Translation of "Temkinli" in English

0.012 sec.

Examples of using "Temkinli" in a sentence and their english translations:

Tom temkinli.

Tom is wary.

- Temkinli olmamız lazım.
- Temkinli olmamız gerekiyor.

We need to be cautious.

Biz temkinli iyimseriz.

We're cautiously optimistic.

Temkinli olmamız lazım.

We need to be cautious.

Temkinli olmakta haklıydım.

I was right to be wary.

Erkek kıvırcık temkinli davranmalı.

A male curlyhair must tread carefully.

- Dikkatli oluyorsun.
- Temkinli davranıyorsun.

You're treading on thin ice.

Tom sadece temkinli davranıyor.

Tom is just being cautious.

Bu konuda temkinli hareket etmek zorundayız.

You have to move cautiously in this matter.

- Dikkatli bir sürücüyümdür.
- Temkinli araç kullanırım.

I'm a safe driver.

Hiç denemedim bile, temkinli konuşmayı hiç denemedim.

So I never tried, I never try to be politically correct.

Yine de birçok yatırımcı temkinli kalmaya devam etti.

Still, many investors remained wary.

- Çok temkinli olduğumu düşünüyor musun?
- Çok tedbirli olduğumu düşünüyor musun?

Do you think I'm being too cautious?

Bu yüzden, bir hümanist olarak, hayata karşı temkinli bir yaklaşıma inanıyorum.

So as a humanist, I believe in a proactive approach to life.

"Ayy! Kaleyi patlattığım için üzgünüm. Sihirli havai fişeklerimi kullanıyordum." "Bir dahakine daha temkinli ol, Link."

"Oops! Sorry the castle exploded. I was using my magic fireworks." "Be more careful next time, Link."

- Tom tedbirli davranıyor, değil mi?
- Tom temkinli davranıyor, değil mi?
- Tom ihtiyatlı davranıyor, değil mi?

Tom is being cautious, isn't he?