Translation of "Zorundayım" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Zorundayım" in a sentence and their dutch translations:

- Yemek zorundayım.
- Yemek yemek zorundayım.

Ik moet eten.

Öğrenmek zorundayım.

- Ik moet studeren.
- Ik moet leren.

Uyumak zorundayım.

Ik moet slapen.

Denemek zorundayım.

Ik moet het proberen.

Çalışmak zorundayım.

Ik moet leren.

Hazırlanmak zorundayım.

- Ik moet me klaarmaken.
- Ik moet me gereedmaken.

Gitmek zorundayım.

lk moet gaan.

Vedalaşmak zorundayım.

Ik moet tot weerziens zeggen.

Aileme bakmak zorundayım.

We moeten voor onze ouders zorgen.

Dişlerimi fırçalamak zorundayım.

Ik moet mijn tanden poetsen.

Eve gitmek zorundayım.

Ik moet naar huis gaan.

Gömleğimi ütülemek zorundayım.

Ik moet mijn hemd strijken.

Yatmaya gitmek zorundayım.

Ik moet gaan slapen.

Çocuklarımı düşünmek zorundayım.

Ik moet aan mijn kinderen denken.

Tavşana bakmak zorundayım.

Ik moet voor het konijn zorgen.

Bulaşıkları yıkamak zorundayım.

Ik moet de afwas doen.

Çoraplarımı çıkarmak zorundayım.

Ik moet mijn sokken uitdoen.

Evimi satmak zorundayım.

Ik moet mijn huis verkopen.

Camiye gitmek zorundayım.

Ik moet naar de moskee gaan.

Pencereleri kapatmak zorundayım.

Ik moet de ramen sluiten.

Dikkatli olmak zorundayım.

Ik moet voorzichtig zijn.

Dişlerimi temizlemek zorundayım.

Ik moet mijn tanden poetsen.

Tom'u uyarmak zorundayım.

Ik moet Tom waarschuwen.

Bankaya gitmek zorundayım.

Ik moet naar de bank.

Boston'a dönmek zorundayım.

Ik moet terug naar Boston.

Göze almak zorundayım.

Ik moet de gelegenheid aangrijpen.

Saçımı kestirmek zorundayım.

- Ik moet mijn haar laten kappen.
- Ik moet mijn haar laten knippen.

Hemen gitmek zorundayım.

Ik moet onmiddellijk vertrekken.

Ben gitmek zorundayım.

- Moet ik weg?
- Moet ik weggaan?

Okula gitmek zorundayım.

Ik moet naar school gaan.

Çiş yapmak zorundayım.

Ik moet pissen.

İyimser olmak zorundayım.

Ik moet optimistisch zijn.

Sözlüğü kullanmak zorundayım.

Ik moet het woordenboek gebruiken.

Saçımı yaptırmak zorundayım.

- Ik moet mijn haar opmaken.
- Ik moet mijn haar doen.

Onları bulmak zorundayım.

Ik moet ze vinden.

İlaç almak zorundayım.

Ik moet medicijnen gebruiken.

Şimdi gitmek zorundayım.

Ik moet nu gaan.

Japonca öğrenmek zorundayım.

Ik moet Japans leren.

Japonca çalışmak zorundayım.

Ik moet Japans leren.

Valizimi boşaltmak zorundayım.

Ik moet mijn koffer uitpakken.

Onları aramak zorundayım.

Ik moet ze bellen.

- Tuvalete gitmek zorundayım.
- Banyoya gitmem gerekiyor.
- Tuvaleti kullanmak zorundayım.

Ik moet naar de wc.

Niçin onu yapmak zorundayım.

Waarom moet ik dat doen?

Ben de yemek zorundayım.

Ik moet ook eten.

Ben alışverişe gitmek zorundayım.

- Ik moet gaan winkelen.
- Ik moet boodschappen gaan doen.

Dolma kalemimi aramak zorundayım.

Ik moet mijn pen zoeken.

Ben bisiklete binmek zorundayım.

Ik moet fietsen.

Dizlerime masaj yapmak zorundayım.

Ik moet mijn knieën masseren.

Bu derse katılmak zorundayım.

