Translation of "Davranıyorsun" in English

0.011 sec.

Examples of using "Davranıyorsun" in a sentence and their english translations:

- Sen farklı davranıyorsun.
- Farklı davranıyorsun.

You are out of step.

- Neden kayıtsız davranıyorsun?
- Neden umursamaz davranıyorsun?
- Neden ilgisiz davranıyorsun?

Why do you act indifferent?

Komik davranıyorsun.

You're acting funny.

Garip davranıyorsun.

You're acting weird.

Kaçamak davranıyorsun.

You're being evasive.

Mütevazı davranıyorsun.

You're being modest.

Kaba davranıyorsun.

You're being rude.

İnatçı davranıyorsun.

You're being stubborn.

- Neden bu şekilde davranıyorsun?
- Niye böyle davranıyorsun?

Why are you acting this way?

Sadece diplomatik davranıyorsun.

You're just being diplomatic.

Çok kaba davranıyorsun.

- You're being very rude.
- You're being very impolite.

Sadece aptalca davranıyorsun.

You're just being silly.

Çok adaletsiz davranıyorsun.

You're being very unfair.

Sadece saçma davranıyorsun.

You're just being ridiculous.

Sen saf davranıyorsun.

- You're naive.
- You're being naive.

Çocuk gibi davranıyorsun.

You're being very immature.

Niye tuhaf davranıyorsun?

Why are you being weird?

Çok garip davranıyorsun.

You're acting very strangely.

Çok mantıksız davranıyorsun.

You're being very unreasonable.

Tamamen mantıksız davranıyorsun.

You're being completely irrational.

Sen çocukça davranıyorsun.

You're being childish.

Sen çekişmeli davranıyorsun.

You're being contentious.

Sen alaycı davranıyorsun.

You're being facetious.

Sen mantıksız davranıyorsun.

You're being irrational.

Sen gülünç davranıyorsun.

You're being ridiculous.

Çok seçici davranıyorsun.

You're being too picky.

Çok agresif davranıyorsun.

You're being too aggressive.

Çok dürüst davranıyorsun.

You're being too honest.

Tom, kaba davranıyorsun.

Tom, you're being rude.

Sadece güzel davranıyorsun.

You're just being nice.

Sen ikiyüzlü davranıyorsun.

- You're being hypocritical.
- You're being pretentious.

Çok düşmanca davranıyorsun.

You're being very unfriendly.

Çok kötümser davranıyorsun.

You're being too pessimistic.

Bence mantıksız davranıyorsun.

I think you're being unreasonable.

Neden böyle davranıyorsun?

Why are you acting like this?

Niye böyle davranıyorsun?

Why are you behaving like that?

Bir çocuk gibi davranıyorsun.

You're acting like a child.

Bir bebek gibi davranıyorsun.

You're acting like a baby.

Neden Tom'muşsun gibi davranıyorsun?

Why are you pretending to be Tom?

Neden bana böyle davranıyorsun?

- Why do you treat me like this?
- Why are you treating me this way?

Bir aptal gibi davranıyorsun.

You're acting like an idiot.

Bu gece garip davranıyorsun.

You're acting strange tonight.

Neden annem gibi davranıyorsun?

Why are you acting like my mother?

Üç yaşındaymış gibi davranıyorsun.

You're acting like a three-year-old.

Kendine çok kötü davranıyorsun.

You're too hard on yourself.

Çok haksız davranıyorsun, Tom.

You're being very unfair, Tom.

Tüyler ürpertici şekilde davranıyorsun.

You're acting creepy.

Şimdi sadece aptalca davranıyorsun

Now you're just being silly.

- Dikkatli oluyorsun.
- Temkinli davranıyorsun.

You're treading on thin ice.

Ben yokmuşum gibi davranıyorsun.

You act like I don't exist.

Sadece bana iyi davranıyorsun.

You're just being nice to me.

Cahil ve saygısız davranıyorsun.

You're being ignorant and disrespectful.

