Translation of "Tasarruf" in English

0.009 sec.

Examples of using "Tasarruf" in a sentence and their english translations:

Tasarruf etmeliyiz.

We need to save up.

Tasarruf ediyorum.

I've been saving.

Bir tasarruf sağlayabilirdi.

tariffs.

Elektriği tasarruf etmeliyiz.

We must save electricity.

Onu tasarruf ediyorum.

I'm saving it.

- Tasarruf yapmak zorundayız.
- Tasarruf etmek zorundayız.
- Kemer sıkmak zorundayız.

- We have to make savings.
- We need to save up.

Onlara paradan tasarruf etmelerinde

And we're helping them save money,

Ne için tasarruf yapıyorsun?

What are you saving up for?

Para tasarruf etmeye çalışıyorum.

I'm trying to save money.

Tasarruf hesabımı kapatmayı düşünüyorum.

- I am thinking of closing my savings account.
- I'm thinking of closing my savings account.

Tom tasarruf kumarını kaybetti.

Tom lost his savings gambling.

- Kötü bir gün için tasarruf yapın.
- Kara gün için tasarruf edin.

Save for a rainy day.

Ve çok para tasarruf edebilirsiniz.

And you might save a ton of money.

Bir araba için tasarruf yapıyorum.

I'm saving money for a car.

Tasarruf hesabına 100 dolar yatırdı.

He deposited 100 dollars in his saving account.

Avustralya'ya gidebilmek için tasarruf yapıyorum.

I'm saving up so that I can go to Australia.

Daha ne kadar tasarruf edebiliriz?

How much more can we conserve?

Tasarruf hesabında ne kadar kaldı?

How much is left in your savings account?

Tom'un bir tasarruf hesabı yok.

Tom doesn't have a savings account.

Ekonomik arabalar size tasarruf sağlar.

Economy cars save you money.

Tasarruf tahvilleri istikrarlı bir yatırımdır.

Savings bonds are a stable investment.

Ben çok para tasarruf ettim.

I saved a lot of money.

Zaman seçmek zamandan tasarruf etmektir.

To choose time is to save time.

O, yüz dolar tasarruf yaptı.

He saved a hundred dollars.

Üniversiteye gidebilmen için tasarruf yap.

Save up so that you can go to college.

Zamandan tasarruf için önce arayın.

Call ahead to save time.

Emeklilik için nasıl tasarruf yapıyorsun?

How are you saving for retirement?

Elektrikten tasarruf etme yolları arıyorum.

I'm looking for ways to save on electricity.

- Para biriktiriyordu.
- Para tasarruf ediyordu.

He was saving money.

Kara gün için tasarruf etmek zorundayız.

We have to save for a rainy day.

Tom üç yüz dolar tasarruf yaptı.

Tom saved up three hundred dollars.

Tom kazandığının %80'i tasarruf eder.

Tom saves over 80% of what he earns.

Bir kavgada harcanan enerji tasarruf edilmelidir.

The energy expended in a fight should be saved.

Senin için bütün zamanımı tasarruf ediyorum.

I've been saving all my time for you.

Sadece biraz zaman tasarruf etmeye çalışıyorum.

I'm only trying to save some time.

Konuşmacı tasarruf ihtiyacı üzerinde stres attı.

The speaker laid stress on the need for thrift.

O, üniversiteye gitmek için tasarruf yapıyor.

He's saving up to go to college.

Yaşlılık günlerim için para tasarruf ediyorum.

I'm saving money for my old age.

Deneseydin daha fazla bile tasarruf edebilirdin.

If you tried, you could save even more.

Bu ay ne kadar tasarruf yaptık?

How much have we saved this month?

Pili tasarruf etmeye çalışsam iyi olur.

I'd better try saving the battery.

Tasarruf yapıyoruz, böylece çocuklarımız koleje gidebilir.

We're saving up so our children can go to college.

Tasarruf hesabımda bir sürü param var.

I have a lot of money in my savings account.

Tom tasarruf hesabına 1.000 dolar yatırdı.

Tom deposited 1,000 dollars in his saving account.

Kimse içeceklerden tasarruf ederek zengin olmadı.

Nobody ever got rich by saving on drinks.

Ben bir tasarruf hesabı açmak istiyorum.

I'd like to open a savings account.

Tom üniversiteye gitmek için tasarruf ediyor.

Tom is saving up to go to college.

- Tasarruf hesabım yok.
- Birikim hesabım yok.

I don't have a savings account.

Kredi kartını evde bırak. Tasarruf etmeliyiz!

Leave the credit card at home. We must save!

- Yeni bir ev yapmak için tasarruf yapıyoruz.
- Yeni bir ev yapmak için tasarruf ediyoruz.

We're saving up to build a new house.

- Daha fazla tasarruf edin.
- Daha fazla koruyun.

Save more.

İlk maaşınla başlayan emeklilik için tasarruf et.

Save for retirement starting with your first paycheck.

Sanırım tasarruf hesabına biraz daha para yatırmalısın.

I think you ought to put more money into your savings account.

Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.

I used a computer in order to save time.

Sadece burada biraz zaman tasarruf etmeye çalışıyorum.

I'm just trying to save some time here.

Yeni bir bisiklet almak için tasarruf yapıyordum.

I was saving up to buy a new bicycle.

Tom tasarruf hesabına üç yüz dolar yatırdı.

Tom deposited three hundred dollars in his saving account.

