Translation of "Sevgiyi" in English

Sevgiyi yayın.

Spread the love.

Sevgiyi ve arzuyu karıştırma.

Don't confuse love and desire.

O, sevgiyi nasıl göstereceğini biliyor.

He knows how to show love.

Zaman, dostluğu güçlendirir, sevgiyi zayıflatır.

Time, which strengthens friendship, weakens love.

Leyla kalıcı sevgiyi bulmak istedi.

Layla wanted to find lasting love.

Ama aynı zamanda sevgiyi tecrübe ettim.

But at the same time, I've experienced love,

Annem bana ihtiyaç duyduğum tüm sevgiyi verdi.

My mother gave me all the love I needed.

Tom üvey ebeveynlerinin kendisine verdiği sevgiyi kabul etmeyi öğrendi.

Tom learned to accept the love his stepparents gave him.

Sevgi mi? O da ne? Ben bir yetimim. Sevgiyi hiç tadamadım ki.

Love? What's that? I'm an orphan. I've never known love.

Sende üç şeyi fark eden insana güven: gülümsemenin ardında sakladığın acıyı, öfkenin ardındaki sevgiyi, suskunluğunun ardındaki sebebi.

Trust the man who is aware of three things about you: the grief behind your smile, the love behind your anger, and the reason for your silence.