Translation of "Sevmediğim" in English

Yılanlar asla sevmediğim hayvanlardır.

Snakes are animals I don't like in the least.

Sevmediğim insanlarla anlaşma yapmam.

I don't make deals with people I don't like.

Sevmediğim kitapları okumayı hiç bitirmedim.

I've never finished reading the books that I don't like.

Tom'u sevmediğim fikrini nereden aldın?

- Where did you get the idea that I don't like Tom?
- Where did you get the idea I don't like Tom?

Sevmediğim bir müzisyenle hiç karşılaşmadım.

- I've never met a musician that I didn't like.
- I've never met a musician I didn't like.

Boston hakkında sevmediğim tek şey havaydı.

One thing that I didn't like about Boston was the weather.

Sevmediğim insanlarla sık sık konuşmak zorundayım.

I often have to talk to people I don't like.

Ben genellikle sevmediğim kitapları okumaya devam etmem.

I usually don't continue reading books that I don't like.

Şey, Chicago hakkında gerçekten sevmediğim tek şey havaydı.

Well, the one thing that I really disliked about Chicago was the weather.

Sevmediğim şey onun çok fazla şey biliyor olmasıdır.

What I don't like is that he knows too much.

Bu seni sevmediğim anlamına gelmez; Ben sadece çok yorgunum.

It isn't that I don't love you; I am just very tired.

Bu seni sevmediğim anlamına gelmiyor, ben sadece evlenmek istemiyorum.

- It's not that I don't love you, I just don't want to get married.
- It isn't that I don't love you, I just don't want to get married.

Tom hakkında sevmediğim tek şey onun hep geç kalmasıdır..

- One thing I don't like about Tom is that he's always late.
- One thing that I don't like about Tom is that he's always late.

Bu seni sevmediğim anlamına gelmiyor, ben sadece seninle yaşamak istemiyorum.

It's not that I don't love you, I just don't want to live with you.

Tekrar evlenmek yerine sevmediğim bir kadın bulacağım ve ona bir ev vereceğim.

Instead of getting married again, I’m going to find a woman I don’t like and just give her a house.