Translation of "Kıvırcık" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kıvırcık" in a sentence and their english translations:

Kıvırcık saçım var.

I have curly hair.

Tom'un saçı kıvırcık.

Tom's hair is curly.

Benim saçım kıvırcık.

My hair is curly.

Anlat bakalım, kıvırcık!

Let's hear it, curly!

Erkek kıvırcık temkinli davranmalı.

A male curlyhair must tread carefully.

Saçım doğal olarak kıvırcık.

My hair is naturally curly.

Onun kıvırcık saçı var.

He has curly hair.

Uzun, kıvırcık saçları var.

She has long, curly hair.

Tom'un kıvırcık saçı var.

Tom has curly hair.

Bigudilerle saçını kıvırcık yaptı.

She curled her hair with curlers.

Tom kıvırcık siyah saçlı.

Tom has curly dark hair.

Mary'nin saçı doğuştan kıvırcık.

Mary's hair is naturally curly.

Onun saçı doğal olarak kıvırcık.

Her hair is naturally curly.

Kuzenimin sarışın kıvırcık saçları var.

- My cousin has blonde curly hair.
- My cousin has curly blonde hair.

Mary'nin kıvırcık siyah saçı var.

Mary has curly dark hair.

Tom'un uzun, kıvırcık saçları vardır.

Tom has long, curly hair.

- Kıvırcık saçlı bir çocuğu gördünüz mü?
- Kıvırcık saçlı bir çocuk gördünüz mü?

Have you seen a child with curly hair?

Mary'nin kısa, kıvırcık kahverengi saçları var.

Mary has short, curly brown hair.

Tom'un mavi gözleri ve kıvırcık saçları var.

Tom has blue eyes and curly hair.

Tom'un tıpkı babasınınki gibi kıvırcık saçları var.

Tom has curly hair just like his father.

Mary bir kıvırcık lahana ve kinoa salatası yaptı.

Mary made a kale and quinoa salad.

Afrika'da kadınların daha kısa ve kıvırcık saçları var.

Women in Africa have shorter and curlier hair.

Kıvırcık tarantulanın sekiz ufak gözünün pek ışık algıladığı söylenemez.

A curlyhair tarantula's eight tiny eyes see little more than light and shade.

Papua Yeni Gine'de yaşayan birçok Melanezyalının çok kıvırcık saçları vardır, değil mi?

Most of the Melanesians living in Papua New Guinea have very curly hair, don't they?

- Tom'un saçı çok kıvırcık.
- Tom'un saçları kıvır kıvır.
- Tom'un saçı zenci kıvırcığı.

Tom's hair is very curly.