Translation of "Karşılaşmadım" in English

0.005 sec.

Examples of using "Karşılaşmadım" in a sentence and their english translations:

Arkadaşlarla karşılaşmadım.

I haven't met friends.

Orada kimseyle karşılaşmadım.

I didn't meet anyone there.

Ben onunla karşılaşmadım.

I haven't met him.

Onunla hiç karşılaşmadım.

I've never met her.

Tom'la hiç karşılaşmadım.

I've never met Tom.

Onlarla hiç karşılaşmadım.

I never met them.

Daha önce onunla karşılaşmadım.

I haven't met him before.

Aslında Tom'la hiç karşılaşmadım.

I've never actually met Tom.

Tom'la hiç karşılaşmadım bile.

I never even met Tom.

Arkadaşlarımdan herhangi biriyle karşılaşmadım.

I didn't meet any of my friends.

Ben Maria'yla hiç karşılaşmadım.

I never met Maria.

Neredeyse onunla hiç karşılaşmadım.

I almost never met her.

Ben hiç annemle karşılaşmadım.

I've never met my mother.

Bu aralar onunla karşılaşmadım.

I haven't met with her recently.

Henüz mükemmel bir kocayla karşılaşmadım.

I have yet to find a perfect husband.

Bir kez bile onunla karşılaşmadım.

I haven't met him even once.

Çikolatadan hoşlanmayan biriyle hiç karşılaşmadım.

- I've never met someone who doesn't like chocolate.
- I've never met anyone who doesn't like chocolate.

Tom gibi biriyle hiç karşılaşmadım.

I've never met anyone like Tom.

Onun gibi biriyle asla karşılaşmadım.

- I've never met anybody like her.
- I've never met anybody like him.

Ben de Tom'la hiç karşılaşmadım.

I've never met Tom, either.

Daha önce onlarla hiç karşılaşmadım.

I'd never met them before.

Sevmediğim bir müzisyenle hiç karşılaşmadım.

- I've never met a musician that I didn't like.
- I've never met a musician I didn't like.

Ondan sonra bir daha onunla karşılaşmadım.

I didn't meet him again after that.

Böyle garip bir davayla hiç karşılaşmadım.

I've never come across such a strange case.

Daha günahkar bir kişiyle hiç karşılaşmadım.

I have never met a more sinful person.

Daha günahkar bir kadınla hiç karşılaşmadım.

I have never met a more sinful woman.

- Çocuklarımla hiç tanışmadım.
- Çocuklarımla hiç karşılaşmadım.

I have never met my children.

Daha önce bir Kanadalı ile hiç karşılaşmadım.

I've never met a Canadian before.

Daha önce Tom'a oldukça benzeyen biriyle karşılaşmadım.

I had never met anyone quite like Tom before.

Daha önce böyle inatçı bir kişiyle karşılaşmadım.

I have never come across such a stubborn person.

- Aslında Tom'la hiç karşılaşmadım.
- Aslında Tom'la hiç tanışmadım.

I never actually met Tom.

Daha önce tamamen Tom gibi biriyle hiç karşılaşmadım.

I've never met anyone quite like Tom before.

- Partide yeni biriye tanışmadım.
- Partide yeni biriyle karşılaşmadım.

I didn't meet anyone new at the party.

Rusya'nın dayanıklılığı, sahip olduğu her şeye benzemiyor hiç karşılaşmadım.

Russia’s resilience is unlike anything he’s ever encountered.

On beş yıl önceki mezuniyetten beri eski sınıf arkadaşlarımla hiç karşılaşmadım.

Since graduation fifteen years ago I have never run into my former classmates.

Liseden mezun olmadan önce Tom'a rastladım fakat yıllar sonrasına kadar Mary ile karşılaşmadım.

I met Tom before I graduated from high school, but didn't meet Mary until many years later.