- Ik moet dit college bijwonen.
- Ik moet deze les bijwonen.

Bir sms yazmak zorundayım.

Ik moet een sms schrijven.

Gitmek zorundayım, geç oldu!

Ik moet ervandoor. Het is laat!

Şimdi bununla uğraşmak zorundayım.

We moeten hier nu mee omgaan.

Neden okula gitmek zorundayım?

Waarom moet ik naar school?

Elimden geleni yapmak zorundayım.

Ik moet mijn best doen.

Şimdi Tom'u bulmak zorundayım.

Nu moet ik Tom vinden.

Bu kediye bakmak zorundayım.

Ik moet voor die poes zorgen.

Seni terk etmek zorundayım.

Ik moet je verlaten.

Geç oldu, gitmek zorundayım.

Het is laat, ik moet gaan.

Bir duş almak zorundayım.

Ik moet douchen.

Okul için giyinmek zorundayım.

Ik moet me aankleden voor school.

Yarın Danimarka'ya gitmek zorundayım.

Ik moet morgen naar Denemarken gaan.

Ben onu bulmak zorundayım.

Ik moet het vinden.

Ben Tom'u etkilemek zorundayım.

Ik moet een indruk maken op Tom.

Ona yardım etmek zorundayım.

Ik moet hem helpen.

Derhal eve gitmek zorundayım.

Ik moet onmiddellijk naar huis.

Ben gerçekten işemek zorundayım.

Ik moet dringend gaan pissen.

Sınav için çalışmak zorundayım.

Ik moet studeren voor de toets.

Her şeyi planlamak zorundayım.

Ik moet alles plannen.

Maria'ya İngilizce öğretmek zorundayım.

Ik moet Mary Engels leren.

Yarın erken kalkmak zorundayım.

Ik moet morgen vroeg op.

Pazartesi günü gelmek zorundayım.

Ik moet maandag komen.

Seni muayene etmek zorundayım.

- Ik moet je onderzoeken.
- Ik moet u onderzoeken.
- Ik moet jullie onderzoeken.

Köpeği çocuklardan ayırmak zorundayım.

Ik moet de hond weghouden van de kinderen.

Biraz süt almak zorundayım.

Ik moet wat melk halen.

Öğretmenin adını bilmek zorundayım.

Ik moet de naam van de leraar weten.

İlgilendiğimi itiraf etmek zorundayım.

Ik moet toegeven dat ik geïnteresseerd ben.

Noel hediyeleri almak zorundayım.

Ik moet kerstcadeaus kopen.

Pazartesi günleri çalışmak zorundayım.

Ik moet op maandag werken.

Yağmur yağsa bile gitmek zorundayım.

Ik moet gaan, zelfs wanneer het regent.

Bir telefon görüşmesi yapmak zorundayım.

Ik moet bellen.

Kediyi bugün veterinere götürmek zorundayım.

Ik moet vandaag de kat naar de dierenarts brengen.

Üzgünüm, bu gece çalışmak zorundayım.

Het spijt me, maar ik moet werken vanavond.

Ben bir mektup yazmak zorundayım.

Ik moet een brief schrijven.

Biyoloji testi için çalışmak zorundayım.

Ik moet studeren voor een biologietoets.

- Tuvalete gitmeliyim.
- Tuvaleti kullanmak zorundayım.

Ik moet naar het toilet.

Bu cümlenin anlamını anlamak zorundayım.

Ik moet de betekenis van deze zin begrijpen.

Ben bu sınavı geçmek zorundayım.

- Ik moet slagen in dit examen.
- Ik moet slagen voor dit examen.

Şimdi gitmek zorundayım. Güle güle!

Ik moet nu gaan. Doei!

Lütfen beni bağışlayın, gitmek zorundayım.

Neem mij niet kwalijk, ik moet vertrekken.

Ben buzdolabını tamir etmek zorundayım.

Ik moet de koelkast repareren.

Neden bunu sana vermek zorundayım?

- Waarom moet ik dit aan je geven?
- Waarom moet ik dit aan jou geven?

Bütün gün yatakta kalmak zorundayım.

Ik moet de hele dag in bed blijven.

Ona bir şey söylemek zorundayım.

Ik moet hem iets zeggen.