Alaycı davranıyorsun, değil mi?

You're being sarcastic, right?

İkiyüzlü davranıyorsun, değil mi?

You're being hypocritical, aren't you?

Mantıksız davranıyorsun, değil mi?

You're being unreasonable, aren't you?

Tom'a neden böyle davranıyorsun?

Why do you treat Tom like that?

Sen herkese aynı şekilde davranıyorsun."

You treat everybody the same."

Neden beni tanımıyormuş gibi davranıyorsun?

Why are you pretending you don't know me?

Sanırım biraz fazla iyimser davranıyorsun.

You're being a little too optimistic, I think.

Sen bir aptal gibi davranıyorsun.

You're acting like a fool.

Neden bu kadar samimiyetsiz davranıyorsun?

Why are you being so distant?

Neden bu kadar hoş davranıyorsun.

Why are you being so nice?

Bu gece çok tuhaf davranıyorsun.

You're acting very strange tonight.

Sen garip bir biçimde davranıyorsun.

You're behaving oddly.

Neden bu kadar gürültülü davranıyorsun?

Why are you being so noisy?

Neden bu kadar gergin davranıyorsun?

Why are you acting so jumpy?

Neden Fransızca anlamıyor gibi davranıyorsun?

Why are you pretending you can't understand French?

Sen benim misafirime kaba davranıyorsun.

You're being rude to my guest.

Bir şımarık çocuk gibi davranıyorsun.

- You're acting like a spoiled brat.
- You're behaving like a spoiled brat.

Ufak bir çocuk gibi davranıyorsun.

You're acting like a small child.

Bana karşı çok insafsız davranıyorsun.

- You are being very unfair to me.
- You're being very unfair to me.

Şımarık bir velet gibi davranıyorsun.

- You're behaving like a spoilt brat.
- You're behaving like a spoiled brat.

Kendine karşı çok sert davranıyorsun.

You're being very hard on yourself.

Gerçekten tuhaf davranıyorsun. Sorun nedir?

You're acting really weird. What's wrong?

Neden bu kadar alaycı davranıyorsun?

Why are you being so sarcastic?

Çok insafsız davranıyorsun, değil mi?

You're being very unfair, aren't you?

Neden böyle bir kabadayı gibi davranıyorsun?

Why are you being such a bully?

Üç yaşında bir çocuk gibi davranıyorsun.

- You're acting like a three-year-old.
- You are acting like a three-year-old child.

Neden bana bu kadar iyi davranıyorsun?

Why are you being so nice to me?

Sen bir şımarık çocuk gibi davranıyorsun.

You're acting like a spoiled child.

Biraz züppe tavırlı davranıyorsun, değil mi?

You're being a bit snobbish, aren't you?

Sen bana sanki var olmamışım gibi davranıyorsun.

You treat me as if I didn't exist.

Beni tanıyormuş gibi davranıyorsun; bu bizim ilk görüşmemiz!

You're acting like you know me; this is the first time we're meeting!

Beni korkutmaya mı çalışıyorsun yoksa ciddi mi davranıyorsun?

Are you trying to scare me or are you being serious?

Neden bana her zaman bu kadar iyi davranıyorsun?

Why are you always so nice to me?

Sadece iyimser mi davranıyorsun yoksa gerçekten kazanacağımızı mı düşünüyorsun?

Are you just being optimistic or do you really think we're going to win?

- Neden bu kadar çocukça davranıyorsun?
- Niye böyle çocukça hareketler yapıyorsun?

Why are you acting so childish?

- Tom, uyuyor gibi yapıyorsun, değil mi?
- Tom, uyuyor gibi davranıyorsun, değil mi?

Tom, you're pretending to be asleep, aren't you?

İsrâiloğullarının önde gelenleri Firavun'un yanına varıp "Kullarına neden böyle davranıyorsun?" diye yakındılar.

And the officers of the children of Israel came, and cried out to Pharaoh, saying: Why dealest thou so with thy servants?