Translation of "Verdi" in Arabic

0.015 sec.

Examples of using "Verdi" in a sentence and their arabic translations:

O, para verdi.

هي قدمت المال.

Gitmeme izin verdi.

هو تركني أذهب.

Gitmemize izin verdi.

هو تركنا نذهب.

Gitmesine izin verdi.

- هي تركتها تذهب.
- تركتها تذهب.

- Ülkesi için hayatını verdi.
- Ülkesi için canını verdi.

أعطى بلده حياته.

- Leyla başörtüsü takmaya karar verdi.
- Leyla başını örtmeye karar verdi.
- Leyla başını kapatmaya karar verdi.
- Leyla tesettüre girmeye karar verdi.

قرّرت ليلى ارتداء الحجاب.

Savunmamda bana ilham verdi.

كما لو كانت حريتي.

Amcam bana arabasını verdi.

أعطاني عمي سيارته.

Savaş sonunda patlak verdi.

اِندلعت الحرب أخيراً.

Onlar onu bana verdi.

هم أعطوها لي

Savaş aniden patlak verdi.

اِندلعت الحرب فجأة.

Sana kim iş verdi?

من وظّفك؟

Tom'un gitmesine izin verdi.

هو تركَ توم يذهب.

Sigarayı bırakmaya karar verdi.

قرر أن يقلع عن التدخين.

Sonunda evlenmeye karar verdi.

وأخيراً قرر أن يتزوج.

Mary Tom'a kılıç verdi.

أعطت ماري السيفَ لتوم.

Onlar görevi bize verdi.

كلفونا بهذا العمل.

Ülkesi için canını verdi.

أعطى بلده حياته.

Fadıl mücevheri rehin verdi.

رهن فاضل الحليّ.

Fadıl, Leyla'ya ilaç verdi.

خدّر فاضل ليلى.

Sami evini ateşe verdi.

أضرم سامي النّار في منزله.

Leyla, Sami'ye ilaç verdi.

خدّرت ليلى سامي.

Leyla parayı Sami'ye verdi.

قدّمت ليلى المال لسامي.

Sami herkese para verdi.

- قدّم سامي المال للجميع.
- كان سامي يقدّم المال لجميع النّاس.

Sami telefonuna cevap verdi.

ردّ سامي على هاتفه.

Sami Fazıl'a zekat verdi.

قدّم سامي الزّكاة لفاضل.

- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.

أعطاه عمي هدية.

- Sami, bilgisayarını Leyla'ya verdi.
- Sami'nin bir bilgisayarı vardı ve onu Leyla'ya verdi.
- Sami kendi bilgisayarını Leyla'ya verdi.

قدّم سامي حاسوبه لليلى.

- O, yurt dışına gitmeye karar verdi.
- O, yurtdışına gitmeye karar verdi.

قرر أن يسافر إلى الخارج.

- Amcam bana bu kol saatini verdi.
- Dayım bana bu kol saatini verdi.
- Eniştem bana bu kol saatini verdi.

عَمّي أعطاني هذه السّاعة.

Fransızları savunmak için işaret verdi.

ولكنه أعطى إشارة لدعم الهجوم الإفرنجي.

Ne cevap verdi biliyor musunuz?

هل تعلمون ماذا أجابت؟

Tom bana bir kalem verdi.

أعطاني توم قلماً.

Savaş 1941 yılında patlak verdi.

اِندلعت الحرب عام ١٩٤١م.

O, ona biraz öğüt verdi.

قدّم لها نصيحة.

Hakim davacı aleyhine karar verdi.

أصدر القاضي حكما ضد المدعي.

O onun gitmesine izin verdi.

هي تركتهُ يذهب.

O, Tom'un gitmesine izin verdi.

هي تركت توم يذهب.

Planını gizli tutmaya karar verdi.

قرر أن يبقي خطته سراً.

O, bana bir hediye verdi.

أعطتني هدية.

O babasına bir kravat verdi.

أعطت والدها ربطة عنق.

O istifa etmeye karar verdi.

قررت أن تستقيل.

Bir doktor olmaya karar verdi.

عزم على أن يصبح طبيباً.

Savaş 1939 yılında patlak verdi.

- اِندلعت الحرب عام ١٩٣٩م.
- اِندلعت الحرب عام ١٩٣٩ ميلادية.
- اِندلعت الحرب عام ١٩٣٩ للميلاد.

Babam bana bir oyun verdi.

أعطاني أبي لعبةً.

O sigarayı bırakmaya karar verdi.

قَرَّرَتِ التوقفَ عن التدخين.

Tom bana bir elma verdi.

أعطاني توم تفاحة.

Amcam bana bir kamera verdi.

أعطاني عمي كاميرا.

Ann bu hediyeyi bana verdi.

أعطتني آن هذه الهدية.

O gözyaşları ile cevap verdi.

أجابت باكيةً.

Tom evini satmaya karar verdi.

قرر توم أن يبيع منزله.

Tom yarışmaya girmeye karar verdi.

توم قرّر الإلتحاق في مسابقة.

Tom bana bazı kitaplar verdi.

أعطاني توم بعض الكتب.

Fadıl kızına Leyla adını verdi.

