözünü tutamaz.

He often fails to keep his word.

Birçok politikacı sözünü tutamaz.

Many politicians fail to keep their promises.

Bunu aramızda tutamaz mıyız?

Can't we keep this between us?

Benim aşçılığım anneninkinin yerini tutamaz.

My cooking cannot hold a candle to Mother's.

Tom asla ağzını kapalı tutamaz.

Tom is never be able to keep his mouth shut.

Bir tartışmada ona kimse kafa tutamaz.

No one could get the better of him in an argument.

Ağzını kesinlikle kapalı tutamaz, bir saniye bile.

She simply cannot keep her mouth shut, not even for a second.

Betty herhangi bir sırrı uzun bir süre kendinde tutamaz.

Betty cannot keep any secret to herself for a long time.

- O sık sık sözünü tutmakta başarısın olur.
- O sık sık sözünü tutamaz.

He often fails to keep his promise.