İşsiz olduğum için hiçbir şey tasarruf edemiyorum.

Since I'm unemployed, I can't save up anything.

O, kötü gün için hiç tasarruf yapmaz.

He never saves money for a rainy day.

Orada alışveriş yaparak para tasarruf ettin mi?

Did you save money by shopping there?

O bir ev almak için tasarruf yapıyor.

He is saving up to buy a house.

Bu yüzden onları almak için tasarruf yapıyoruz.

So we are saving up in order to buy them.

Tom kazandığının yaklaşık %30'unu tasarruf eder.

Tom saves about 30% of what he earns.

Emeklilik için ne kadar tasarruf etmem gerekiyor?

How much do I need to save for retirement?

Tom emeklilik için hiçbir şey tasarruf etmedi.

- Tom has not saved anything for retirement.
- Tom hasn't saved anything for retirement.

Bu, enerji maliyetlerinde yedi milyar dolar tasarruf demek.

which will save them seven billion dollars in energy costs.

Ucuz bir otelde kalarak seyahat giderlerini tasarruf etti.

I saved on travelling expenses by staying at a cheap hotel.

Andre bir işi başlatmak için parasını tasarruf ediyor.

Andre is saving his money up to start a business.

Tom bir yat almak için para tasarruf ediyor.

Tom has been saving up to buy a yacht.

Tasarruf etmeye başlamak güvenli emekliliğe doğru ilk adımdır.

Starting to save is the first step towards a secure retirement.

O, bir ev satın almak için tasarruf yapıyor.

He is saving in order to buy a house.

Odadan ayrıldığınız zaman ışıkları kapatırsanız enerjiden tasarruf edebilirsiniz.

You can save energy by turning off the lights when you leave a room.

Tom bir işe başlamak için parasını tasarruf ediyor.

Tom is saving his money up to start a business.

Onu bu şekilde yaparsan, birkaç saat tasarruf edebilirsin.

If you do it this way, you can save several hours.

Evi yalıttığımızdan beri kalorifer yakıtında çok tasarruf yaptık.

Since we insulated the house we've saved a lot on heating oil.

Tom her ay tasarruf hesabına biraz para ekliyor.

Tom adds a little money to his savings account each month.

Paradan tasarruf etmek için hep ekonomi sınıfında uçar.

He always flies economy class to save money.

Tom paradan tasarruf etmek için ekonomi sınıfında uçar.

Tom flies economy to save money.

Bay Mitsubishi içki parasını tasarruf etmek için evde içiyor.

Mr. Mitsubishi is drinking at home to save his drinking money.

Park Street'ten aşağıya doğru giderek çok zaman tasarruf ettik.

We saved a lot of time by going down Park Street.

Yeni bir bisiklet istiyorsan tasarruf yapmaya başlasan iyi olur.

If you want a new bike, you'd better start saving up.

Bir evi satın almak için onlar paralarını tasarruf ediyorlar.

They are saving their money for the purchase of a house.

Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor.

Tom always flies economy class to save money.

Tom ve Mary her yıl gelirlerinin yarısını tasarruf eder.

Tom and Mary save half of their income every year.

Bu, ev hanımı için büyük bir zaman tasarruf aygıtı.

This is a great time-saving gadget for the housewife.

Gelecek dört yıl içinde 15 milyar euro tasarruf edilmeli.

- In the next four years, €15,000,000,000 must be saved.
- In the next four years, 15 billion euro must be saved.

Önümüzdeki dört yıl içinde 15 milyar avro tasarruf edilmeli.

- In the next four years, €15,000,000,000 must be saved.
- In the next four years, 15 billion euro must be saved.
- In the next four years, 15 billion euros must be saved.

Çİn'de tasarruf oranları hala fazla. Yabancı paranın geleceği kadar yeterli.

In China, the saving rate is still high, enough for foreign capital to arrive in the country.

- Neden bir birikim hesabı açmıyorsun?
- Neden bir tasarruf hesabı açmıyorsun?

Why don't you open a savings account?

Her ay, kızı için gelirinden on bin yen tasarruf etti.

Every month, he saved ten thousand yen out of his income for his daughter.

Tom ve Mary kiradan tasarruf etmek için beraber eve çıktılar.

Tom and Mary moved in together to save money on rent.

Adam zar zor geçiniyor ve asla bir kuruş bile tasarruf etmiyor.

The man lives from hand to mouth and never saves a cent.

- Damlaya damlaya göl olur.
- Tasarruf edilen bir peni kazanılan bir penidir.

- A penny saved is a penny earned.
- A penny saved is a penny gained.

Önümüzdeki dört yıl boyunca On beş bin milyon euro tasarruf edilmeli.

Fifteen thousand million euros must be saved over the course of the next four years.

Her hafta, Bayan Tanaka kötü gün için biraz para tasarruf eder.

Each week, Mrs. Tanaka saves a little money for a rainy day.

Bir odadan ayrılırken ışığı kapatman gerekir. Bu, çok enerji tasarruf ettirebilir.

You should always turn off the light when you leave a room. This can save a lot of energy.

Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.

If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.

Tom bir araba satın almak için yeterli parayı tasarruf etmek istedi.

Tom wanted save up enough money to buy a car.

Kulübe gitmeden önce evde önceden içelim, çünkü biraz para tasarruf etmek istiyorum.

Let's predrink at home before going to the club, because I would like to save some money.