سمّى فاضل إبنته ليلى.

Fadıl, Dania'ya bir silah verdi.

قدّم فاضل مسدّسا لدانيا.

Leyla yanlışlıkla peruğunu ateşe verdi.

أحرقت ليلى باروكتها بطريق الخطأ.

Leyla, pazar okulu derslerini verdi.

كانت ليلى تقدّم دروسا في مدرسة الأحد.

Sami, Leyla'nın cesedini ateşe verdi.

أشعل سامي النّار في جثّة ليلى.

Sami sana mesajımı verdi mi?

هل سلّمك سامي رسالتي؟

Tom Mary'ye yanlış anahtarı verdi.

أعطى توم ماري المفتاح الخطأ.

Sami, Leyla'ya biraz para verdi.

قدّم سامي بعض المال لليلى.

Sami, Leyla'ya bir bardak verdi.

قدّم سامي كأسا لليلي.

Sami, Leyla'ya bir hap verdi.

قدّم سامي قرصا لليلى.

Sami kendi hayatına son verdi.

انتحر سامي.

- Fadıl, Rami'nin orada yaşamasına izin verdi.
- Fadıl, Rami'nin orada oturmasına izin verdi.

سمح فاضل لرامي كي يعيش هناك.

Şansını internet sitelerinde denemeye karar verdi

قررت أن تعطي المواعدة عبر الأنترنت فرصة .

100 binlerce hayvan ise can verdi

مات 100 ألف حيوان

Sürpriz unsuru ile vurma yeteneği verdi .

تشاء ، مع عنصر المفاجأة.

Fransız asillerine verdi ve onlara güvendi.

للنبلاء الإفرنجيين الذين كانوا على ثقة بإمكانياتهم.

Bay Brown bana senin adını verdi.

أعطاني السيد براون اسمَك.

Babam bana güzel bir saat verdi.

أعطاني أبي ساعةً حلوة.

Onun kız kardeşi için kanını verdi.

لقد أعطى دمه لكى يساعد أخته.

O bir avukat olmaya karar verdi.

قرر أن يصبح محامياً

O, onunla evlenmek için söz verdi.

وعد بأن يتزوجها.

Dün gece bir yangın patlak verdi.

- اندلع حريق الليلة الماضية.
- شب حريق الليلة الماضية.

O bana iki kitap ödünç verdi.

أعارني كتابَيْن.

Patron hepimize bir günlük izin verdi.

أعطى رئيس العمل الكل إجازة.

O, bana dörtte geleceğine söz verdi.

لقد وعدني أنه سيأتي على الساعة الرابعة.

Tom Fransızca öğrenmeye başlama kararı verdi.

قرر "توم" أن يبدأ بتعلم اللغة الفرنسية

O, tekrar geç kalmamaya söz verdi.

هي وعدت بأن لاتتأخر مرة اخرى.

Jim tekrar gelmeyeceğine bana söz verdi.

وعدني جيم أنه لن يعود.

Tom polise yanlış bir adres verdi.

أعطى توم الشرطة عنوانا خاطئا.

Fadıl, Leyla'ya bir uyku iksiri verdi.

قدّم فاضل لليلى مستحضرا للنّوم.

Leyla evi satın almaya karar verdi.

قرّرت ليلى أن تشتري ذلك المنزل.

Leyla, Sami'ye daha fazla para verdi.

قدّمت ليلى المزيد من المال لسامي.

Sami köpeklerin dışarı çıkmasına izin verdi.

أخرج سامي كلابه.

Sami polise şüphelinin bir eşkalini verdi.

قدّم سامي للشّرطة وصفا عن المشتبه به.

Üniversite ona fahri doktora unvanı verdi.

منحته الجامعة دكتورة فخرية

- Teyzem Noel için bana bir kitap verdi.
- Teyzem Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Halam Noel hediyesi olarak bana bir kitap verdi.
- Teyzem bana Noel için bir kitap verdi.

- أهدتني عمتي كتابًا في عيد ميلاد المسيح.
- أهدتني خالتي كتابًا في عيد ميلاد المسيح.

O gün bana değerli bir ders verdi.

وفي ذلك اليوم تعلّمت درسًا قيّمًا.

Tanrı bize ihtiyacımız olan her şeyi verdi.

لقد أعطانا الله كل ما نحتاجه.

ülkenin dört bir yanında protestolar patlak verdi.

اندلعت الاحتجاجات بجميع أنحاء البلاد.

O Afyon'daki adam kim bilir kimlere verdi?

من يعرف من أعطى الرجل في أفيون لمن؟

Rodos adasındaki Hospitallier Şövalyeleri destekleme sözü verdi,

تعهد فرسان الإسبتارية بدعمهم من جزيرة رودس،

Libya'yı yeniden birleştirme sözü verdi . Deneyimli generaller

توحيد ليبيا من جديد جسمٌ عسكريٌ قويٌ بقيادة جنرال متمرس لقى

Tom Mary'ye bir sürü ödünç para verdi.

توم كان يدين لماري بمبلغ مالي كبير.

Babam bana yeni bir dolma kalem verdi.

أعطاني أبي قلمًا سائلًا جديدًا.